Donbass çatışmaları, Ukrayna’nın tek sorunu değil. Ama bu durum, Batı ile Doğu arasında sıkışıp kalmış bu sınır ülkesi için bağımsızlık veya parça parça Rusya tarafından yutulma tehlikesi yüzünden gerçek bir beka sorunu. Ayrıca sadece Ukrayna’nın sorunu da değil. Aynı zamanda Avrupa Birliği ve NATO için güvenlik sorunu. Bu nedenle, yakın geçmişte Minsk’te protokol üzerine protokol imzalayıp, bir türlü imzalanan belgelerle öngörülen koşulların yerine getirilmesini sağlayamayan Almanya ve Fransa, yeniden Ukrayna ve Rusya arasında uzlaşma arayışında. Önümüzdeki ayın zemheri soğuklarında, sıcak çatışmalar yeniden başlamasın diye kolları sıvayıp, kaybettikleri geniş alanda, samanlıkta toplu iğne arar gibi barışı arayacaklar.
Birinci Minsk’ten, İkinciye Kaybedilen Beş Koca Yıl
Bilindiği gibi Ukrayna krizini sonlandırmak amacı ile ilk mutabakat 2014 yılında Minsk’de imzalandı. Daha o tarihte, Donbass’da 9500 kişi hayatını kaybetmiş, şehirler ve tarım alanları tarumar olmuştu. Ama 2014 yılı, nihai bir barışı düşlemek için hayli erken bir tarihti. Kılıçların kınlarına sokulmasına bile vakit bulamadan, aynı yıl Rusya’nın Kırım’ı ufak bir manevra ile yutuvermesi, Minsk I’in üzerine karanlık bir gölge düşürdü. Zaten Doğu Ukrayna’da ne ateş kesildi ne de ayrılıkçılara Rusya desteği sona erdi. Donbass’taki Rus etnik gruplar, Kırım’ın Rusya’ya katılmasından da cesaretlenmişti.
2015 yılında, Almanya ve Fransa yeniden kolları sıvadığında Merkel ve Holland, Doğu Ukrayna ateşkesini daha kurumsal bir formata bağlamak ihtiyacı duydular. İşte “Minsk Anlaşmalarının, Uygulanması için Önlem Paketleri“ (Package of Measures for the Implementation of the Minsk Agreements) veya daha bilindik adı ile Minsk II, 2015’de, Batı’nın kendi güvenlik penceresinden Ukrayna-Rusya anlaşmazlığına bakış açısını tekrar ortaya koydu. Bu defa ayrılıkçıları da masaya davet eden Almanya ve Fransa, 13 maddelik ateşkes planını, AGİT’in (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) denetimine bıraktı. Savaş esirleri değiş tokuşundan, bölgeye insani yardım ulaştırılmasına kadar geniş kapsamlı ateşkes planı, bir de Kiev’e Doğu Ukrayna için, adına özerklik denmese bile bir tür yerinden yönetim taslağı hazırlama görevi yükledi. Belki 2015 boyunca kanlı şiddet eylemleri hafifledi. Ancak bu bir ateşkesten çok “ateş kıs“ eylemi gibi oldu. Tabii bölgedeki insanların acı ve sancıları dinmedi. Günbegün, Stania Luhanska köprüsünde, işlerine gitmek, evlerine dönmek için saatlerce, karda-kışta denetim noktalarında bekleme çilesi çeken halkın sıkıntılarını dünya AGİT’e rağmen pek göremedi. Görse bile aldırış etmedi. Arap baharı, Suriye krizi ve Çin denizi sorunları, bakışları hep başka yönlere çekti.
