1.a. Terörün tanımı
Kökünü Latince ‘terrere’ sözcüğünden alan Terör deyimi ‘korkudan sarsıntı geçirme’ veya ‘korkudan dehşete düşmeye sebep olma’ anlamlarına gelmekte olup, ilk defa Dictionnarire de l’Academie Française’nin 1789 yılında yayınlanan ekinde rastlanmaktadır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1.maddesinde (Değişik-19.07.2003/25173); ‘Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.’ Şeklinde tanımlanmaktadır. (Değişik İkinci Fıkra:19.07.2003/25173-4928/20 md.) İki veya daha fazla kimsenin birinci fıkrada yazılı terör suçunu işlemek amacıyla birleşmesi halinde bu Kanunda yazılı olan örgüt meydana gelmiş sayılır. Örgüt terimi, Türk Ceza Kanunu ile ceza hükümlerini içeren özel kanunlarda geçen Teşekkül, cemiyet, silahlı cemiyet, çete veya silahlı çeteyi kapsar.
1.b. Terörün unsurları
1.b.1. ideolojik unsur
İdeolojik unsur örgütün hareket noktasını oluşturur. Bu nedenle terörün mutlaka bir ideolojik alt yapıya sahip olması gerekir. Örgütler belirledikleri ideolojilere göre strateji belirlerler. Terör örgütledikleri düzenledikleri siyasi eğitimlerle örgütün temelini oluşturan bu ideolojiyi örgüt mensuplarına benimseterek onları örgütün hedefleri konusunda bilinçlendirmek isterler. Bu süreçte örgüt mensuplarının örgüte olan bağlılığı sağlanır. Günümüzde terör örgütlerinin kullandığı belli başlı ideolojiler arasında Komünizm, Milliyetçilik, din gibi farklı kaynakları temel alan, ancak hedef olarak rejim değişikliğini veya bölünen topraklar üzerinde yeni bir devlet kurmayı amaçlar ideolojiler yer almaktadır.
1.b.2. Örgüt unsuru
Terörle Mücadele Kanunu’na göre örgüt iki veya daha fazla kimsenin aynı amaç etrafında birleşmesiyle meydana gelir. Örgüt; organize bir yapı içerisinde, aynı ideolojiyi benimseyen ve aynı hedefe yönelmiş kişilerden oluşur. Günümüzde terör örgütleri, çoğunlukla örgüt lideri ile ona bağlı üst düzey sorumlular ve daha alt düzeydeki bölge, il ve birim sorumlularından oluşur. Bu yapılanmada illegal yapılanma ve gizlilik esastır. Böylece örgütün güvenlik hedefi yerine getirilmiş olur. İllegal faaliyet, legal alanda öne çıkan sempatizanların illegal alana kaydırılmaları ile beslenir. Böylece operasyonlarla ortaya çıkan kadro kayıpları, yeni ve deşifre olmamış örgüt mensuplarının illegal kadrolara aktarılmasıyla giderilmeye çalışır.
1.b.3. Şiddet unsuru
Terör örgütleri şiddeti,hedefledikleri ideolojik sistemi gerçekleştirmek amacıyla kullanırlar. Düzenledikleri şiddet eylemleri ile toplumu korkutup, bıkkınlık ve yılgınlık duygusunu oluştururlar. Böylece halkın devlet otoritesine olan güvenini sarsarak bir kaos ortamı yaratırlar.
1.c. Terör suçları
Terörle Mücadele Kanunu’nun, 3.maddesinde, TCK’ya yapılan atıfla, Türk Ceza Kanunu’nun 125, 131, 146, 147, 148, 149, 156, 168, 171 ve 172 inci maddelerinde yazılı bulunan suçlardır. Ayrıca, işleniş amaçları nedeniyle bazı suçlar da terör suçları olarak kabul görmektedir. Bunlar; Terörle Mücadele Kanunu’nun 4.maddesine göre Türk Ceza Kanunu’nun 145, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 157, 169 ve 384 üncü maddeleri ile 499 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yazılı olan suçlardır.
