Doç. Dr. Sezai ÖZÇELİK’in bu makalesi TASAM tarafından, 21-22 Nisan 2016 tarihinde SİVİL GLOBAL 2016 Zirvesi sürecinde İstanbul’da gerçekleştirilen bir dizi etkinlik kapsamında düzenlenen Uluslararası Karadeniz - Kafkas Kongresi’nde sunulmuştur. Makale, Kongre’nin seçilmiş bildirilerini içeren ve “Karadeniz ve Kafkaslar: Riskler ve Fırsatlar - “Ekonomi, Enerji ve Güvenlik“ adıyla TASAM Yayınlarınca yayımlanan e-kitapta yer almaktadır.
RUSYA’NIN STRATEJİK DERİNLİĞİ BAĞLAMINDA KIRIM’IN İŞGALİ VE KIRIM TATARLARI
Doç. Dr. Sezai ÖZÇELİK
Özet
2014 Kırım’ın işgali ve Kırım Krizi birçok uluslararası ilişkiler uzmanı tarafından “II. Soguk Savaş“ yada “Yeni Soğuk Savaş“ olarak tanımlanmıştır. Bu çalışmada 2014 Kırım Krizi jeo-stratejik kavramlar ve yaklaşımlar kullanılarak açıklanarak Kosova örneğinin Kırım’a etkisi ve Rusya’nın stratejik derinlik kavramları ele alınacaktır. İlk olarak, Kırım Krizi real-politik ve jeo-politik yaklaşımlar çerçevesinde incelenecektir. Bu çerçevede Karadeniz ve Kırım bölgesinin jeo-politik, jeo-stratejik ve jeo-ekonomik önemi özellikle Türkiye, Rusya ve Ukrayna bağlamında incelenecektir. İkinci olarak, Kosova örneği derinlemesine analiz edilerek nasıl Putin Rusya’sı tarafından Kırım’ın işgaline zemin hazırlamak için kullanıldığı açıklanacaktır. Üçüncü bölümde, Rusya’nın stratejik derinliğinin Kırım’da uygulanıp uygulanmadığı mercek altına alınacak ve Putin tarafından başarılı şekilde uygulanan melez savaş (hybrid war) kavramının Kırım’da uygulanması ve buna karşı alınabilecek önlemler sıralanacaktır. Son bölüm ise Kırım’ın işgalini Kırım Tatarları’nın bakış açısından ele almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kırım Tatarları, Kırım İşgali, Rusya, Ukrayna, Türkiye.
Giriş
Kırım’da 18 Mayıs 1944 yılında yaşadıkları “Sürgün“ etnik temizliği sonrası, Kırım Tatarları, 1989 yılından itibaren Kırım’a dönmüşlerdir.1 Kırım’da yaşayan Kırım Tatarlarının en önemli sorunu, özerk statüye sahip Kırım’da, Ukrayna devletinin egemenliği altında marjinalleştirilmeleri ve etnik kimlik ihtiyaçlarının tatmin edilmemesidir. Kırım Tatarlarının kültürel hakları tanınmamakta ve baskılanmaktadır.2 Kırım’daki Rus ve Ukrayna asıllı vatandaşlarla karşılaştırıldığında, Kırım Tatarları, eşit haklara sahip olmadıklarını düşünmektedirler. Ayrıca yıllarca maruz kaldıkları baskıları da, “psikolojik seçilmiş travmalar“3 olarak yaşamaya devam etmektedirler.
Kırım, günümüzde yeniden Rusya ile Batı arasında yaşanan rekabetin yoğunlaştığı bir bölge haline gelmiştir. Bu kez Osmanlı Devleti’nin yerine Ukrayna, Rusya’nın Batı ile arasındaki direnç noktası oldu. Ukrayna’nın Batı’yla yakınlaşma girişimleri, ülkesindeki Rusya yanlıları ile Batı taraftarlarını karşı karşıya getirdi. Rusya’nın duruma müdahil olmasıyla birlikte, artan çatışmada, Batılı devletler, savaştan çok diplomasi ve yaptırımlar üzerinden Rusya’yı sınırlandırabilmenin yollarını aramayı tercih ettiler.