Normandiya Formatı’nda Yeni bir Barış Arayışı
Bu arada Ukrayna’da yeni bir dönem başladı. 1978’de Doğu Ukrayna’nın Kryvyi Rih şehrinde doğan Volodymir Zelenskiy, bu sinirleri hep gergin sınır ülkesine başkan olarak seçildiği tarih olan Nisan 2019’a kadar, ülkesinin çetrefil sorunlarına ne kadar vakıftı bilmiyorum. Ama Doğu Ukrayna’nın, yüzü hep gülen ve yüzleri güldüren çocuğu, başkan seçilince bunların hepsini birden kucağında buldu. Ülkedeki yaygın yolsuzlukların, bolluk içinde çekilen yoklukların ve hepsinin üzerinde Donbass çatışmalarının ivedilikle durdurulması gereğini hemen gördü. Seçim kampanyaları sırasında bile akan kanın durması için bir tür makul uzlaşmaya hazır olacağını defaatle söyledi. Bugüne kadar bölgede 13000 insanın hayatını kaybetmiş olması, Zelenski için bir başka tehlikenin habercisiydi. Moskova, Kırım’ın ilhakından sonra, Doğu Ukrayna’yı da tedricen çökertmeye çalıştığı izlenimi vermekten çekinmiyordu. Ne de olsa doğduğu, büyüdüğü toprakları da Rusya’ya kaptırmak tehlikesi vardı. Bunun için Nisan 2019’dan bugüne kadar geçen sekiz ay zarfında yeni bir barış planını kotarma çabasında. Kaldı ki soğuk kış günleri başlarken bu artık, Minsk grubu olarak değil de Normandiya Formatı’nda bir araya gelen Almanya, Fransa, Ukrayna ve Rusya’nın da sorunu.
Steinmeier Formülü’nde Barış Umudu Var mı?
Şimdi Normandiya Formatı’nda yeni bir barış girişimi var. Bu arada Rusya iyi niyet gösterisinde. Evet, önce Kerç boğazına kurduğu köprüyü tamamlayarak ele güne, Doğu Ukrayna’nın bataklıklarına ihtiyaç duymaksızın, Kırım’ı Rusya topraklarına bağladığını göstermeye çalıştı. Sonra Kasım başında Donbass bölgesinde, birliklerin karşılıklı yeniden geri çekilmesi başladı. Nihayet yine Kasım ayının 18’inde, elinde tuttuğu üç Ukrayna gemisini, Kırım kıyılarında Kiev denetimine devrettiğini açıkladı. Bu suretle Normandiya Formatı içinde tarafları, Donbass’da barışı hayata geçirmeye niyetli olduğuna ikna etmeye çalışmakta olduğuna şüphe yok. Bundan sonrası, dörtlü görüşmelerin, orijinal Minsk protokol metinlerinden ne kadar farklı olacağına, Donbass’ın çileli insanlarının günlük yaşamına ne gibi kolaylıklar getireceğine bağlı. Normandiya formatındaki toplantı Aralık ayında Normandiya’da yapılacak. Bu, dört ülkenin üç yıldan beri yaptığı ilk toplantı olacak. Ukrayna, Rusya ve AGİT’ten oluşan Üçlü İletişim Grubu Ukrayna’nın Rus kontrolü altındaki doğu bölgesi Donbass’ın yerel seçimler gerçekleştirildikten sonra özerk bir statüye geçmesi konusunda da uzlaşmış gözüküyor. Eski Alman dışişleri bakanı Frank-Walter Steinmeier tarafından 2016’da yapılan öneri yeniden itibar kazanmış durumda. “Steinmeier Formülü“ olarak bilinen uzlaşı ile Donbass bölgesi, yerel seçimlerini Ukrayna yasalarına göre yapacak ve sonuçları AGİT’e onaylatacak. AGİT onayı ile Donbass özerk olacak. Ya sonra? Bu Kırım modelinin bir başka türlüsü ve ilhak için yeni bir aşama mı olacak?
Makul Çözüm Nerede?
Ukrayna, makul her türlü anlaşmaya hazır olduğunu tekrar tekrar açıklıyor. Bu şifreli ifade öncelikle bir saldırmazlık paktı beklentisi. Ayrıca, Rusya’nın, Ukrayna’nın iç işlerine karışmaması talebi mesajı var. Bir de Rusya’nın Ukrayna’dan aldığı toprakları geri vermesi için Zelenskiy bir takvim istiyor. Bu ise karmaşık bir konu. Rusya, tarihine, edebiyatına dayanarak, o toprakların hâlâ Kievan Rus olduğu düşüncesinde ısrarcı ise Normandiya grubunun başarısı sınırlı, Steinmeier planı da fos çıkabilir. Ayrıca, Kiev ve Moskova arasında “karşılıklı güven tesisi“ için Normandiya grubundan şimdilik sadece süslü sözler duyuyoruz. Örneğin Almanya Dışişleri bakanı Maas, fiili sonuçların, anlaşmanın başarısını kanıtlayacağını söylüyor. Karşılıklı güven tesisinin de fiilen atılacak adımlara bağlı olduğunu ekliyor. Hâlâ karanlıkta birbirlerine göz kırpıyor gibiler.