2.a. Terörizmin tanımı
Terör terimi, dehşet ve korkuyu belirtirken terörizm, bu kavrama siyasi içerik ve süreklilik katmaktadır. Bu doğrultuda terörizm ‘Savaş ve diplomasi ile kazanılmayan sonuçları elde etmek, korkutmak ve itaat ettirmek için bir teoriye, felsefeye ve ideolojiye dayanılarak siyasi maksatlarla, iradi olarak terör ve şiddetin sistemli ve hesaplı bir şekilde kullanılmasıdır.’
2.b. Terörizmin amacı
Terörizmin temel amacı, bir davaya veya siyasal anlaşmazlığa dikkat çekmeye çalışmaktır. Bu da toplumda oluşturulan korku ile yapılmaktadır. Terörizm kitle iletişim araçlarını da kullanarak ‘benden olanlar’ ve ‘benden olmayanlar şeklinde toplumda bir bloklaşma yaratmaya çalışmaktadır. Böylelikle insanları zorunlu bir şekilde taraf olmaya iter. Bu da toplumun birliğine ve bütünlüğüne zarar verir.
Terörizmin bir diğer amacı da yerleşik toplumsal ve siyasal düzene zarar vermektir. Bunu da yarattığı kaos sayesinde gerçekleştirmeye çalışır. Kitlelere yönelik belli hedefler gözetmeksizin yapılan eylemler karşısında, halkın can derdine düşmesi ve gelişmelere tepkisiz kalması sağlanır. Bunun sonucunda da devlet ve toplum arasında güvensizlik oluşur.
Terörizmin hedeflerinden birisi de toplumun ve karşı olduğu siyasal düzenin kendisine itaat etmesini sağlamaktır. Toplumu yaptığı eylemlerle yıldırarak psikolojik olarak çökertmeye çalışan terörist gruplar, toplumda oluşan devlete karşı güvensizliği de kullanarak devletin kendisine baş eğmesini hedefler.
2.c. Terörizmin özellikleri
Dünya’daki terör örgütlerine baktığımızda benzerlik gösteren şu özellikleri görebiliriz.
1- Terörizm bir ideoloji, bir doktrin ya da sistematik bir fikir olmamakla beraber hedefe ulaşmak için kullanılan bir stratejidir.
2- Terörizm, terör eylemlerini meşrulaştırmak için zemin hazırlar.
3- Terörizm, yeni bir düzen ve menfaatler vaat eder.
4- Terörizm, uluslar arası düzende dış güçlerce daima desteklenir. Aksi halde gelişmesi mümkün değildir.
5- Terörizm, propaganda olmadan güçlenemez hatta ayrılmaz bir bütündürler.
6- Terörizm, mali desteğe ihtiyaç duyar ve bunu elde etmek için de yasadışı yollara başvurur.
7- Terörizm, devlet otoritesine alternatif olduğunu savunur.
8- Terörizm, düzen değişimi, bağımsız bir devlet kurma gibi nedenlerle ortaya çıkabilir.
9- Terör, bilinçli ve kasıtlı yapılan eylemleri içerir.
10- Terörizmin amacı şiddet uygulamaktır çünkü ancak bu şekilde hedeflerine ulaşabileceğini düşünür.
11- Terörizm, genellikle siyasi bir amaca hizmet eder.
12- Terörizm, bireysel değil örgütlü grupların gerçekleştirdiği eylemlerdir.
2.d. Terörizmin faaliyet alanları
Terörizm pek çok farklı alanda kendine hareket sahası yaratabilir.
1-İşçi ve memur sendikaları: Bu kuruluşları kullanarak sempatizan bir kitle oluşturmak ve işçi ve memurların haklarını kendi hedefleri doğrultusunda kullanmak.
2-Siyasi partiler ve gençlik kolları: Mevcut siyasi partilere sızarak veya yeni partiler kurarak, propagandalarını yasallaştırmaya çalışmak.
3-Dernek ve vakıflar: Kurdukları dernek ve vakıflar sayesinde, terör örgütleri kendilerini kamufle etmeye çalışırken, bu dernek veya vakıf kapsamında faaliyetlerini yürütmeye çalışırlar.
4-Özel ve tüzel kuruluşlar: Bu kuruluşların içine sızarak, sansasyonel olaylar yaratmak.