Bu çalışmada 2014 Kırım Krizi jeo-stratejik kavramlar ve yaklaşımlar kullanılarak açıklanarak Kosova örneğinin Kırım’a etkisi ve Rusya’nın stratejik derinlik kavramları ele alınacaktır. İlk olarak, Kırım Krizi real-politik ve jeo-politik yaklaşımlar çerçevesinde incelenecektir. Bu çerçevede Karadeniz ve Kırım bölgesinin jeo-politik, jeo-stratejik ve jeo-ekonomik önemi özellikle Türkiye, Rusya ve Ukrayna bağlamında incelenecektir. İkinci olarak, Kosova örneği derinlemesine analiz edilerek nasıl Putin Rusya’sı tarafından Kırım’ın işgaline zemin hazırlamak için kullanıldığı açıklanacaktır. Üçüncü bölümde, Rusya’nın stratejik derinliğinin Kırım’da uygulanıp uygulanmadığı mercek altına alınacak ve Putin tarafından başarılı şekilde uygulanan melez savaş (hybrid war) kavramının Kırım’da uygulanması ve buna karşı alınabilecek önlemler sıralanacaktır. Son bölüm ise Kırım’ın işgalini Kırım Tatarları’nın bakış açısından ele almaktadır.
Rusya-Ukrayna-Türkiye Üçgeninde Kırım ve Karadeniz Uluslararası güvenlik açısında Karadeniz bölgesi birçok açılardan önemlidir. İlk olarak, Karadeniz’e komşu birçok bölgede donmuş çatışmalar bölge güvenliği açısından tehdit oluşturmaktadır. İkincisi, yumuşak güvenlik tehditleri özellikle narkotik, insan ve silah ticareti ile terörizm faaliyetleri bölgenin bir diğer güvenlik sorunudur. Üçüncü olarak Karadeniz jeo-ekonomik önemi artan özellikle Rus ve Hazar havzasının doğal gaz ve petrol gibi kaynakların Avrupa pazarlarına dağıtımında önemli bir yere sahiptir. AB ve NATO ülkelerinin enerji güvenliği açısında bölgenin Hazar ve Orta Asya hidro-karbon kaynaklarına yakın olması stratejik önemini arttırmaktadır.4
Türkiye ile Ukrayna’yı, jeo-stratejik olarak birbirine bağlayan coğrafi unsurlar, Karadeniz ve Boğazlardır. Karadeniz’e kıyısı olmayan, özellikle Amerika gibi Batılı güçler, Karadeniz’i deniz olarak görmektedir. Uluslararası Deniz Hukukuna göre, deniz olan Karadeniz’de Amerikan gemilerinin, özellikle savaş gemilerinin serbestçe Boğazlardan geçerek Karadeniz’de görev yapması, Amerika’nın bu bölgeye ilişkin dış politika amaçlarından biridir. Öte yandan, başta Rusya olmak üzere, diğer ülkeler, Karadeniz’i deniz olarak değil, göl olarak görmektedir. Rusya’ya göre, sadece Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin (Rusya, Gürcistan, Türkiye, Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna) savaş gemileri Karadeniz’i kullanabilmelidir. Şüphesiz Karadeniz’deki en önemli deniz üssü Akyar (Sivastopol), Kırım bölgesi, Rusya tarafından işgal edilmeden önce, Ukrayna toprağı olduğu dönemlerde bile, Rusya’nın egemenliği altındaydı.5
KİTABIN KÜNYESİ
E-Kitap Adı : Karadeniz ve Kafkaslar: Riskler ve Fırsatlar; Ekonomi, Enerji, Güvenlik
Editör : Osman ORHAN
Format : PDF Merchant©
Sayfa Sayısı : 179 s.
Yayınevi : TASAM Yayınları
Dizisi : Uluslararası İlişkiler Dizisi
ISBN : 978-605-4881-27-7
Yayın Tarihi : 2018
Fiyatı : 20,86 TL
Kitabı incelemek veya satın almak için lütfen tıklayınız.