Yeni Rusya’nın Yeni Misyonu

Makale

Rusya, Atlantik kıyılarından Pasifik’e kadar uzanan bir alanda, dünyanın en geniş ülkesi. 17.2 milyon kilometrekarelik topraklarında, 145 milyon insan yaşıyor. 1991 yılında Ukrayna, Belarus, Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan, Ermenistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Gürcistan, Moldova, Estonia, Latviya ve Litvanya, Horasan Harcı mı? Demir Yumruk mu?, Rekabetin Geleneksel Nedeni Olmayınca, Altın Fırsatlar ve Yeni Rusya’nın Düşleri, ...

Rusya, Atlantik kıyılarından Pasifik’e kadar uzanan bir alanda, dünyanın en geniş ülkesi. 17.2 milyon kilometrekarelik topraklarında, 145 milyon insan yaşıyor. 1991 yılında Ukrayna, Belarus, Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan, Ermenistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Gürcistan, Moldova, Estonia, Latviya ve Litvanya nın ayrılması ile küçülen geniş coğrafyasında, hala birbirinden çok farklı insan, kültür ve din gruplarını barındırıp, onları bir tür hassas denge içerisinde bir arada tutabiliyor.


Horasan Harcı mı? Demir Yumruk mu?

Halen 21 ayrı cumhuriyet, 6 federal bölge(Kray), 2 federal şehir, 1 özerk bölge ve 10 özerk alan olarak toplam 49 coğrafi bölgenin barındığı Rusya Federasyon’unda, resmi dil Rusça olmakla birlikte, etnik kimlik ve kültürlerin tercihi olan farklı, farklı diller de, eğitim ve öğretimin, ama en önemlisi günlük yaşamın birer parçası. Onca farklı insanı bir arada tutan bir “horasan harcı“ var ise, bu, bazen demir yumruk, ama çoğu zaman yüzyılların o geniş topraklara serptiği gelenekten kaynaklanıyor olmalı.


Dini Demir Yumruk Emrinde Kullanmak da bir Gelenek mi?

Uzun Sovyet yıllarının baskı altında tuttuğu dinler, geri döndüğü 1990 lı yıllardan bu yana, Rusya’da yine zımni bir vicdan özgürlüğü anlayışı ile radikalleşmediği ve siyasileşmediği sürece, büyük ölçüde laikleşmiş bir biçimde bir arada yaşıyor. Demir yumruk radikalleşmeye pek aman vermiyor. Hızını ait olduğu dağlık bölgelerde alamayıpta, dünyanın çeşitli yerlerine “cihad“ için sıçradığında, Rusya bunu radikalleşmenin peşine düşme bahanesi olarak kullanıyor. Örneğin Suriye’deki varlığını böyle mazur gösteriyor. Dışarıya çıkıp da içeriye tehdid olacak odakların başını, dışarda ezmeye çalışıyor. Kendi geniş topraklarını savaş alanına çevirmekten sözüm ona böyle koruyor. Bununla birlikte, işine geldiğinde de kilisenin siyasi elini güçlendirip, ortodoks coğrafyasında, onu demir yumruk olarak kullanıyor.


Rekabetin Geleneksel Nedeni Olmayınca

Batı dillerine “rivalry“ olarak giren rekabet sözcüğünün etimolojik kökeninde, “river“(ırmak) olduğunu zaten biliyor olabilirsiniz. “Riverain“(ırmakdaş), aynı su kenarını paylaşan insan topluluklarını betimleyen aynı kökten bir başka sözcük. Bu ortaklığın doğal olarak akıllara getirdiği ise su paylaşımının yarattığı rekabet ve çatışmalar. Ama her biri 10 kilometre genişliğinde 120.000 ırmağa ve irili-ufaklı 2 milyon tuzlu ve tatlı göle sahip Rusya Federasyonunda insanların su paylaşımı için rekabeti önemli bir rekabet olmamalı. Bununla birlikte “voyvoda“(su başı) bir su paylaşım otoritesi olarak, slav dilinde ortaya çıktı ise, Rusya’da tarihten bu yana, insanların bol olanı bile paylaşmakta zorluk çektiğini gözardı etmememiz gerek. Buna rağmen asıl paylaşım sorunlarının günümüzde, “oligark“ları yaratan doğal kaynaklarda odaklandığını da biliyoruz.


Altın Fırsatlar ve Yeni Rusya’nın Düşleri

Evet, Rusya Federasyonu halen yaklaşık 30 trilyon dolar olarak ifade edilen bir maden kaynağına sahip. Dünya petrollerinin %17 si, doğal gazının %25, kömür yataklarının %6 sı batı ve doğu Sibirya ile Rusya uzak doğusunda, Sakalin yarım adasında toplanmış. Şimdi demir Sovyet yumruğunun devlete bahşettiği kaynak kullanma ve kullandırma hakları, yerini oligark’ların siyasi otorite ile güçlendirilen işletme hakkına dönüşünce, Yeni Rusya dinamikleri de, doğal kaynaklar üzerinden, yepyeni bir vecheye bürünmüş durumda.

Rusya’da altın, gümüş, platin, kobalt, bakır, nikel başta olmak üzere demir dışındaki kıymetli maden kaynakları, ülkenin geniş coğrafyasındaki ırmak boylarına eşit dağılmış. Dünyanın en büyük altın üreticileri sıralamasında başlarda gelmesi, zaman zaman altın standard’ına yalpalamak ihtiyacı duyan küresel para sistemine, hep bunu bir kez daha düşünme nedeni vermekte. Açıkçası, diğer maden kaynakları gibi altın da Rusya için hep bir fırsatdır.


