Orta Asya Ülkelerinde Güvenlik - Refah Çelişkisi

Makale

Prof. Dr. Alaeddin YALÇINKAYA Marmara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Arş. Gör. Hakan MEHMETÇİK Marmara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü ...

Prof. Dr. Alaeddin YALÇINKAYA
Marmara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü

Arş. Gör. Hakan MEHMETÇİK
Marmara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü

Özet
Güvenlik-Refah çelişkisi siyaset biliminin klasik konularındandır. Ülkenin güvenlik harcamaları arttıkça, refahının azalacağı kabul edilir. Bu bağlamda sürekli tarafsız ülke statüsündeki İsviçre’nin savunma (iç güvenlik) harcamaları oldukça sınırlı olduğundan kaynaklarını daha fazla eğitim, sağlık, üretim alanlarına yönlendirebilmektedir. Bu yüzden de doğal kaynak bakımından pek zengin olmayan bu ülke dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri haline gelmiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılması ile Türkmenistan’ın bağımsızlığı sonrasında sürekli tarafsızlık statüsündeki ısrarı ve Asya’nın İsviçre’si olma yönündeki arzusunun kaynağında bu gerçek bulunmaktadır.

Güvenlik-refah çelişkisi, aynı zamanda azgelişmişlik kısır döngüsünün önemli ayaklarındandır. Milli gelirin düşük olduğu ülkelerde doğal olarak sosyal güvenlik harcamaları da yetersiz kalmaktadır. Toplum katmanlarının eğitim, sağlık, istihdam imkânlarından yararlanan kesimi daraldıkça yasa dışı faaliyet alanları genişlemektedir. Bu durum güvenliğe daha fazla kaynak ayrılmasını zorunlu kılarken refah ve sosyal güvenlik kalemleri daralmaktadır. Böylece bu kısır döngü sürüp gitmektedir.

Asya ülkelerinde son yıllarda görülen hızlı büyüme ve gelişmeye katkı sunan etmenlerin Orta Asya cumhuriyetleri için de söz konusu olduğu halde bu ülkelerde ucuz iş gücünden aynaklanan büyüme veya genç ve eğitimli nüfusun tetiklediği bir ar-ge patlaması yaşanmamaktadır. Sovyet sonrası bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetleri açısından Sovyet döneminden kalma ilköğretimden üniversiteye belirli bir eğitim altyapısı bulunduğu halde bu mirasın çağın gerektirdiği ar-ge veya işgücü sektörüne aktarılması mümkün olmamıştır. Bunun yerine Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan örneklerinde olduğu gibi
iç ve dış güvenlik sorunlarının gerektirdiği önlemler, önemli ölçüde devletlerin yatırım-üretim-eğitim-araştırma-geliştirme zincirini baskı altına almıştır. Türkmenistan ve Kazakistan için de bu durum bir dereceye kadar geçerlidir.

Afganistan ve Pakistan örneklerinde olduğu gibi 1980lerden günümüze Rusya ve ABD müdahalelerinin keskinleştirdiği terör-güvenlik sorunu diğer bölge ülkeleri açısından farklı boyutlarda karşımıza çıkmaktadır. Eski Sovyet cumhuriyetleri, kısmen bölgesel terörden etkilenmekte olup bunun yanında Sosyalist dönemden kalan devletçi-güvenlikçi politikalardan özgürlükçü-üretici formata geçememenin sıkıntıları yaşanmaktadır. Bu bağlamda söz konusu ülkelerde faaliyet gösteren terör örgütlerinin farklı şekillerde batılı ülkelerle bağlantıları, bu ülkeleri güvenlik temelli politikalardan refah yönelimli uygulamalara
geçmesini engellemektedir. Bu bölümde, belirtilen kavramlar çerçevesinde konu genel hatlarıyla ekonomik, eğitim, sağlık gibi alanlardaki istatistikler kullanılarak tahlil edilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Güvenlik-Refah Çelişkisi, Terör, Orta Asya Cumhuriyetleri, Afganistan, Çin, Büyüyen Ekonomiler

