Türkiye’nin Afrika Kalkınma Bankası Grubu’na ( AfDB ) Üyeliği Ne Anlam İfade Ediyor?

Makale

Türkiye, Afrika kıtasıyla ekonomik işbirliğini güçlendirmesine imkân sağlayacak olan Afrika Kalkınma Bankası Grubu’na üyeliğini tamamladı. 29 Ekim 2013 tarihinde...

Türkiye, Afrika kıtasıyla ekonomik işbirliğini güçlendirmesine imkân sağlayacak olan Afrika Kalkınma Bankası Grubu’na üyeliğini tamamladı. 29 Ekim 2013 tarihinde Banka Grubu Başkanı Donald Kaberuka tarafından yayımlanan bir deklerasyonla Türkiye’nin üyeliği resmiyet kazanırken, ülkemiz 3 Aralık 2013 tarihindeki kurulda ilk kez temsil edilmiş oldu.

Afrika Kalkınma Bankası, Afrika Kalkınma Fonu ve Nijerya Güven Fonu tarafından oluşturulan Afrika Kalkınma Bankası Grubu’nun 53’ü Afrika’dan ve 25’i kıta dışından olmak üzere toplam 78 üyesi bulunmaktadır.[1] Afrika Kalkınma Bankası, grubun temel kurumu niteliğindedir. 4 Ağustos 1963 tarihinde 23 bağımsız Afrika ülkesinin imzalamış olduğu kurucu anlaşma, 10 Eylül 1964’de yürürlüğe girmiştir. Banka Grubu’nun ana hedefi, Afrika’da sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik etmek ve yoksulluğu azaltmaktır. 2003 yılında Fildişi Sahili’ndeki iç karışıklıklar nedeniyle geçici olarak Tunus’a taşınması kararlaştırılan kurumun merkezinin yeniden Fildişi Sahili’ne taşınması amacıyla çalışmalar sürdürülmektedir. AfDB’nin otuzu aşkın kıta ülkesinde temsilciliği bulunurken, 2012 yılında Tokyo temsilciliği de hizmete girmiştir. Kurumun fonları; üye ülkelerin yıllık katkıları, finans piyasalarından temin edilen krediler ve verilen borçların geri ödemelerinden meydana gelmektedir.[2] Özel fonlar ise Afrika Kalkınma Fonu ile Nijerya Güven Fonu’nun kaynaklarından oluşmaktadır.

Türkiye’nin 2008 yılının Şubat ayında Afrika Kalkınma Bankası ve Afrika Kalkınma Fonu üyeliği için yapmış olduğu müracaat, 14 Mayıs 2008 tarihinde Mozambik’teki Guvernörler Toplantısı’nda onaylanmıştır. Fakat üyelik anlaşmalarının imzalanması, katkı payının yatırılması ve üyeliğin bilhassa iç hukukumuzda onaylanması gibi konularda sürecin ağırdan alınmasına bağlı olarak beş yıllık bir gecikme söz konusu olmuştur. Buna karşın, Banka Grubu’na katılım, Afrika ile ilişkilerimizin derinleşmesi bakımından yeni bir döneme girildiğini göstermektedir.

AfDB’ye üyeliğimiz, bölgede çeşitli alanlarda faaliyetlerde bulunan Türk şirketlerine yeni iş imkânları sağlayacaktır. Bundan böyle Türk firmaları, kıta ülkelerinde, kurum tarafından finanse edilecek proje ve programlarda ihale fırsatlarından yararlanabileceklerdir. Bu durum, kıtadaki dönüşüm sürecini de destekleyecektir. Bu noktada özellikle Türk müteahhitlik sektörünün, altyapısı büyük oranda inşa sürecinde olan kıtadaki etkinliğini arttırması mümkün olacaktır. Zira AfDB tarafından tasdik edilen borç ve hibelerin toplamı 2010 yılında yaklaşık 6,2 milyar dolar olarak hesaplanırken, söz konusu meblağ 2011 yılında %36’lık artışla 8,5 milyar doların üzerine çıkmıştır. Aynı yıl toplam borç ve hibelerin %38,1’i altyapıya tahsis edilmiştir. Geçtiğimiz yılki borç ve hibelerin toplamı da 6 milyar doları aşarken, altyapı projelerinin payı %48,9 olmuştur. Bununla birlikte, sosyal projeler %14,6; çoklu sektör %14; finans sektörü %11,2; tarım ve kırsal kalkınma %8,6; endüstri, madencilik ve taş ocakçılığı %2,7 oranlarında pay almışlardır. 2011 yılında toplam 184 projeye destek verilirken, bu sayı 2012 yılında 199’a ulaşmıştır.

