Bir tek hücreli tüm dünya ve ülke gündemini bir anda değiştirdi. Bu ilk dünyanın ilk karşılaştığı pandemik değil. Ne yaparsak yapalım sonuncusu da olmayacak. Amaç çağdaş bilim, teknoloji ve iletişimin yardımı ile Corona’nın en başta beşeri telefatı ve yapacağı ekonomik hasarı asgariye indirmek. Bunun için ilk akla gelen önlem karantina oldu. Dünyada şu anda milyarlarca insan kendi kabuğuna çekilmiş durumda. Türkiye’ de de öyle.
Zor zamanlar. Ama 100 yıl öncesinden daha iyi durumda olduğumuza şükretmeliyiz. Hiç olmazsa ülkemiz 7 düvelin, İstanbul ise İngilizlerin işgalinde değil. Tanrı evsizlere yardımcı olsun, evi şimdi herkesin sığındığı kale. Eğer, kale burcundan dışarıya bakacak olsaydık, düşmanı izleyecek, acil yardım gelene kadar sadece kendimize güvenecektik. Oysa şimdi dışarıya televizyon ve sosyal medyadan bakıyor ve haber akışına güvenmek istiyoruz.
Güven için önce Şeffaflık Gerek
Öncelik sağlık. Virüsün yayılmasını ve salgının hızını kesmek önemli. Yangına su gibi ilaç, malzeme, doktor ve hasta hane kapasitesi ile yetiştirmek, yoksulu, yalnızı kollamak, koşul istismarını engellemek için organize bir toplum olmak işin özü. İşbirliği, dayanışma ve karşılıklı güven gerekiyor. Hasta ve ölüm sayılarının hem ülke genelinde, hem de dünyanın her yerinde olduğu gibi yaşadığımız yerlerde de nasıl seyrettiğini bilmek mutlak bir zorunluluk. Bu bağlamda New York valisi Andrew Cuomo’nun samimi yakınmaları ile Roma Belediye başkanının şikâyetlerini ve en önemlisi kendi ülkemizde Sağlık Bakanının sadece doğruları yansıtan açıklamaları çok değerli. Hafife alınmadığını ama panikletmek istenmediğini; Abartılmadığını, ama küçümsemediğini, sorunlara hurafeyle değil, bilimle yaklaşıldığını bilmemiz, kendi kale burçlarımızdan dışarıyı tarassut eden bizler için gerekli güvenin en önemli basamağı.
Birkaç ülke hariç, neredeyse tüm dünya durgunluğa adım adım zaten yaklaşıyordu. Şimdi dünyayı uçurumdan aşağı itmeye çalışan bir tek hücrelinin yaptığı ani çıkış, önceden yapılan yanlışları hiçbir yerde mazur göstermeyecek. Yeni yanlışların yapılmasını önleyecek en önemli şey, şimdi her adımda şeffaflık. Şeffaflık, doğru ve gecikmeyen bilgi akışı ise toplumsal güvenin temel harcı olacak.
Mütegallibe Yaratmamak İçin
Her ülkede kamu önderliğinde, acil durum finansmanı için büyük para tahsisleri söz konusu. Kime, ne ve ne kadar verilecek? Kimlere ödeme kolaylıkları sağlanacak? Kimler, hangi sektörler vergi indiriminden veya ertelemesinden yararlandırılacak açıklıkla yapılması gereken işlemler. Talep sahiplerinin de hileli iflasa benzemeden gerçek ihtiyaç sahibi olarak talepte bulunması önemli. Süte su karıştırılmaması açıkta et satılmaması, fahiş fiyat etiketlerinin sahne almaması da.
Hangi ölçekte olursa olsun, sadece işverenin, işletmelerin değil, çalışanların da ayırım yapılmadan korunması, adaletsizlik duygusunun ağır yükünü azaltacaktır. Virüs yarattığı beşeri hasar ile en çok sağlık sektörlerini zorlamakta. Ama başta hekimler olmak üzere sağlık personeline, mesleğe girerken ettikleri “Hipokrat Yeminini“ hatırlatmadan sadece dolgun ücret vaadinde bulunmak da, “paragöz hekim“ imajını güçlendirerek, güven aşınması yaratacaktır. Kaldı ki, virüsün bulaştığı hastayı tedavi eden hekim önemli de, o hastanın çöpünü alıp atan çöpçü önemsiz mi?