Birinci Minsk’ten, İkinciye Kaybedilen Beş Koca Yıl
Bilindiği gibi Ukrayna krizini sonlandırmak amacı ile ilk mutabakat 2014 yılında Minsk’de imzalandı. Daha o tarihte, Donbass’da 9500 kişi hayatını kaybetmiş, şehirler ve tarım alanları tarumar olmuştu. Ama 2014 yılı, nihai bir barışı düşlemek için hayli erken bir tarihti. Kılıçların kınlarına sokulmasına bile vakit bulamadan, aynı yıl Rusya’nın Kırım’ı ufak bir manevra ile yutuvermesi, Minsk I’in üzerine karanlık bir gölge düşürdü. Zaten Doğu Ukrayna’da ne ateş kesildi ne de ayrılıkçılara Rusya desteği sona erdi. Donbass’taki Rus etnik gruplar, Kırım’ın Rusya’ya katılmasından da cesaretlenmişti.
2015 yılında, Almanya ve Fransa yeniden kolları sıvadığında Merkel ve Holland, Doğu Ukrayna ateşkesini daha kurumsal bir formata bağlamak ihtiyacı duydular. İşte “Minsk Anlaşmalarının, Uygulanması için Önlem Paketleri“ (Package of Measures for the Implementation of the Minsk Agreements) veya daha bilindik adı ile Minsk II, 2015’de, Batı’nın kendi güvenlik penceresinden Ukrayna-Rusya anlaşmazlığına bakış açısını tekrar ortaya koydu. Bu defa ayrılıkçıları da masaya davet eden Almanya ve Fransa, 13 maddelik ateşkes planını, AGİT’in (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) denetimine bıraktı. Savaş esirleri değiş tokuşundan, bölgeye insani yardım ulaştırılmasına kadar geniş kapsamlı ateşkes planı, bir de Kiev’e Doğu Ukrayna için, adına özerklik denmese bile bir tür yerinden yönetim taslağı hazırlama görevi yükledi. Belki 2015 boyunca kanlı şiddet eylemleri hafifledi. Ancak bu bir ateşkesten çok “ateş kıs“ eylemi gibi oldu. Tabii bölgedeki insanların acı ve sancıları dinmedi. Günbegün, Stania Luhanska köprüsünde, işlerine gitmek, evlerine dönmek için saatlerce, karda-kışta denetim noktalarında bekleme çilesi çeken halkın sıkıntılarını dünya AGİT’e rağmen pek göremedi. Görse bile aldırış etmedi. Arap baharı, Suriye krizi ve Çin denizi sorunları, bakışları hep başka yönlere çekti.
Normandiya Formatı’nda Yeni bir Barış Arayışı
Bu arada Ukrayna’da yeni bir dönem başladı. 1978’de Doğu Ukrayna’nın Kryvyi Rih şehrinde doğan Volodymir Zelenskiy, bu sinirleri hep gergin sınır ülkesine başkan olarak seçildiği tarih olan Nisan 2019’a kadar, ülkesinin çetrefil sorunlarına ne kadar vakıftı bilmiyorum. Ama Doğu Ukrayna’nın, yüzü hep gülen ve yüzleri güldüren çocuğu, başkan seçilince bunların hepsini birden kucağında buldu. Ülkedeki yaygın yolsuzlukların, bolluk içinde çekilen yoklukların ve hepsinin üzerinde Donbass çatışmalarının ivedilikle durdurulması gereğini hemen gördü. Seçim kampanyaları sırasında bile akan kanın durması için bir tür makul uzlaşmaya hazır olacağını defaatle söyledi. Bugüne kadar bölgede 13000 insanın hayatını kaybetmiş olması, Zelenski için bir başka tehlikenin habercisiydi. Moskova, Kırım’ın ilhakından sonra, Doğu Ukrayna’yı da tedricen çökertmeye çalıştığı izlenimi vermekten çekinmiyordu. Ne de olsa doğduğu, büyüdüğü toprakları da Rusya’ya kaptırmak tehlikesi vardı. Bunun için Nisan 2019’dan bugüne kadar geçen sekiz ay zarfında yeni bir barış planını kotarma çabasında. Kaldı ki soğuk kış günleri başlarken bu artık, Minsk grubu olarak değil de Normandiya Formatı’nda bir araya gelen Almanya, Fransa, Ukrayna ve Rusya’nın da sorunu.
