21. Yüzyıl Fikirsel Mücadele Çağında Güvenliği Sağlamanın Aracı Olarak “Kamu Diplomasisi ve Yumuşak Güvenlik”

Makale

1. Giriş KD ile güvenliğin sağlanacağı tezinin kuramsal bağlamı, küreselleşen dünyanın birbirine daha bağımlı hale geldiği varsayımına dayanmaktadır. Küreselleşen dünyada bağımlılık ilişkilerinin artması ve güçlenmesi doğal olarak beraberinde güvenliğin de karşılıklı ve küresel işbirliği ile sağlanmasını gerektirmektedir. Bu noktada kamu diplomasisi bu karşılıklı bağımlılık dünyasında bireyler, toplumlar ve devletlerarasında ...

1. Giriş

KD ile güvenliğin sağlanacağı tezinin kuramsal bağlamı, küreselleşen dünyanın birbirine daha bağımlı hale geldiği varsayımına dayanmaktadır. Küreselleşen dünyada bağımlılık ilişkilerinin artması ve güçlenmesi doğal olarak beraberinde güvenliğin de karşılıklı ve küresel işbirliği ile sağlanmasını gerektirmektedir. Bu noktada kamu diplomasisi bu karşılıklı bağımlılık dünyasında bireyler, toplumlar ve devletlerarasında temelde karşılıklı anlayışın geliştirilmesine dayanan politika olarak devreye girmektedir. Kamu diplomasisiyle sorunlar, sert güvenlik’e dönüşüp tehdit haline gelmeden daha yumuşak güvenlik sorunuyken çözülmesine yönelik politikadır. Bu anlamda araştırmada kamu diplomasisinin problem-çözücü işlevi öne çıkarılmıştır. Diğer taraftan ontolojik olarak bu araştırma, küresel siyasetin fikirler mücadelesi olduğu varsayımından hareket etmektedir. Kamu diplomasisi de bu fikirsel mücadele ortamında sorunları çözmenin en optimal yöntemlerinden biri olarak sunulmuştur. Enformasyon savaşında kamu diplomasisinin enformasyon program ve yöntemlerinin diplomasi alanında kullanılmasının 21. yüzyıl sorunlarıyla mücadele yöntemi olduğu ileri sürülmüştür.

Soğuk Savaş sonrasının ilk on yılında - 1990’larda - uluslararası politikaya kısa bir süreliğine iyimser hava hâkim olmuştu. Bilgi ve iletişim alanındaki teknolojik gelişmelerin de etkisiyle 1990’lı yıllara bilgi çağı ve iletişim çağıdenilmeye başlanmıştı1. Ancak Balkanlarda ortaya çıkan etnik ve dini çatışmalar bu iyimser havayı bozmakla kalmamış 1993 yılında Harvard Üniversitesinden Samuel Huntington’un ‘medeniyetler çatışması’ makalesiyle2 Soğuk Savaş sonrası çatışmaların temel dinamiğinin kültürler arası çatışma olacağı tezi ileri sürülmüştü. 11 Eylül 2001 yılındaki El-Kaide terör örgütünün ABD’ye yönelik terör saldırıları ile de küresel siyasette terör olgusu bütün dünyanın gündemi olmuştur. Hatta artık terör çağından bahsedilmeye başlanmıştır. Dolayısıyla 21. yüzyılda terör ve terörizmin küresel siyasetin gündemi haline gelmesi ve bir terör çağının yükselmesi beraberinde fikirsel mücadele dönemini de başlatmıştır.

21. yüzyıl küresel siyaseti, terör olgusuyla bağlantılı olarak paradigmatik dönüşüm geçirmekte ve bu bağlamda Clausewitz’in “savaş, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir“ yönündeki ünlü sözü3, günümüzde ‘terör, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir’ yönünde dönüşmekte. Artık devletlerin dış politika çıkar ve hedeflerini klasik yöntemlerle değil, terör örgütleri üzerinden gerçekleştirme politikasına yöneldiği yeni bir uluslararası ilişkiler söz konusu. Örneğin ABD, ‘Arap Bahar’ından sonra Ortadoğu politikasını örgütler üzerinden yürütme stratejisine yönelmiş ve bu çerçevede Suriye’de İŞİD terör örgütüne karşı başka bir terör örgütü olan PYD’yi açıktan desteklemekten kaçınmamıştır4. İşte bu yeni durum devletlerarası ilişkileri daha karmaşık hale getirmiş ve haklı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ABD’ye seslenerek senin müttefikin ben miyim yoksa PYD mi“ diye sorması işte aslında bu değişen yeni durumun bir tezahürüdür.