5-Eğitim kurumları: Kendisine sempatizan bulmak ve yaratmak için terör örgütlerinin en büyük kaynağı okullardır. Özellikle lise ve üniversite gençliği hedefleridir. Genelde kendi içinde bocalama yaşayan veya bulunduğu sosyal şartlardan memnun olmayan kişileri kendi aralarına katmaya çalışırlar.
3. TARİHSEL SÜREÇ İÇERİSİNDE TERÖRİZM
Araştırmacılara göre geniş anlamıyla terörizm faaliyetlerine ilk Romalılar döneminde rastlansa da terörizmin modern tanımının Fransız Devrimi’nden sonra oluştuğunu ve Sanayi Devrimi’nden sonra şekillendiğini düşünebiliriz.
1-Ulaşım devrimi: Buharlı makineler ve trenin keşfinden sonra insanlar daha fazla hareket özgürlüğüne sahip olmuşlardır. Bu da terörizm açısından baktığımızda operasyonlar için daha geniş bir saha ve hedef kitle anlamına gelmektedir.
2-İletişim devrimi: Telgraf, telsiz ve telefonla beraber iletişim kolaylaşmış bu da suçluların daha organize hareket edebilmesini sağlamıştır. İletişim devriminin bir diğer sonucu da daha büyük kitlelerin dünyada olan biteni daha hızlı öğrenmesiyle beraber, olayların etkisini arttırmıştır.
3-Teknoloji devrimi: Teknolojinin ilerlemesiyle insanların hayatı kolaylaşmıştır. Fakat teröristler açısından düşünüldüğünde, teknolojik devrimler teröristlere tahrip gücü yüksek eylemler gerçekleştirme imkanı sağlamıştır. Öte yandan günümüzde teknolojik altyapıyı kullanan toplumlarda ve sistemlerde, oluşabilecek ufacık bir arızanın maliyetleri oldukça yüksektir. Bu da insanlarda ne kadar güvende olduklarına dair soru işaretlerine yol açmaktadır.
4-Ekonomik yapının hassaslaşması: 19.yüzyıldan itibaren ekonomik pazarların entegre olmaya başlamasıyla, herhangi bir pazarda meydana gelen sorunların etkisi sadece o pazarla sınırlı kalmayıp, ilişkide bulunduğu diğer pazarları da etkiler hale gelmiştir. Terörün de güç kazanmasında ve küreselleşmesinde bu entegrasyonun etkisi vardır.
5-Kentleşme: 19.yüzyılda Batı Avrupa’da başlayan kentleşme süreci günümüzde tüm dünyada etkisini sürdürmektedir. Terör de hedefleri gereği kırsal değil kentsel yaşamayı tehdit eden bir unsurdur. Çünkü on binlerce kişinin yaşadığı bir şehir merkezinde yapılacak bir eylem hem daha büyük zarara yol açacaktır hem de yankısı daha büyük olacaktır.
6-Demokratikleşme: Siyasi sistem ne kadar geniş kitlelere hitap ederse, sistemi etkileyen aktör sayısında da o derece artış olur. Günümüzde etkisi artmış bir birey söz konusudur ve bireylerin karşılaştıkları tehlikeler kısa sürede siyasi sistem üzerinde baskı oluşturmaktadır. ulusal düzeyde başlayan bu baskı hızla küresel düzleme de taşınmaktadır.
7-Medyanın oluşumu: Terörün son 19.yüzyıldan başlayarak günümüze kadar gelmesinde ve bugün bu kadar etkin olmasında medyanın etkisi büyüktür. Çünkü medya olmasa, teröristler eylemlerini kitlelere duyuramazlardı.
Kısaca terörizm bütün bu unsurlardan yararlanmış ve gelişimini onlar sayesinde hızlı bir şekilde gerçekleştirmiştir. Yerelden ulusala,ulusaldan bölgesele, bölgeselden küresele geçiş yapmayı başarmıştır. Uluslar arası sistemde ekonomik, siyasi ve diğer alt sistemler ne kadar hassas ve karmaşık olursa, terörün bu sistemler üzerindeki etkileri de o derece büyük olacaktır.