Müteahhitlik hizmetlerinin ve yatırımların, Türkiye’nin Afrika’daki etkisini belirleyeceğinde şüphe yoktur. 2012 yılı sonu itibariyle, kıta ülkelerinde üstlenilen müteahhitlik projelerinin tutarı 39,2 milyar doları Kuzey Afrika’da olmak üzere toplamda 46,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2002 yılına kadar Afrika’da üstlenilen projelerin toplam tutarının 9,6 milyar dolar olduğu göz önünde bulundurulduğunda, kat edilen mesafe daha net görülmektedir. Her ne kadar Sahra altı Afrika’nın payı düşük kalsa da Afrika Kalkınma Bankası’na üyeliğimizin olumlu etkiler yapacağını öngörmek güç değildir. Üstelik yakın dönemde Sahra altı Afrika’da üstlenilen projeler, gelecek adına umut vermektedir. Yeni pazar arayışındaki Türk firmalarının özellikle bu coğrafyada üstlenecekleri projelerde şüphesiz Türkiye Müteahhitler Birliği’nin yanı sıra önde gelen firmalarımızın girişimleri ve Eximbank tarafından bölge pazarına girişte sağlanacak destekler belirleyici olacaktır.


[1] Bölge dışı üyeler: ABD, Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Brezilya, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hindistan, Hollanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Kanada, Kore Cumhuriyeti, Kuveyt, Norveç, Portekiz, Suudi Arabistan ve Türkiye Cumhuriyeti’dir. Birleşik Arap Emirlikleri ise yalnızca Afrika Kalkınma Fonu’na üyedir.

[2] Türkiye, AfDB’ye üyelik çerçevesinde Afrika Kalkınma Fonu’na 2013 yılı için 20 milyon dolar tutarında katkıda bulunmuştur.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2751 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 645
TASAM Asya 98 1103
TASAM Avrupa 22 645
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 291
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1395 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 296
TASAM Orta Doğu 23 614
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1298 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 782
TASAM Türk Dünyası 20 516
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2047 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2047

Ülkelerin insan merkezli sürdürülebilir kalkınma ve gelişmişlik düzeyi skalasında, nüfusun yarısını oluşturan kadınların sosyal adaletin bir şartı olarak işgücü piyasasına katılımı, toplumsal hayatta, ekonomide ve siyasette daha fazla söz sahibi olmalarının önemli bir payı vardır.;

1992-1995 yılları arasında tüm Bosna’da yaşanan ve binlerce insanın öldürülmesi ile sonuçlanan soykırım, zulüm, sürgün, yerinden edilme ve cinsel şiddet, buradaki toplum üzerinde ciddi hasarlara yol açmış ve etkisini günümüze kadar sürdürmüştür.;

Çin’in Ortadoğu’daki nüfuz arayışı yoğunlaşırken Suriye devlet başkanı Esad’ın Çin’e yaptığı ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine sahne oldu. 19. Asya oyunlarının icra edildiği Çin’in Hangzhou şehrinde bir araya gelen Xi ve Esad iki ülke ilişkilerinin “stratejik ortaklık“ seviyesin...;

1 Ağustos 2022(Miloseviç’ten Vucic’e Değişmeyen Söylem: Kosova’da Büyüyen Gerilim ve Herkese Yakın Bir Savaşın Sesleri) ve 31 Mayıs 2023’te (Bitti Sanılan Savaş: Kosova - Sırbistan Gerilimine NATO Müdahalesi Mümkün mü?) burada iki yazı kaleme almış özellikle Vucic’in söylemleri üzerinden Kosova ile ...;

2023 Vizyonu genel olarak ekonomik kalkınma, gelir düzeyinin yükselmesi, ülkemizin dünyanın en büyük limanlarına sahip olması gibi birçok hedefleri olarak ifadesini bulmaktadır. Diğer taraftan 2023 Vizyonunun bir de soyut bir süreci bulunmaktadır.;

Türkiye’de ekonomik büyüme ve kalkınma sürecinde büyük çaplı projelerin gerçekleştirilebilmesine yönelik olarak, mevcut finansman yetersizliğini en etkin şekilde ortadan kaldıracak bir finansman metodu bankacılık sistemine entegre edilmeye çalışılabilir. Bu çerçevede “Proje Bankacılığı” adı altında ...;

Mevcut küresel düzen parçalanma eğilimi gösteren bir momentumun eşliğinde yeni bir dünya düzenine doğru dönüşüme başladı. Büyük güç rekabetinin öne çıktığı bu yeni normalde asıl muharebenin ekonomik cephede gerçekleşeceği söylenebilir.;

Çin, son yıllarda iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliklerinin artmasıyla birlikte Türkiye'ye açılıyor. Bunun nedeni, Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen ekonomisi ve ticari ortaklarını çeşitlendirme isteği gibi bir dizi faktördür. Çin, Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'ya açılan bir kapı ...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.