Niyetin İyi Anlaşılabilmesi Önemli
Makroekonomi politikası şeffaflığı kadar mikroekonomi politikası şeffaflığı da önemli. Tedarik zincirlerinde arıza çıkması, yine her yerde, her ülkede sorun. Özellikle gıda, içme suyu, hijyen ve temizlik ürünleri ve ilaç gibi tüketim mallarında tedarik sorunlarının ortaya çıkmaması için, ulaştırma sektörünün akışı aksamamalı. Eh petrol ve yakıt şimdi ucuz. Bu da Suudi ve Rusya kapışmasının bir lütfu. Kalite ve sağlık denetimlerinin ihmal edilmemesi ve öncelikle ulusal piyasanın ihtiyacının hedeflenmesi önemli. Bu bağlamda, üretim ve dağıtım teşvikleri anlaşılır bir şey olsa bile neden Eximbank ihracat teşvikleri gündemde sorusunun akla gelmemesi, stokçuluğun engellenmesi güven tesisi için olmazsa olmaz.
Riskli ve Tekinsiz Konular ve Güven
Eğitime hangi yaşta olursa olsun çocukların sağlığını korumak için her yerde ara veriliyor. Bu bir salgında olduğu gibi savaş halinde de olabilecek bir durum. Ama uzaktan eğitimin kalitesi ve içeriği insanları güven aşınmasına itmemeli ve kale içinde mahsur kalanların beyninin yıkanma niyeti olduğu izleniminden kaçınılmalı.
Büyük bir risk kitlesi olduğu için her türlü mahkûmu, tecavüzcü, gaspçı, hırsız, uğursuz, katil, psikopat farkı gözetmeden salma düşüncesi, hele hele düşünce suçundan tutsak bulunanların adı bile anılmadan dile getirilmesi, taşıdığı risk dolayısı ile virüsün kendisi kadar can güvenliğini ve kamu otoritesine güveni sorgulatacak bir adım olma potansiyeline sahip.
Bir de Gündemimizden Geçici Olarak Çıkan Konular Var Ya!
Covid 19 ile sanki zaman durdu ve gündemi daha önce işgal eden konular, bir anda arka plana düştü. İdlib’de, Libya’da, Yemen’de, Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Karadeniz’de ve Doğu Ukrayna’da neler olduğunu artık hiç duymuyoruz. Çin trenleri Ahılkelek’den girip, Ayrılık Çeşmesinden geçiyor mu bilmiyoruz. Belki şimdilik umursamıyoruz da. Sadece insanları bir tek hücrelinin tembih ettiğini, ilan edilen ateşkeslerin devamını sağladığını, çatışmaların durduğunu ve sınır ötesindeki Mehmetçiğin durumunun güvenli olduğunu ümit etmek istiyoruz. Bu konularda da bilgi gizlenmesini ve ileride istenmeyen sürprizlerle karşılaşmak istemiyoruz. Ayrıca, bu kritik dönemeçte, kendi insanımız için kullanılacak imkânın, yâd ellerde heba edilmesinin yaratacağı güvensizliği hiç mi hiç kaldıramıyoruz.
Zor zamanlar. Ama 100 yıl öncesinden daha iyi durumda olduğumuza şükretmeliyiz. Hiç olmazsa ülkemiz 7 düvelin, İstanbul ise İngilizlerin işgalinde değil. Tanrı evsizlere yardımcı olsun, evi şimdi herkesin sığındığı kale. Eğer, kale burcundan dışarıya bakacak olsaydık, düşmanı izleyecek, acil yardım gelene kadar sadece kendimize güvenecektik. Oysa şimdi dışarıya televizyon ve sosyal medyadan bakıyor ve haber akışına güvenmek istiyoruz.
Güven için önce Şeffaflık Gerek
Öncelik sağlık. Virüsün yayılmasını ve salgının hızını kesmek önemli. Yangına su gibi ilaç, malzeme, doktor ve hasta hane kapasitesi ile yetiştirmek, yoksulu, yalnızı kollamak, koşul istismarını engellemek için organize bir toplum olmak işin özü. İşbirliği, dayanışma ve karşılıklı güven gerekiyor. Hasta ve ölüm sayılarının hem ülke genelinde, hem de dünyanın her yerinde olduğu gibi yaşadığımız yerlerde de nasıl seyrettiğini bilmek mutlak bir zorunluluk. Bu bağlamda New York valisi Andrew Cuomo’nun samimi yakınmaları ile Roma Belediye başkanının şikâyetlerini ve en önemlisi kendi ülkemizde Sağlık Bakanının sadece doğruları yansıtan açıklamaları çok değerli. Hafife alınmadığını ama panikletmek istenmediğini; Abartılmadığını, ama küçümsemediğini, sorunlara hurafeyle değil, bilimle yaklaşıldığını bilmemiz, kendi kale burçlarımızdan dışarıyı tarassut eden bizler için gerekli güvenin en önemli basamağı.