<<>>
4.a. Siber terörizm nedir?
21. yüzyılın en önemli silahı ‘bilgi’dir. Bilgiyi elinde tutan gücü de elinde tutmuş olmaktadır. Bilginin gücüyle teknolojik alandaki gelişmeler tüm yaşamımızı olumlu yönde etkiliyor. İnternet, bilgisayar, uydular, cep telefonları hayatımızı kolaylaştıran gelişmelerden sadece birkaçı.Yine bilginin gücünü kullanarak aynı araçlar birer silaha dönüşebilmekte ve karşımıza siber savaş ve siber terör kavramları çıkmaktadır.
Siber terör, yeni yüzyılda terörizmin yeni yüzü olarak yansıyacaktır ki teröristlerin elektronik bir saldırı yaparak bir barajın kapaklarını açabilecekleri, ordunun haberleşmesine girip yanıltıcı bilgiler bırakabilecekleri, kentin bütün trafik ışıklarını durdurabilecekleri, telefonları felç edebilecekleri, elektrik ve doğalgazı kapatabilecekleri, bilgisayar sistemlerini karmakarışık hale getirebilecekleri, ulaşım ve su sistemlerini allak bullak edebilecekleri, bankacılık ve finans sektörünü çökertebilecekleri, acil yardım, polis, hastaneler ve itfaiyelerin çalışmasını engelleyebilecekleri, hükümet kurumlarını alt üst edebilecekleri, sistemin birden durmasına neden olabilecekleri ihtimaller dahilindedir.
Siber terörizm kısaca belirli bir politik ve sosyal amaca ulaşabilmek için bilgisayar veya bilgisayar sistemlerinin bireylere ve mallara karşı bir hükümeti veya toplumu yıldırma, baskı altında tutma amacıyla kullanılması olarak tanımlanabilir.
4.b. Siber terörizm ile klasik anlamda terörizm arasındaki farklar
1- Terör örgütleri eylem yaparken gerektiğinde hayatlarını da ortaya koyarlar. Fakat bir siber terörist eylemlerini internet üzerinden gerçekleştirirken herhangi bir yaşam tehlikesi ile karşı karşıya kalmaz.
2- Klasik terör eylemlerinin amacı o topluma veya devlete doğrudan zarar vermektir. Bu nedenle eylemler araçtır. Ama sanal terörde şiddet araç değil amaç haline gelir.
3- Geleneksel bir terör eyleminde propagandayı daha geniş kitlelere duyurmak için yapılan eylemler lokaldir. Ancak siber terörde eylemin etki alanı olabildiğince geniştir.
4- Klasik terör eylemleri toplumlarda duygusal tepkilere yol açarken, siber terör aynı ölçüde bir etki yaratamamaktadır.
5- Terör örgütleri bilinen eylemlerini gerçekleştirmek için seçecekleri kişilerde yaş,cinsiyet vs. gibi belli kriterler ararken, siber terör bilgisayar başındaki herhangi bir terörist tarafından gerçekleştirilebilir.
6- Geleneksel terör eylemleri silahlı eylemler olduğundan çeşitli teçhizata ihtiyaç duyulurken, siber terörizm söz konusu olduğunda sadece bilgisayar, internet vs. yeterli olacaktır.
5. ULUSLARARASI TERÖRİZM
Terörizm uluslar arası ilişkilerde güçsüz ülkeler tarafından güçlü olanlara karşı çıkış noktası olarak kullanılırken, güçlü ülkeler tarafından da rakiplerini saf dışı bırakmak için kullanılan bir araçtır.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan Soğuk Savaş Dönemi’nde terörizm güçlü ülkeler tarafından küçük ve geri kalmış ülkelerde uygulanmış ve demokrasi tam olarak gelişmemiş bu ülkelerde başarılı olmuştur. Bu da uygulayıcı ülkeleri cesaretlendirmiş ve terörün uygulanma alanının genişlemesine neden olmuştur.
