Pişmiş Aşa Soğuk Su Katan Trump

Makale

2 Mayıs 2019 kritik bir tarih. Başkan Trump, bugüne kadar İran’a uyguladığı yaptırımları yeniden gözden geçirecek ve bu ülkeden petrol ithalatını serbest bıraktığı ülkelerin, istisna ayrıcalığını iptal edecek. - “Çok Söyleme Arsız Olur; Aç Bırakma Hırsız Olur” - Yaptırım İstisnalarının İptaliyle Yaklaşan Tehlike - Ekonomik Risklere Kaplan Yağı Terapisi ...

2 Mayıs 2019 kritik bir tarih. Başkan Trump, bugüne kadar İran’a uyguladığı yaptırımları yeniden gözden geçirecek ve bu ülkeden petrol ithalatını serbest bıraktığı ülkelerin, istisna ayrıcalığını iptal edecek. Bunun hem ABD’yi, hem JCPOA’nın ( Joint Comprehensive Plan of Action) kendisini, anlaşmanın diğer imza sahiplerini, hem de bugüne kadar istisna listesinde bulunan Çin, Güney Kore, Japonya, Tayvan, Hindistan, İtalya, Yunanistan ve Türkiye’yi etkileyeceği elbette biliniyor. Ama ABD’nin beklentisi bu işe son noktayı koymak ve ikincil yaptırım (secondary) olarak ifade ettiği bu yaptırımlarla, İran’ın elini kolunu bağlayarak, artık onu dize getirmek. Ne için? Kendisi JCOP’den çekildiği, İran’ın kurallara uymayarak, nükleer zenginleştirmeye devam ettiği, orta ve uzun menzilli füze tasarım ve üretimi ile ABD’nin müttefiki olan bölgesel komşularını tehdit ettiği için.


“Çok Söyleme Arsız Olur; Aç Bırakma Hırsız Olur“

2017 rakamlarına göre dünyanın en büyük petrol üreticileri listesine (günlük milyon varil üretim) bir bakalım: Bunlar sırası ile ABD (15,6), Suudi Arabistan (12,1), Rusya (11,2), Kanada (5,0), Çin (4,8), İran( 4,7), Irak ( 4,5), BAE (3,7), Brezilya (3,4) ve Kuveyt’tir (2,9). ABD liste başında. Çin 5. büyük üretici. Ama büyümesini beslemek ve dünyayı peşinden sürüklemek için onun ürettiğinden fazlasını ithal etmesi gerekiyor. İran’ın rakamları, 2017’den itibaren ABD’nin başlattığı yaptırımlar nedeni ile azalan bir üretimi yansıtmakta. ABD’nin tuzu, enerji konusunda gerçekten kuru. “Tok açın hâlinden anlamaz“ misali, ihtiyacı olanın hâlinden anlamıyor veya ihtiyacı kullanarak dört bir yana ceza salıyor. Alıcıyı almaktan, satıcıyı satmaktan men etmeyi, dünya ticaretinin siyasi dümenini elinde tutmak sayıyor. Bununla uyumlu olarak yaptırımları hep gündemde tutuyor. Dünyada ABD yaptırımlarına muhatap olmayan ülke sayısı pek az. Balkanlarda, Afrika’da, Asya’da, Orta Doğu’da birçok ülke, bir şekilde ABD yaptırımlarının muhatabı.

Kadim toprakların deyişlerini pek bilmeyen ABD, yaptırımlarla dünyayı daha iyi yönettiğini sanırken, bunların ne denli umursamazlık yarattığının farkında mı bilmiyorum. Ama bir şekilde kendi yağıyla kavrulmaya çalışan ülkelerin sayısı çok. Ayrıca yaptırımları, komşuları, profesyonel veya mafyavari organizasyonlar aracılığı ile delenler de var. Daha da önemlisi birçok ülkeye yaptırımlar nedeniyle “biz böyle de idare ederiz“ tavrıyla ulusal gurur ve kendine yeterlilik duygusu geliyor. ABD düşmanlığı geri döndürülemez biçimde toplumsal hafızalara kaydediliyor. Açıkçası, arsızlaşan ülkeler, ödeme yöntemleri açısından inanılmaz yaratıcılık yöntemleri sergileyip kendi mallarını düşmandan kaçırır gibi oraya buraya pazarlıyor. Hele kaçın kurası olan, kadim bezirgân İran için ABD yaptırımlarını aşmak, İran için ürettiği lezzetli fıstığı ayıklamaktan, göz nuru halıları dokumaktan daha kolay olabilir.