Birkaç ülke hariç, neredeyse tüm dünya durgunluğa adım adım zaten yaklaşıyordu. Şimdi dünyayı uçurumdan aşağı itmeye çalışan bir tek hücrelinin yaptığı ani çıkış, önceden yapılan yanlışları hiçbir yerde mazur göstermeyecek. Yeni yanlışların yapılmasını önleyecek en önemli şey, şimdi her adımda şeffaflık. Şeffaflık, doğru ve gecikmeyen bilgi akışı ise toplumsal güvenin temel harcı olacak.
Mütegallibe Yaratmamak İçin
Her ülkede kamu önderliğinde, acil durum finansmanı için büyük para tahsisleri söz konusu. Kime, ne ve ne kadar verilecek? Kimlere ödeme kolaylıkları sağlanacak? Kimler, hangi sektörler vergi indiriminden veya ertelemesinden yararlandırılacak açıklıkla yapılması gereken işlemler. Talep sahiplerinin de hileli iflasa benzemeden gerçek ihtiyaç sahibi olarak talepte bulunması önemli. Süte su karıştırılmaması açıkta et satılmaması, fahiş fiyat etiketlerinin sahne almaması da.
Hangi ölçekte olursa olsun, sadece işverenin, işletmelerin değil, çalışanların da ayırım yapılmadan korunması, adaletsizlik duygusunun ağır yükünü azaltacaktır. Virüs yarattığı beşeri hasar ile en çok sağlık sektörlerini zorlamakta. Ama başta hekimler olmak üzere sağlık personeline, mesleğe girerken ettikleri “Hipokrat Yeminini“ hatırlatmadan sadece dolgun ücret vaadinde bulunmak da, “paragöz hekim“ imajını güçlendirerek, güven aşınması yaratacaktır. Kaldı ki, virüsün bulaştığı hastayı tedavi eden hekim önemli de, o hastanın çöpünü alıp atan çöpçü önemsiz mi?
Niyetin İyi Anlaşılabilmesi Önemli
Makroekonomi politikası şeffaflığı kadar mikroekonomi politikası şeffaflığı da önemli. Tedarik zincirlerinde arıza çıkması, yine her yerde, her ülkede sorun. Özellikle gıda, içme suyu, hijyen ve temizlik ürünleri ve ilaç gibi tüketim mallarında tedarik sorunlarının ortaya çıkmaması için, ulaştırma sektörünün akışı aksamamalı. Eh petrol ve yakıt şimdi ucuz. Bu da Suudi ve Rusya kapışmasının bir lütfu. Kalite ve sağlık denetimlerinin ihmal edilmemesi ve öncelikle ulusal piyasanın ihtiyacının hedeflenmesi önemli. Bu bağlamda, üretim ve dağıtım teşvikleri anlaşılır bir şey olsa bile neden Eximbank ihracat teşvikleri gündemde sorusunun akla gelmemesi, stokçuluğun engellenmesi güven tesisi için olmazsa olmaz.
Riskli ve Tekinsiz Konular ve Güven
Eğitime hangi yaşta olursa olsun çocukların sağlığını korumak için her yerde ara veriliyor. Bu bir salgında olduğu gibi savaş halinde de olabilecek bir durum. Ama uzaktan eğitimin kalitesi ve içeriği insanları güven aşınmasına itmemeli ve kale içinde mahsur kalanların beyninin yıkanma niyeti olduğu izleniminden kaçınılmalı.
Büyük bir risk kitlesi olduğu için her türlü mahkûmu, tecavüzcü, gaspçı, hırsız, uğursuz, katil, psikopat farkı gözetmeden salma düşüncesi, hele hele düşünce suçundan tutsak bulunanların adı bile anılmadan dile getirilmesi, taşıdığı risk dolayısı ile virüsün kendisi kadar can güvenliğini ve kamu otoritesine güveni sorgulatacak bir adım olma potansiyeline sahip.
Bir de Gündemimizden Geçici Olarak Çıkan Konular Var Ya!
Covid 19 ile sanki zaman durdu ve gündemi daha önce işgal eden konular, bir anda arka plana düştü. İdlib’de, Libya’da, Yemen’de, Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Karadeniz’de ve Doğu Ukrayna’da neler olduğunu artık hiç duymuyoruz. Çin trenleri Ahılkelek’den girip, Ayrılık Çeşmesinden geçiyor mu bilmiyoruz. Belki şimdilik umursamıyoruz da. Sadece insanları bir tek hücrelinin tembih ettiğini, ilan edilen ateşkeslerin devamını sağladığını, çatışmaların durduğunu ve sınır ötesindeki Mehmetçiğin durumunun güvenli olduğunu ümit etmek istiyoruz. Bu konularda da bilgi gizlenmesini ve ileride istenmeyen sürprizlerle karşılaşmak istemiyoruz. Ayrıca, bu kritik dönemeçte, kendi insanımız için kullanılacak imkânın, yâd ellerde heba edilmesinin yaratacağı güvensizliği hiç mi hiç kaldıramıyoruz.