Yeni bir Jeopolitik Modele doğru

Haber

Jeopolitik modellerin amacı, uluslararası sistemin nasıl çalıştığını anlamak için çerçeve sağlamaktır. Modelin küresel veya resmî olarak haritalandırılması gerekmez. Thucydides’in Yunanistan’ın çalışma şekli, Atina gibi kıyı şehirleri ile Sparta gibi karasal şehirler ve birbirleriyle etkileşim kurma biçimleri arasında ince bir çizgi oluşturmuştur. ...

TASAM SEÇİLMİŞ BİLGİ NOTLARI 2019 [ 6 ]

Yeni bir Jeopolitik Modele doğru

Jeopolitik modellerin amacı, uluslararası sistemin nasıl çalıştığını anlamak için çerçeve sağlamaktır. Modelin küresel veya resmî olarak haritalandırılması gerekmez. Thucydides’in Yunanistan’ın çalışma şekli, Atina gibi kıyı şehirleri ile Sparta gibi karasal şehirler ve birbirleriyle etkileşim kurma biçimleri arasında ince bir çizgi oluşturmuştur. İnsanların kim olduğu, ne zaman ve nerede yaşadığı ise jeopolitik görüşleri ile tanımlanmaktadır. Örneğin Avrupa keşif çağına kadar, doğu yarım kürede yaşayanlar batı yarım kürenin varlığından haberdar olmamıştır. Avrupalılar Amerika ile temas kurduktan sonra, her iki yarım kürenin coğrafyası aynı kalmış, ancak insanların bu coğrafyalarda yaşadığı deneyimler çarpıcı biçimde değişmiştir.

Jeopolitik sistemde altta yatan düzeni keşfetmek, ulusların vermiş olduğu siyasi kararları düzenlemektedir. Ancak bu düzen kalıcı değildir. Güç kaydıkça değişir. 20. yüzyıldaki en radikal değişiklik, genel olarak Kuzey Amerika ve ABD’nin önemindeki çarpıcı artış olmuştur. Bu değişim, - Halford Mackinder, Nicholas Spykman ve Karl Haushofer tarafından formüle edilmiş olan - önceki üç modeli eski hâle getirmiştir. Dünyaya daha faydalı bir bakış açısı sağlayacak dördüncü bir model önerilmektedir.

Ama önce, bu noktaya gelinmesini sağlayan üç teoriyi özetlemek gerekir. İngiliz coğrafyacı Mackinder, 1905'te en ünlü jeopolitik modeli geliştirmiştir. Odak noktası Avrasya'nın (Avrupa ile Asya kombinasyonu) nasıl çalıştığını açıklamaya çalışmak olmuştur. Çalışmasını, küresel sistemin merkezi olan Dünya Adası olarak adlandırmış ve esasen Rus İmparatorluğu olan Dünya Adası’nın merkezini Heartland olarak nitelendirmiştir. Heartland, Avrupa Yarımadası, Orta Doğu, Hindistan, Güneydoğu Asya ve Doğu Asya'nın bölgelerini içeren İç ve Marjinal Hilal (Spykman sonradan Rimland olarak tanımlamıştır) ile çevriliydi. Mackinder'a göre, Dünya Adası’nı kontrol eden herkes dünyayı da kontrol etmektedir.


Mackinder’in Heartland Teorisi













Dünya Adası’nı çevreleyen deniz, Rimland milletlerinin mücadele ettiği bir boyuttur ve bu mücadele ile Rimland ve dolayısıyla da Heartland üzerindeki güçlerini kazanmışlar yahut kaybetmişlerdir. Bu model, Almanya’nın Rusya’ya saplantısını, Avrupa'nın büyük güçler arasındaki rekabeti ve İngilizlerle Fransızların Orta Doğu, Hindistan ve Çin-Hindi ile niye ilgilendiğini açıklamaktadır. Modelin dışında kalan ise; 1. Dünya Savaşı'nı bitirmek için bir milyon askerle Rimland'a hücum eden Amerika Birleşik Devletleri olmuştur.

2. Dünya Savaşı sırasında Amerikalı coğrafyacı Spykman, Mackinder’a karşı çıkan bir model geliştirmiştir. Mackinder’in temel modelini bozmamış, ancak Atlantik ve Pasifik üzerindeki gücü öngörerek Heartland’ın önemini vurgularken ABD’yi de dâhil etmiştir. Heartland pasifken Rimland milletleri birbirleriyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca Spykman, modelini tasarladığı zaman dilimi düşünüldüğünde anlaşılabilir olan Sovyetler Birliği'ni de vurgulamıştır. İç çemberdeki milletler kendilerini dışa doğru zorlamışlar, dış çemberdekiler ise onları zapt etmeye çalışmışlardır. Aslında, Spykman Mackinder’in modelini kabul etmiş ancak 2. Dünya Savaşı sürecinde değişen dinamikleri hesaba katarak değiştirmiştir. ABD, Dünya Adası’na güç yansıtmış ama kendisi marjinal kalmaya devam etmiştir.