Bu noktadan sonra terörizm ülkeler arası savaşın yeni boyutu olarak günümüzde ortaya çıkmıştır. Terör örgütlerine verilen parasal ve lojistik destek sayesinde terörist eylemler giderek yaygınlaşmış ve uluslar arası bir boyut kazanmıştır. Şu anda terörizm dolaylı yıpratma yöntemlerinin kullanıldığı dünya iç savaşı olarak tanımlanabilir.
Terörizmin uluslar arası boyuta ulaşmasında etken olan başlıca nedenler şunlardır:
1-Uluslararası haberleşme ve ulaşım araçlarının hızlı gelişimi
2-Teknolojinin ilerlemesiyle silah ve teçhizatın modernleşmesi
3-Bazı ülkelerin ideolojilerini ve devrimlerini yaymada terörizmi araç olarak kullanması
4-Uluslararası terör örgütleri arasında da iletişimin artmasıyla kendi içlerinde de finans,lojistik ve bilgi paylaşımının artmasıyla yardımlaşmaların olması
Uluslar arası terörizm, bir veya birden çok ülke vatandaşlarınca oluşturulmuş, desteğini içeriden ve dışarıdan , bir veya birçok kaynaktan sağlayan organizasyon, kişi veya gruplarca, herhangi bir toplum, devlet veya devletler üzerinde baskı yaratarak bazı kazançlar sağlamak, etnik ve bölgesel sorunları tahrik ederek, ülkelerin ulusal menfaatlerine zarar vermek amacıyla şiddet eylemlerine başvurulması olarak tanımlanabilir.
Uluslar arası alanda terörizmle ilgili en büyük sorun terörizmin tanımından kaynaklanmaktadır. Bir ülkeye göre özgürlük savaşçısı olarak görünen bir grup, diğer bir ülke tarafından terör örgütü olarak algılanabilmektedir. Bir diğer sorun da her ülkenin sadece kendine zararı olan örgütlerle ilgilenme eğilimidir. Bu nedenle uluslararası alanda yaptırımlar söz konusu olmamakla beraber, çözümler de yeterince uygulanamamaktadır.
6. DIŞ POLİTİKA ARACI OLARAK TERÖR
En eski güç dengesi politikalarından biri de devletlerin birbirini istikrarsızlığa sürükleyerek avantaj elde etmeye çalışmalarıdır. Özellikle savaş halinin pek mümkün olmadığı durumlarda devletler, diğer devletin sosyal, ekonomik veya etnik sorunlarını kullanarak onların iç işlerini karıştırmayı planlarlar. Böyle durumlarda genelde muhalefet gruplar kullanılır ya da terörist örgütler varsa bu örgütlere destek verilir.
Bu duruma devletler arası ilişkilerden örnekler verecek olursak, Libya 1980 ve 1990lı yıllarda ABD’ye karşı terör örgütlerine destek verirken, Suriye de Türkiye’ye karşı bu gibi örgütsel faaliyetleri desteklemiştir. Terörizme destek veren ülkelerin temel güdüsü kendilerini diğer ülke karşısında zayıf hissetmeleridir.
Buna ek olarak diğer nedenler de şu şekildedir:
1- Büyük ülkeler için de terörizm daha düşük maliyetli ama etkili bir yöntemdir.
2- Terörü kullanarak bir ülke diğer ülkeye dediklerini yaptırabilir. Üstelik bu yöntemle devletlerarası ilişkileri çok fazla da zarara uğramayacaktır.
3- Eğer her iki devlet de güçlüyse, direk etkili bir güce başvurmak her açıdan tehlikeli olabilir ve büyük risk taşır. Özellikle soğuk savaş döneminde Rusya ve ABD çatışmayı göze alamamış ve terör örgütleri vasıtasıyla daha dar kapsamlı çatışmalar olmuştur.
4- Terör örgütleri, büyük devletler için ufak çaplı bir istihbarat örgütü gibi de çalışabilir ve operasyonel fayda sağlarlar.
5- Uluslararası hukuk ve ahlaki açıdan baktığımızda, teröre verilen desteğin kanıtlanması zor olduğundan savaşa girmek yerine terör yaratmak tercih edilmektedir. Çünkü savaşa giren ülkeler ahlaki ve hukuki yaptırımlarla karşılaşabilir.