Security-Welfare Dilemma in the Central Asian Countries
Abstract
Security and Welfare Dilemma is one of the classical topics in political sciences. As the expenditure on security has risen in any given country, the welfare of the society hypothetically would be undermined. In this sense, Switzerland, a permanently natural power under the UN conventions, has limited expenditure on defense and therefore, it is able to spend more on welfare oriented sectors such as health, education, and production. Thus, a country, which is not rich in terms of resources, is one of the wealthiest country on
earth. After the demise of Soviet Union, Turkmenistan’s persistent claim to be a natural power depends on its wish to be “Asian Switzerland.“ Security and Welfare Dilemma is one of the important parts of the underdevelopment vicious cycle. As wealth on national level is low, welfare spending stays low. As the numbers of people, who benefit from spending on health, education, employment, are limited, crime and illegal activities are ex panded. This is the nature of the social life and force governments spend more on security by giving away welfare. And in that way it goes on and on.

Even though, those factors that supports rapid growth and development in many Asian countries are present for Central Asian countries, growth stemming from cheap labor force and Know-How boost stemming from young and educated population have not created a similar path in these countries. In the post-Soviet era, although there are basic infrastructures in the areas of health and education, Turkic Republics has not managed to transfer these assets into productive, jobs creating and know-how enabling sectors. Instead, as it is the case in Uzbekistan, Tajikistan, Kirgizstan, security related issues has dominated spending decisions leaving spending on investments, production, education and R&D spending secondary. This is a case for Turkmenistan and Kazakhstan as well.

As it happens in Afghanistan and Pakistan, we face with terror-security issues, which is sharpened further by the Russian and American interventions since 1980s. Post-Soviet Republics have been partly effected by these security issues meanwhile they have failed to transform their socialist-statist-securitized model of development into free, productive and efficient model. In this sense, terrorist organizations and their connections in the Western World prevent these countries make the transition from security dominated politics into welfare oriented policies. In this paper, underlined concepts and trends are analyzed through numbers of data and figures on education, healthcare, economic statistics etc.

Key-Words: Security and Welfare Dilemma, Terror, Central Asian Republics, Afghanistan, China, Developing Economies.

Giriş
Genel olarak azgelişmiş ülkeler, özel olarak Orta Asya cumhuriyetleri için söz konusu olan güvenlik-refah çelişkisi günümüzde farklı boyutlarıyla etkinliğini sürdürmektedir. Benzer durum önemli ölçüde bazı Orta Doğu ve Afrika ülkeleri için de geçerlidir. Bir kısmı Sovyet sonrası bağımsızlığını kazanmış olan Türk cumhuriyetleri ile mesela Afganistan gibi eski Sovyet cumhuriyeti olmayan Asya devletlerindeki bu kısır döngünün önemli bir ayağı ise gelişmiş ülkelerin bu döngüden edindikleri çıkar ilişkileridir. İç ve dış güvenlik sorunlarıyla boğuşan ülkelerin aynı zamanda iyi birer silah alıcısı olmaları, sömürgecilik döneminden kalma hammadde kaynağı ve pazar ülke durumunun korunması gibi hedefler, sonuç itibariyle eski sömürgeci-gelişmiş-global güçlerin çıkarları kapsamındadır.

21. yüzyıl başından itibaren sanayi üretiminin artan bir hızla Güney Doğu ve Güney Asya ile diğer benzer statüdeki ülkelerde yoğunlaşması, batıda finansal krize yol açmıştır. 2015 yılı itibariyle Çin’deki büyümenin yavaşlaması ile beklentiler revize edilme yoluna gidilmiş, bununla beraber sanayi üretimindeki doğu-batı dengesinin batı aleyhine değişme trendi değişmemiştir. Şüphesiz bu süreçte birçok faktör yanında batının yaşlanan nüfusu, sosyal güvenlik harcamalarının artması ile doğudaki genç ve ucuz işgücü önemli rol oynamaktadır.