Yaptırım İstisnalarının İptaliyle Yaklaşan Tehlike

İran elbette daha gerilecek. Arak, Fordow ve Buşehr projelerindeki kısıtlamaları kaldırabilir ve gerçek bir tehlike olmaya başlayabilir. Bu vesile ile özellikle Buşehr ve Fordov’da aktif olan Rus ROSATOM şirketi, tası tarağı toplayıp Rusya’ya dönmez. İran’daki etki alanını denetimsiz bir biçimde genişletir. Aynı şeyi Arak projesinde taraf olan Çin için de söylemek herhâlde mümkündür. O halde bugün-yarın atacağı adımla ABD, Batı ile uzlaşıp nükleer iş birliği noktasına gelen İran’ı, Çin ve Rusya’nın kucağına itebilir. Eğer JCPOA çökerse, işte o zaman asıl gürültü kopabilir. Trump olmasa bile Pompeo’nun bunu ekibinden öğrenmiş olması gerekirdi.

Yaptırım istisnalarının iptali, İran’ın JCPOA’e (ve BM 2231 sayılı kararına) harfiyen uyduğunu bilen ticaret ortaklarının ABD’ye olan güvenlerini bir kez daha aşındıracaktır. Ayrıca iptal ettiği hiç bir anlaşmanın yerine, beceri ile yenisini koyamayan Trump yönetimi, İran’ın da anlaşmadan çekilmesine neden olursa, işte o zaman seyredin siz gümbürtüyü.


Ekonomik Risklere Kaplan Yağı Terapisi

Yaptırım istisnalarının iptali ile İran ekonomisi açısından riskler elbette büyüyecektir. Ama İran zaten yıllardır “yaptırım gazisi“ olan bir ülke değil mi? Açıkçası geliştirdiği refleksler, zorlansa bile su üstünde kalmaya devamını sağlayacaktır. Zaten mutlaka sınır ötesi kara piyasa işlemleri de kızışacaktır. Bunun yüzünden, bu işlemlerde kaçınılmaz taraf olabilecek Türkiye, Azerbaycan, Rusya gibi ülkeler yeni yaptırım paketleri ile tanışabilir.

Yaptırım istisnası iptallerinin İran'da yaratacağı olumsuz ekonomik büyüme, üretim ve istihdam sorunları da yaşatacaktır. İran’da fiyatlar artacak, enflasyonist baskı, en çok da en fakirin belini bükecektir. İran Riyali değer kaybedecek ama dünya ucuzlayan petrolden belki sadece Suudi Arabistan’ın üretimi arttırması ile mahrum kalmayacaktır. Petrolü az pompalayan İran, el emeği göz nuru halıları el altından dünya piyasalarına sürecek, bu güzelim mallar alıcısına ucuzlayacaktır. Göz nuru dökenden çok, aracı, tüccar ve perakendeci kazanacaktır.

2015 yılında JCPOA imzalandıktan sonra, ertesi yıl % 12,3 büyüyen İran ekonomisinin 2017’de yine % 3,7 büyümeye gerilemesi, İran için olduğu kadar, onunla ticarete giren ülkeler için de kayıp olmuştur. 2017 yılından itibaren özellikle enerji, gemicilik ve İran mali sektörlerini vuran yaptırımlar, Tahran’ın kapısını aşındıran AB yatırımcılarını ürkütmüş olabilir. Ama bu hem durgunluğa giden AB ekonomisi için de sorun olmuştur, hem de aralık kapıdan yol bulup giren Çin için önemli bir kazanç. Üstelik Orta Doğu’ya her açık bulduğu kapıdan rahatlıkla giren Çin, Batı için bu bölgede artık ciddi bir rakip olacaktır.


Nihayet

Mart 2019 itibarı ile İran’ın petrol ihracatının günlük 1,1 milyon varile düşmüş olması, ABD’nin yaptırım istisnası iptali öncesinde büyük ölçüde Yunanistan, Tayvan ve İtalya’nın ithalat iptali tepkilerinin sonucudur. Ama Çin ve Hindistan iptallerinin de olması İran’a yılın ilk çeyreğinde, 10 milyar dolarlık bir gelir kaybıyla yansımıştır. Ancak Çin, başta İran olmak üzere birçok Orta Doğu ülkesine bu 10 milyar dolarlık kaybı kat be kat telafi edecek imkânlar sunmaktadır. İşte bu, sırf bağcıyı dövmek için üzümü hem yemeyen, hem de yedirmeyen ABD’nin bilmesi gereken önemli bir husustur.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Rusya, Afrika kıtasındaki nüfuzunu artırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekte ve bu stratejilerden biri olarak nükleer enerji diplomasisini ön plana çıkarmaktadır. Küresel enerji piyasalarında önemli bir aktör olan Rusya, Afrika'nın enerji açığını gidermek ve kıtanın sürdürülebilir kalkınma...;

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.