TASAM Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi’ne 23 Eylül 2013 tarihinde Bir grup ABD’li kanaat önderinden oluşan heyet bir ziyaret gerçekleştirdi. Toplantı’ya TASAM Başkan Yardımcısı Büyükelçi (E) Murat BİLHAN ve AB Uzman Yardımcısı Tolga SAKMAN ile Rumi Forum’dan Hükümet, Medya ve Toplum İşleri Direktörü Mehmet SARAÇOĞLU, ABD Kongre Araştırma Servisi’nden Nina M. SERAFINO, Hudson Enstitüsü’nden Dr. Hillel FRADKIN ve Foreign Affairs yazarı Victor GAETAN katıldı.
Toplantı TASAM’ın kısa tanıtımı ile başladı. ABD’li Heyet; TASAM’ın çalışma alanları, ikili ve çoklu işbirlikleri ve projeleri hakkında bilgilendirildi. ABD ile Türkiye arasındaki ilişkiler üzerine yapılabilecek çalışmalar üzerinde fikir alışverişinde bulunuldu. Ardından ikili ilişkiler ve Türkiye’nin sürekli ve güncel meseleleri hakkında geniş kapsamlı bir toplantı yapıldı.
Genel olarak Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin seyri konuşuldu. Genel kanaat bu ilişkilerin daha çok güvenlik boyutlu bir düzeye göre kurgulandığı şeklindeydi. Ekonomik ve özellikle kültürel ilişkiler çok gelişemediği söylendi ve bu konuda neler yapılabileceği tartışıldı. Bu temelde ABD’li heyet tarafından ABD’deki lobi faaliyetlerinin önemi vurgulandı ve ABD - Türkiye ilişkilerini etkileyebilecek lobi grupları olarak Yahudi, Yunan ve Ermeni lobileri ile Türkiye’nin ilişkileri sorgulandı. Konu üzerine Murat Bilhan Türkiye’nin Yahudi, Yunan ve Ermeniler ile olan ilişkilerinin tarihsel bir değerlendirmesini yaptı ve günümüzde ilişkilerin geldiği nokta hakkında bilgi ve fikirlerini paylaştı. 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını da değerlendiren Bilhan bu konudaki gerçeklerin doğru boyutlarıyla yansıtılmadığını savundu.
Yahudi lobisi ve İsrail ile gelinen nokta ABD’li heyet tarafından eleştirildi ve bunun ABD’nin bölge ile ilgili politikaları üzerindeki etkileri değerlendirildi. Ayrıca heyet, Ermeni ve Yunan lobilerine göre daha etkin olduğu bilinilen Yahudi lobisi ile Türkiye’nin ilişkilerinin bozulmasının Türkiye’ye olası negatif etkilerinin üzerinde durdu. Bunun üzerine Bilhan Türk toplumu ile Yahudilerin 500 yıllık olumlu bir tarihi süreç yaşadığını, Avrupa ve İslam Dünyasının diğer bölgelerindeki Yahudi aleyhtarlığının yaygın olduğu dönemde dahi bu ilişkilerin bozulmadığına işaret etti. Buna karşılık son 20 yıl zarfında İsrail Devleti’nin Siyonist ideoloji temelindeki yayılmacı emelleri işgal altındaki topraklarda yaptığı insan hakları ihlalleri gibi nedenlerle Türkiye’de de Yahudi düşmanlığının belirli ölçüde arttığını belirtti.
ABD’deki Türklerin etkinliği hakkında konuşulan ortak fikir Türklerin yeterince etkin olamadıkları yönündeydi. Murat Bilhan bunun nedeni olarak ABD’deki Türk toplumunun bölünmüşlüğünü gösterdi. Avrupa’daki Türklerden sosyal ve ekonomik olarak daha gelişmiş olduğu düşünülen ABD Türk toplumunun bu bölünmüşlüğünün siyaseten etkinliğini zayıflattığını belirten Bilhan bunun en somut örneği olarak ABD parlamentolarında bir Türk siyasetçinin yer almamasını işaret etti.
Heyetin sorduğu sorulardan biri Doğu Akdeniz enerji politikaları üzerineydi. Bilhan Kıbrıs meselesi anlaşılmadan bu konunun anlaşılamayacağını vurguladı. Kıbrıs meselesinin bugün hangi aşamada olduğunu değerlendiren Bilhan Ada’da adaletli bir çözüm bulunmadan meselenin çözülemeyeceğini söyledi. Yunanistan ile ilişkilerin iyiye gittiği bir dönemde Kıbrıs hakkında bir gelişme olmaması çelişkisinin de altını çizen Bilhan Ada’da oluşabilecek çözüm seçeneklerini Avrupa’dan da örnekler vererek değerlendirdi.
Toplantıda Suriye’de yaşanan gelişmelere de değinildi. ABD’li heyet, yaşanan Türkiye-Suriye geriliminin daha çok ekonomik boyutuna eğildi ve problemin sürmesi halinde ekonomik olarak nelere mal olabileceği tartışıldı. Bilhan Türkiye’nin dış ticaretini Suriye, Mısır ve Irak temelinde Ortadoğu açısından yorumladı. Yaşanan gelişmelerin Türkiye’nin güney sınırlarının ticarete kapatılması, her türlü nakliye hattının güvenliğini yitirmesi gibi etkilerinin olduğuna işaret eden Bilhan, bu olumsuzlukların son dönemde ticari ilişkilerin geliştirilmeye çalışıldığı Körfez dâhil Ortadoğu bölgesi ile ticaretin kötüye gitmesine neden olduğunu belirtti.
Ayrıca ekonomik gelişmeler değerlendirilirken Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı gibi serbest ticaret anlaşmalarını da değerlendiren Bilhan, Türkiye’nin dış ticaretinde Gümrük Birliği gibi bir etken olduğunu ve bu sebepten Avrupa’nın yapacağı her türlü anlaşmanın Türkiye’yi de etkileyeceğini söyledi ve olası olumsuz etkilere vurgu yaparak örneklerle açıklamalarda bulundu.
Çin ve Asya üzerinde yapılan tartışmalarda ise Çin’in ekonomik bir küresel güç olabileceği ve bunun da siyaseten bazı sonuçlar doğuracağı söylendi. Türkiye ile olan ilişkilerinde ise bazı temel sorunların olduğu, bu sebeple ilişkilerin yavaş ilerlediği söylendi. Bir soru üzerine Murat Bilhan Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ile ilişkilerinin genişletilmesinin Türkiye’nin isteğine rağmen NATO gibi angajmanları nedeniyle zor olduğuna dikkat çekti ve aynı sebepten Asya’da gelişebilecek bir askeri entegrasyon sürecine de dahil olmamızın düşünülemeyeceğini vurguladı.
Son olarak da ABD’li heyetin üzerinde durduğu konu Türkiye’deki “demokratikleşme paketi“ üzerineydi. Pakette olabilecek maddeler üzerine sorulan sorulara Bilhan, Türkiye’deki tüm farklılıkları kapsayacak bir paketin çıkma olasılığından bahsetti ve içeriğinde olabilecek maddeler üzerine tarihi analizlerde bulundu.
Karşılıklı anı objeleri ve iyi dilekler sunularak toplantı sona erdi.