6- Devletlerin terörü araç kullanmasında bir diğer etken de ideolojiktir. Yine soğuk savaş döneminde birçok ülkede aşırı sol terör SSCB tarafından desteklenmiştir ve sosyalizm yönünde eylemler desteklenmiştir.
7- İnançlar ve kültürel yakınlıklar bazen devletlerin o terör örgütlerine hoşgörü ile yaklaşmalarına neden olabilir. Sol ve sağ teröristlerin Soğuk Savaş döneminde kendilerine yakın ülkelerce görmezden gelinmesi, Kuzey İrlandalı teröristlerin Bağımsız İrlanda’da kolayca sığınak bulması, Ermeni terör örgütü ASALA ve benzerlerinin Fransa gibi ülkelerde çok daha rahat hareket edebilmesi, geçmişte bazı dinci teröristlerin İran üzerinden Türkiye’ye sızışları verilebilecek örneklerden sadece bir kaçıdır.
8- Devletlerin geçmişleri de teröre bakış açılarını etkiler. 19. ve 20. yüzyılda kurulan devletlerin tamamına yakın bağımsızlık savaşlarında terörü bir şekilde kullanmışlardır. İşgal altındaki ülkelerde halk ve bağımsızlık hareketi doğal olarak zayıftır ve kendilerine terör benzeri araçlar dışında çok az savunma olanağı bırakılmıştır. Güçlü işgalciye karşı yoğun bir psikolojik savaşa girilir ve bu ortamda teröre başvurmak kaçınılmaz olabilir. İsrail’in kuruluşu Batı terör kitaplarında ilk modern terör eylemleri olarak geçer. Aynı şekilde Cezayir bağımsızlık savaşında da yoğun bir terör serisi ile karşılaşırız.
7. TÜRKİYE’DE TERÖRİZM
Terörist eylemlerin tarihsel gelişimine baktığımızda Türkiye kadar fazla terörist eylem dalgalarına maruz kalmış başka bir ülke daha bulmak çok zordur. Bu 30-35 yıllık süreci 5 ana dönemde inceleyebiliriz.
7.a. Ermeni Terörü
Sözde soykırım iddiaları ile yurtdışındaki Ermeniler’ i kullanarak başlayan Ermeni terörü, dış temsilciliklerde görevli 34 vatandaşımızı şehit etmiş ve 15 vatandaşımızı da yaralamıştır. Bunlardan 12 suikast olayının failleri yakalanarak cezalandırılmış ama pek çoğu faili meçhul olarak kalmıştır.
7.b. İdeolojik sağ-sol çatışması
1968’lerde başlayan bu ideolojik çatışmalarda devrimci solun, Leninci, Stalinci, Maocu, her türlü versiyonu ile devleti ve milleti korumak adına onlara karşı çıkan milliyetçi gruplar karşı karşıya gelmiş ve toplamda yaklaşık 5000 kişi hayatını kaybetmiştir. Devletin eğitim kurumları ve polis teşkilatı olmak üzere değişik birimlerinde de örgütlenen bu gruplar, devlet kurumlarını görev yapamaz hale getirmişler ve 12 Eylül 1980 darbesiyle etkilerini yitirmişlerdir.
7.c. Radikal dinci terör
Anayasanın 2.maddesinde anılan laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’i yıkmak ve yerine İslam Devleti kurmak için, dini duyguları sömürerek kendine taraftar toplayan bu gruplar, soğuk savaş döneminin anti komünist stratejisinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Hizbulah terör örgütü, İBDA-C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi), Hizbut Tahrir, Tevhit Selam (Kudüs Ordusu) gibi örgütlerin yurtiçi ve yurtdışında yaptıkları eylemler, Müslümanlar’ a karşı bir ön yargının oluşmasına neden olmuştur.
7.d. Etnik bölücü terör
1980 öncesinde sağ-sol çatışması içerisinde yer alan ve Kürt kökenli vatandaşlarımızı hedef alarak örgütlenen PKK(KADEK) eylemlerine 1984 yılında başlamıştır. Ülkemizi bölerek Kürt devleti kurmayı hedefleyen örgüt, kuruluş aşamasında Marksist-Leninist ideolojiyi benimsemesine rağmen, sonradan