Dünya’nın Damı Olmadı. Bir de Çukuruna Bakmalı

Sovyetler Birliği, 1979 dan itibaren Afganistan’ı işgal etmişti. Herhalde dünyanın damını tutan her yere tepen bakar diye 1989 yılına kadar orada kaldı. Afganistan’ın komünist yönetimi ile işbirliği bile, mücahidin’in bileğini bükemedi.Sovyet’ler, güçlü tanklarına geçit vermeyen Afganistan’dan oldukça önemli yatırımlarını geride bırakarak çıktı. Mücahidin galip, Sovyetler mağluptu. Afganistan misyonu zaten belki Sovyet’lerin sonunu getiren en önemli olaylardandı. Ama mirasçışı Rusya Federasyonu bundan ders almadı. Afganistan’dan çıktığı 1989 yılından sonra, kendini 20 küsur yılda topladı. İlişkilerini çeşitlendirdi. Eski dostlukları perçinledi. Ama, Yeni Rusya’nın ihtiraslarına topraklarındaki altın bile artık yetmemekte. Yüreğinde, Çarlık Rusya’sının bile yakalayamadığı altın fırsatları besleyen Yeni Rusya, Doğu Avrupa’dan çekmek zorunda kaldığı kollarını, şimdi yeniden Ukrayna’ya, Baltık Cumhuriyetlerine, ama en önemlisi Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’ya uzatmış durumda. Artık çilenin bitmediği Orta Doğu çukurunda kendine kalıcı bir yer edinmek için, yeni bir misyon buldu da.


Mücahidin Başka, Cihadcı Başka, Ama Yeni Rusya Bambaşka

Rusya artık Akdeniz ve Orta Doğu’da. Akdeniz gaz projelerinde, nükleer tesis tasarım ve ihalelerinde. Kıbrıs’ta, Irak’ta, İran’da, ama en önemlisi Suriye’nin her yerinde. Kırsalında, Kürt bölgesinde, merkezinde, bir türlü amacına ulaşmayan barış süreçlerinde. Suriye’deki deniz, hava ve kara üslerinde, İdlib’de, Afrin’de. Ulusal çıkar gerekçesi ile askeri olarak girdiği Suriye’deki, en önemli gerekçesi, cihadcılara aman vermemek.

Mücahidin bağımsızlık savaşçısıydı. Ama cihadcılar, Rusya’yı tehdid eden unsurlar. Rusya özellikle Rusya kökenli cihadcıları istemiyor. Ama aynı zamanda, kendisinin içinde bulunmadığı doğal gaz projelerini de doğrudan veya vekil kullanarak baltalamak istiyor. Sovyetler Afganistan’dan 10 yılda toparlanıp çıktı. Ama farklı farklı insan gruplarını yönetme geleneği de olan Yeni Rusya, ihtiraslı gelecek planları ile Suriye’den, Orta Doğu’dan ve hülasa Akdeniz çevresinden çıkmayacak. Arada sıkışıp kalmış varlığı ile Türkiye, Suriye askeri misyonu ve barış süreçlerindeki büyük ortağının, bu hesaplarını iyi tartıyor olmalı.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2711 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1078
Avrupa 22 637
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2042 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2042

Savaşın başlamasından bir yıl geçtikten sonra, Rusya'nın neden galip gelmediği, hem ABD dış politikasında hem de daha geniş anlamda uluslararası güvenlikte en önemli sorulardan biri haline geldi. Cevabın birçok bileşeni var. ;

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

Ukrayna’da Rusya’nın yakın zamanda büyük bir saldırı gerçekleştireceği haberlerinden ABD’nin Ukrayna’yı son ana kadar destekleyeceğini deklare etmesine kadar karmaşık ve belirsiz bir durum söz konusu. Rusya ile “sınırsız dostluğu“ bulunan Çin ise bu karmaşık durum karşısında pozisyon belirlemeye çal...;

Geçen hafta Cuma günü (10 Mart 2023) Suudi Arabistan ve İran arasında yeni bir anlaşma imzalandı. Buna yeni bir “Kutsal Cuma“ anlaşması denebilir mi? İki ülke arasındaki en büyük fayın mezhep farkının siyasileştirilmesinden kaynaklandığı düşünülür ve mezhep anlaşmazlığının arkasına gizlenen bölgesel...;

Çağımızda, ülkeler arasındaki ilişkilerde konjonktüre bağlı olarak meydana gelen değişimler sonucunda, klasik diplomasi yöntemlerinin yanında yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Diğer ülke yönetimlerini ve uluslararası örgütleri etkilemek hedefiyle birlikte, yabancı kamuoyunu da etkilemek ihtiyacı d...;

TASAM Staj Programı; katılımcıların akademik çalışma yetkinliği kazanmasına destek olarak kaynaklara ulaşma, bilgi toplama ve iletişim gibi konularda mevcut yetenek ve özelliklerini geliştirmelerini amaçlamaktadır. TASAM’ın mevcut çalışma alanları kapsamında değerlendirilecek stajyerlerin, bu alanla...;

Türk siyaset hayatında kamplaşmaya yol açan yaşam tarzı çatışmasının psikolojik, sosyopsikolojik yönü başta olmak üzere tarihin derinliklerinden gelen faktörlerle çeşitli açılardan sorgulanmasına hasredilen kitap 160 sayfadan oluşuyor. ;

Göç, ulus-devletlerin düzenlemesi ve kontrol altında alması gereken bir 21. yüzyıl gerçekliği midir? Bu sorunun yanıtına farklı Uluslararası İlişkiler (Uİ) teorilerinden görece farklı yanıtlar verilebileceği düşünülse de ortak bir kabule varılabilir: Uluslararası göçün düzenlenmesi. Göç ve güvenlik ...;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.