Bunun da ötesinde günümüz küresel siyasetinde terör örgütleri artık aleni biçimde devletlerin dış politikalarında yeni bir araç haline gelmiştir. Oysa dış politikanın klasik araçları olarak başta diplomasi olmak üzere müzakere, ticaret, ekonomik yaptırımlar, dış yardımlar, istihbarat, propaganda ve savaş gibi unsurların yanına 21. yüzyılda dış politikaya yeni araç ve mekanizmalar eklemlenmeye başlamış. Bunların başında kamu diplomasisi gelmektedir. Kamu diplomasisi, özellikle fikirsel mücadele çağında anlatılarla ve propaganda ile mücadelenin en kritik aracı ve politikası olarak önemini artırmaktadır.


2. Kamu Diplomasisi ve Güvenlik

Kamu diplomasisi, bir ülkenin fikirleri, değerleri, yaşam tarzı, kültürü, sanatı, tarihi, kurumları ve dış politikasını diğer ülkelerin halklarına anlatarak onların sempatisini kazanmaya yönelik yeni diplomasi yöntemidir5. Dolayısıyla kamu diplomasisinin temel hedef kitleri, halklar ve bireylerdir. Aynı zamanda kamu diplomasisi, fikirlere, düşüncelere ve tutumlara yönelik bir politikadır. Bu bağlamda kamu diplomasisi halk-birey temelli fikirsel/düşünsel odaklı bir diplomasi yöntemi ve politikadır. Devletler, kamu diplomasisiyle birey ve toplumların düşünce ve tutumlarını kendi politikaları lehinde değiştirmeye yönelik uyguladıkları politikadır. Bunun için kamu diplomasisinin enformasyon programları, algı yönetimi, imaj yönetimi ve stratejik iletişim yöntemi uygulanmaktadır6. Ayrıca kamu diplomasisiyle kültürler arası etkileşim programları olarak değişim programları, burs programları ve kültürel etkinlikler gibi faaliyet ve yöntemler uygulanmaktadır. Böylece kamu diplomasisinin bu program ve yöntemleriyle farklı toplumlar ve kültürler arasında karşılıklı anlayış ve olumlu algının inşa edilmesi amaçlanmaktadır.

Diğer taraftan kamu diplomasisi, yumuşak güç politikaları olarak insani yardımlar, kalkınma yardımları, okul ve hastane yapımı gibi barış yatırımları programlarını da uygulamaktadır7. Böylece bu yardım programları ile barışçıl toplumların oluşması hedeflenmektedir. Yardıma muhtaç ülkelerin ihtiyaçları giderilerek o toplumlarda işsizlik ve yoksulluktan dolayı istikrarsızlık, iş savaş, terör ve terörizm ideolojisinin ortaya çıkmasının engellenmesi amaçlanmaktadır. Dolayısıyla kamu diplomasisi temelde barış ortamını inşa ederek sorunlar daha ortaya çıkmadan onlarla mücadele politikası olmaktadır. Bu bağlamda kamu diplomasisi güvenlik inşa eden bir politika ve yöntemler içermektedir. Bu anlamda kamu diplomasisi, güvenliği sorunların kökenine yönelik uyguladığı politikalarla çözme anlayışıdır. Kamu diplomasisi özellikle sorunlar, sert güvenlik (hard security) konusu haline gelmeden daha henüz yumuşak güvenlik (soft security) sorunuyken onlarla mücadele yöntemi olarak ön plana çıkmaktadır.


2.1. Yumuşak Güvenlik

Yumuşak güvenlik kavramı, devletlerin ulusal sınırları dışından kaynaklanan sert güvenlik yani askeri tehditler haricinde olan sorunlar olarak tanımlanmaktadır8. Dolayısıyla askeri önlemleri gerektirmeyen sorunlar yumuşak güvenlik olarak ifade edilmektedir. Yumuşak güvenlik düşüncesi, Soğuk Savaş sonrası 1990’larda ortaya çıkmıştır9. Bunda Soğuk Savaş sonrası uluslararası sistemin dönüşmesi ve küresel siyasete yeni aktör ve gündem konularının eklenmesi etkili olmuştur. Öncelikle realist paradigmanın hâkim olduğu Soğuk Savaş uluslararası sisteminde sadece yüksek politika (high politics) konularının yani askeri-sert güvenlik konularının gündem olduğu dönemde alçak politika (low politics) konuları kenara itilmişti. Bu bağlamda Soğuk Savaş döneminde askeri-güvenlik konuları haricindeki yumuşak güvenlik sorunları önemsizleştirilmişti10. Aslında önemsizleştirilen yumuşak güvenlik konularının daha sonra terör gibi sert güvenlik ve askeri tedbirleri gerektiren tehditlere dönüştüğü ihmal edilmişti11.