Steinmeier Formülü’nde Barış Umudu Var mı?
Şimdi Normandiya Formatı’nda yeni bir barış girişimi var. Bu arada Rusya iyi niyet gösterisinde. Evet, önce Kerç boğazına kurduğu köprüyü tamamlayarak ele güne, Doğu Ukrayna’nın bataklıklarına ihtiyaç duymaksızın, Kırım’ı Rusya topraklarına bağladığını göstermeye çalıştı. Sonra Kasım başında Donbass bölgesinde, birliklerin karşılıklı yeniden geri çekilmesi başladı. Nihayet yine Kasım ayının 18’inde, elinde tuttuğu üç Ukrayna gemisini, Kırım kıyılarında Kiev denetimine devrettiğini açıkladı. Bu suretle Normandiya Formatı içinde tarafları, Donbass’da barışı hayata geçirmeye niyetli olduğuna ikna etmeye çalışmakta olduğuna şüphe yok. Bundan sonrası, dörtlü görüşmelerin, orijinal Minsk protokol metinlerinden ne kadar farklı olacağına, Donbass’ın çileli insanlarının günlük yaşamına ne gibi kolaylıklar getireceğine bağlı. Normandiya formatındaki toplantı Aralık ayında Normandiya’da yapılacak. Bu, dört ülkenin üç yıldan beri yaptığı ilk toplantı olacak. Ukrayna, Rusya ve AGİT’ten oluşan Üçlü İletişim Grubu Ukrayna’nın Rus kontrolü altındaki doğu bölgesi Donbass’ın yerel seçimler gerçekleştirildikten sonra özerk bir statüye geçmesi konusunda da uzlaşmış gözüküyor. Eski Alman dışişleri bakanı Frank-Walter Steinmeier tarafından 2016’da yapılan öneri yeniden itibar kazanmış durumda. “Steinmeier Formülü“ olarak bilinen uzlaşı ile Donbass bölgesi, yerel seçimlerini Ukrayna yasalarına göre yapacak ve sonuçları AGİT’e onaylatacak. AGİT onayı ile Donbass özerk olacak. Ya sonra? Bu Kırım modelinin bir başka türlüsü ve ilhak için yeni bir aşama mı olacak?
Makul Çözüm Nerede?
Ukrayna, makul her türlü anlaşmaya hazır olduğunu tekrar tekrar açıklıyor. Bu şifreli ifade öncelikle bir saldırmazlık paktı beklentisi. Ayrıca, Rusya’nın, Ukrayna’nın iç işlerine karışmaması talebi mesajı var. Bir de Rusya’nın Ukrayna’dan aldığı toprakları geri vermesi için Zelenskiy bir takvim istiyor. Bu ise karmaşık bir konu. Rusya, tarihine, edebiyatına dayanarak, o toprakların hâlâ Kievan Rus olduğu düşüncesinde ısrarcı ise Normandiya grubunun başarısı sınırlı, Steinmeier planı da fos çıkabilir. Ayrıca, Kiev ve Moskova arasında “karşılıklı güven tesisi“ için Normandiya grubundan şimdilik sadece süslü sözler duyuyoruz. Örneğin Almanya Dışişleri bakanı Maas, fiili sonuçların, anlaşmanın başarısını kanıtlayacağını söylüyor. Karşılıklı güven tesisinin de fiilen atılacak adımlara bağlı olduğunu ekliyor. Hâlâ karanlıkta birbirlerine göz kırpıyor gibiler.