Spykman’in Rimland Teorisi


















Spykman, Avrasya'yı kontrol edenlerin dünyayı kontrol edeceğini söylemeye devam etmiştir. Ancak, Sovyetler Birliği'nin çökmesiyle Avrasya'nın düzeni, öncekinden daha zor hâle gelmiştir ve ABD artık çevreleme stratejisi (yani Rimland’ı kontrol etme) ile ilgilenmekten vazgeçmiştir.

Üçüncü teori, Alman coğrafyacı Haushofer tarafından geliştirilmiştir. Onun modeli, dünyaya karşı dengeli bir bakış açısı sağlamanın ve Alman yayılmacılığının bir mantığı olarak Naziler tarafından formüle edilmenin dezavantajını oluşturma fırsatına sahip olmuştur.


Haushofer’in Jeopolitik Modeli


















Haushofer’ın jeopolitik modeli dünyayı dört ayrı bloğa bölmüştür; 1) esasen batı yarım küre olan ABD bölgesi, 2) Avrupa yarımadası, Afrika ve Orta Doğu'nun çoğunu içeren Alman bölgesi, 3) Doğu Avrupa'dan Sibirya'ya kadar uzanan ancak Pasifik'e ulaşmayan Rus bölgesi, 4) Doğu Asya, Asya takımadaları ve Avustralya’yı kapsayan Japon bölgesi. İlginçtir ki, Hindistan Rusya bölgesinde yer almaktadır, ancak durumu belirsizdir.

Bu, Haushofer'in gelecekte oluşacağına inandığı bir modelse de gerçekleşmemiştir. Almanya Avrupa’yı tutamamıştır. Japonya Doğu Asya’yı kontrol edememiştir. En büyük çöküntü, ABD'nin güneye doğru yönelip Atlantik ve Pasifik'ten uzak durduğu varsayımı olmuştur. Aslında, ABD Atlantik ve Pasifik’te üstünlük kurmaya başlamıştır, Güney Avrupa’da hiçbir güç yoktur, Sovyetler Birliği Avrupa’nın derinliklerine taşınmıştır ve Asya dağılmıştır.

Tüm bu modeller artık hükümsüzdür; yeni ve daha az ideolojik olan bir modele ihtiyaç vardır.

Jeopolitik mücadelemiz, küresel gücü tek bir sisteme dâhil eden bir model oluşturmaktır. Kuzey yarım kürenin, kuzey kutup dairesi ve Yengeç Dönencesi arasındaki kısmı dünyanın en büyük güçlerini ve en önemli milletlerini içerir. Avustralya, Brezilya, Hindistan'ın güneyi ve Güneydoğu Asya'nın bazı bölgeleri de dâhil olmak üzere bazı önemli bölgeler bu grubun dışında kalmakta ise de çizilen sınırlar bir miktar esnekliğe sahiptir.




Yeni bir Jeopolitik Model

















Bu model jeopolitik etkileşimlerin doğu-batı desenini göstermektedir. Amerika Birleşik Devletleri batı ile Çin ve doğu ile Avrupa ile etkileşime girerken, Rusya ve Avrupa birbirleriyle etkileşime girmektedir. Bu nedenle, Dünya Adası modelinden uzaklaşmakta ve sistemin dengesinin, güç dengeleri değiştikçe değişmesine izin vermektedir.

En önemlisi, okyanusları uygun bir önem seviyesine yükseltmektedir. Bu modelde, Kuzey Pasifik ve Kuzey Atlantik, doğu-batı ticaretini kolaylaştırdığı ve potansiyel çatışma alanları olduğu için çok önemlidir. Şimdilik, ABD Atlantik ve Pasifik okyanuslarına erişimi ve komuta etmesi nedeniyle modelin merkezinde yer almaktadır. Model, baskın olan uluslararası ticaret modellerine de sadıktır.

Bu tür modellerin; faydalı, ancak kritik olmadığını vurgulamak gerekir. Liderler küresel sistemin şeklinin zaten farkında olduğu için ulusal stratejileri etkilememektedir. Ancak, ulusal stratejiyi ve bazı ülkelerin marjinalleşmesini anlamayı kolaylaştırmaktadır.

[ George FRIEDMAN, Gepolitical Futures | Mart 2019 ]
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Rusya, Afrika kıtasındaki nüfuzunu artırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekte ve bu stratejilerden biri olarak nükleer enerji diplomasisini ön plana çıkarmaktadır. Küresel enerji piyasalarında önemli bir aktör olan Rusya, Afrika'nın enerji açığını gidermek ve kıtanın sürdürülebilir kalkınma...;

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.