Ancak Soğuk Savaş sonrası dönemde alçak politika konularının da küresel siyasetin gündemi olması gerektiği anlayışının yaygınlaşmasıyla yumuşak güvenlik ön plana çıkmaya başlamıştır12. Bunda bir yandan neoliberal yaklaşımlar öte yandan STK’lar gibi devlet-dışı aktörlerin küresel siyasette etkisi ve rollerinin artması etkili olmuştur. Böylece küresel siyasette sivil güvenlik inşası ve yumuşak güce dayalı güvenlik anlayışı gelişmeye başlamıştır. Buna bağlı olarak olarak Soğuk Savaş sonrası dönemde enerji güvenliği, çevre güvenliği, gıda güvenliği, göç, mülteci, uyuşturucu, kaçakçılık, açlık-yoksulluk, insan hakları, güvensizlik ortamı/hissi, insani güvenlik, organize suç, iklim değişikliği, küresel ısınma, kuzey-güney gelir uçurumu, salgın hastalıklar ve AIDS gibi yumuşak güvenlik konuları uluslararası politikanın gündemi olmaya başlamıştır.

Dr. Muharrem EKŞİ, “Yeni Güvenlik Ekosistemi ve Çok Taraflı Bedeli“ isimli kitabından alınmıştır.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2779 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1116
TASAM Avrupa 23 650
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Bu navigasyon planı iki stratejik sonla bitiyor: 2027’de Çin Halk Cumhuriyet’i ile olası savaşa karşı hazır olmak ve donanmanın uzun dönem avantajlarını iyileştirmek. Biz bu olası sonlarla karşılıklı iki zorlayıcı yollarla çalışacağız: Proje 33’ü uygulamak ve donanmasının ortak savaş ekosistemine k...;

Bu çalışmada İran’ın Nükleer enerji çalışmaları üzerine uluslararası düzeyde nasıl karşılandığı ve etkileri analiz edilmiştir. ‘’İran'ın Nükleer Enerji Politikası ve Yansımaları ‘’ ve ‘’İran’ın Nükleer Programı ve Türkiye’’ makaleleri değerlendirilmiş nükleer enerji tarihi, dış politikaya vurumu ve ...;

Dünya, 21. yüzyıla “pusulasız“ bir halde girdi. Soğuk savaşın yıkıntıları arasında kalan kurallara dayalı küresel düzen, çoğunluğun taleplerine yanıt veremezken Batı cenahı dışında kalan ülkelerin BRICS ile bir karşı-hegemonya alanı yaratmaya başladığı görülüyor.;

Türkçe’ye “İslam ve Müslümanlar için Destek Cemaati” olarak çevrilebilen “Jama’a Nusrat ul-Islam wa al-Muslimin (JNIM)” terör örgütü 2 Mart 2017’de Afrika’nın Sahel bölgesinde etkili dört terör örgütü olan El Murabitun, Ensar Dine, Mağrip El Kaidesi (AQIM) ve Macina Kurtuluş Cephesinin birleşmesiyle...;

“Âlimler, beşeri hayatın büyük ölçüde kişisel ve ele geçmez boyutuna giriş‐ ken olan İslam’ın mistik geleneğini tetkik ettiğinde, ‘öznellik faktörü’ daha çok telaffuz edilmektedir. . . Bu geleneğin yoğun ölçüde kişisel ve soyut karakteri, genellikle sorgulanmadan kabul edilmekte ve girift bir un...;

Geçtiğimiz yıl boyunca, COVID-19 pandemisi dünyaya kırılganlığını hatırlatmış ve yüksek düzeydeki karşılıklı bağımlılığın içerdiği riskleri gözler önüne sermiştir. Önümüzdeki yıllar ve on yıllarda, dünya hastalıktan iklim değişikliğine, yeni teknolojilerden ve finansal krizlerden kaynaklanan kesinti...;

Artık ahkâm kesmekten öte çapı kalmayan Birleşmiş Milletlerin(BM), Afet Riski Azaltma Günü yaklaşırken uygun gördüğü tema bu yıl oldukça ilginç. Adeta eski kuşaklardan ümidi kesmişçesine 2024, Uluslararası Afet Riski Azaltma Günü olan 13 Ekim için açıklanan tema “ Bir Sonraki Kuşağın, dirençli bir G...;

Gelecek artık bugün oldu. Günümüz savaşlarında silahlar bir kere ateşlenince kimin nereden ve nasıl vuracağı belli olmayacak, durum hızla tırmanma riski gösterecektir. Füze savaşları ve hassas güdümlü mühimmat kullanımı ile devam edecek ilk dönem farklı platformlar, sensörler ve mühimmat ile destekl...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

10th Istanbul Security Conference

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...