Ekonomik kalkınma yanında sosyal ve siyasal istikrar ile gelişme arasında ciddi bir bağ vardır. Orta Asya halkları içerisinde yaygın olan umutsuzluk, siyasal istikrarsızlık, atalet, nepotizm, yolsuzluk, organize suç ve terör örgütleri hep birbirini besleyen süreç ve aktörlerdir. Bu bağlamda ekonomik istikrar ve gelişme ve dolayısıyla refah artışı, kendisi bizatihi uzun erimli bir “güvenlik sorunudur“ ve güvenlik/refah gibi ayrımlar özellikle Orta Asya ülkeleri söz konusu olduğunda bir anlam ifade etmemektedir. Ayrıca bu ülkeler arası kültürel, kimliksel ve coğrafi yakınlık dikkate alındığında herhangi bir ülkedeki güvenlik sorunu, diğer komşu ülkeleri etkilemektedir.1 Yani her hangi bir Orta Asya ülkesinin tek başına, diğer komşularından izole bir şekilde gelişmeye, refaha ve güvenliğe ulaşma şansı yoktur. Nasıl ki bugün Suriye’de ve Irak’ta yaşanan iç savaş ve terörün olumsuz etkilerinden Türkiye kurtulamıyorsa, Özbekistan’da yaşananların Kırgızistan’dakilere göz ardı edileme ya da Türkmenistan’ın gelişmesinin, Tacikistan’ın gelişmesine katkıda bulunacağı unutulmamalıdır.

Bu alanda çalışan hemen hemen her uzmanın üzerinde uzlaştığı üzere güvenlik son derece sorunlu ve tartışmalı bir sosyal bilimler kavramıdır.2 Güvenliği en geniş anlamıyla tanımlayıp ekonomik kalkınma ve insani gelişmeyi bunun vazgeçilemez bir unsuru olarak ele almamız gerekmektedir. Oysa mevcut ekonomik kalkınma ve demokratikleşme teorileri 3 bu iki kavramı genel olarak birinin gelişmesi için diğerinden fedakârlık edilmesi gereken unsurlar olarak ele almış ve bu teorik kavramsallaştırma politika yapıcılar açısından uygulanan hatalı politikaların “bilimsel meşruiyet“ zeminini oluşturmuştur.4

Güvenlik-Refah çelişkisi - bir ülkenin güvenlik harcamaları arttıkça, refahının azalacağı gerçeği- de güvenlik ve refah arasında kurulan bu türden tartışmalı tanım ve kavramsallaştırmaya ve bunun üzerine yürütülen politikalara dayanmaktadır. Güvenlik-refah çelişkisi, aynı zamanda azgelişmişlik kısır döngüsünün önemli bir nedenidir. Güvenlik sorunlarıyla boğuşan ülkeler, güvenlik temelli politikalardan refah yönelimli uygulamalara geçememektedir. Zira güvenlik ve refah bu ülkelerde birbiriyle bağlantılı iki konu olmaktan ziyade biri için diğerinin feda edildiği iki ayrık konu olarak değerlendirilmektedir.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Rusya, Afrika kıtasındaki nüfuzunu artırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekte ve bu stratejilerden biri olarak nükleer enerji diplomasisini ön plana çıkarmaktadır. Küresel enerji piyasalarında önemli bir aktör olan Rusya, Afrika'nın enerji açığını gidermek ve kıtanın sürdürülebilir kalkınma...;

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

This article highlights the strengthening ties between Turkey and the Gulf Cooperation Council (GCC) states, driven by economic diversification and regional de-escalation. Turkey's growing trade, investment, and defense cooperation with Gulf nations face challenges from local defense industries and ...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

This article discusses how Iraq's once abundant and balanced climate, characterized by plentiful rainfall, snowmelt, and thriving ecosystems like palm forests and marshes, has deteriorated due to global warming and dam construction. These changes have led to increased drought, desertification, and s...;

This article discusses how Iraq's once abundant and balanced climate, characterized by plentiful rainfall, snowmelt, and thriving ecosystems like palm forests and marshes, has deteriorated due to global warming and dam construction. These changes have led to increased drought, desertification, and s...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

10th Istanbul Security Conference

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.