Ne liderler savaş istedi, ne halklar. Gerçek olan bu. Bir de tabii Esat’a alternatif olan sadece kaos. Onun için silahsız, müdahelesiz bir çözüm için bir haftada Cenevre’de bir anlaşmaya varıldı. Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar-ı bilal beğense de, beğenmese de hal böyle.
Yumurta Kapıya Gelince, Çözüm için Ele ele
Kerry ağzından kaçırdı. Lavrov ve Putin üstüne atladı. Obama hemen sıcak baktı. Temsilciler meclisi ve Senato oylamak zorunda kalmadı. Fransa çekince koydu. Putin kesinlikle reddetti. Ama neye karar verdiler? Bir hafta içinde Esat yönetimi, elinde bulunan tüm kimyasal silahları, miktar ve yerleri ile bildirecek. Birleşmiş Milletler gözetiminde ve Kasım sonuna kadar bunlar uygun bir yere nakledilecek ve 2014 ortasına kadar hepsi imha edilecek. Önümüzdeki takribi 10 aylık süre ise Esat için artık aday olmayacağı genel seçimler için bir hazırlık dönemi olacak. Zaten BM araştırma komitesi gelecek hafta başı itibarı ile bilimsel bir rapor olarak durum tesbitini açıklayacak.
Takke Düşünce Kel Görünecek mi?
Hayır, büyük bir ihtimal ile beklenen rapor bir tarafı suçlamayacak. Müphem ifadeler ile hem rejime, hem de muhalefet cephesine atıfta bulunarak, kimyasal silahların kulanıldığını beyan edecek. Müphem ifadeler, 100 yıl önce alınmış bir kararın ihlalinden dolayı, yapılması öngörülenin, yani tenbih edici müdahalenin yapılmamasını sağlamak için olacak.
Neden? Çünkü Düvel-i Muazzama Suriye’ye, kısa, anlık ve ölçülü de olsa bir saldırı istemiyor. Buna hem hazır değiller, hem de sonuçlarına katlanmak istemiyorlar.Bir kere anlaşmaya varıldı. Saldırı yok.Ama gerisi hem çok zor, hem çok kolay.
Uzun ve Meşakkatli bir Yol
Kolay. Çünküi, Esat yönetimi işbirliği yapacak.Tüm mühimmat depoları ve cephanelikler incelemeye açılacak. Ama kimyasal silah envanterinin tespitindeki güçlükler malum. Bir kere son derece öldürücü bileşimlerin hammaddelerinin, çok masum kimliklerle, ayrı ayrı saklanabildiği, öldürücü formüllerin ise, bir saldırıdan hemen önce karıştırılarak, taze yemek sofraya konur gibi, kullanıma sunulduğu biliniyor. Hal böyle olunca, masum hammaddeler dolayısı ile hiç bir ülkenin veya kurumun suçlanamayacağı ifade ediliyor. Ayrıca, örneğin 2. Dünya savaşında, Çin’de kimyasal silah kullanan Japonya’nın, BM Kimyasal Silah Konvansiyonu uyarınca bunları yok etme işleminin 1999 dan bu yana sürdüğü açıklanıyor. Ayrıca iş bizatihi maddeler nedeni ile tehlikeli. Unun içinde süreç uzayabilir.
Suriye Irak değil; Libya hiç Değil. Ama ya Ne?
Irak değil doğru. Çünkü topraklarında Irak kadar mebzul petrol ve doğal gaz yok. Irak olamaz. Çünkü zaten Batı Irak’ta sıfırı tüketti ve nakısa geçti.Libya hiç değil. Bir kere başında, Batıyı delirtme üslubu Kaddafi kadar çılgınca olmayan bir adam var. Esat da bir diktatör. Ancak bir megaloman gibi gözükmüyor. Hele son TV reportajları ve yanıbaşında duran Velid Muallim ile makul bir görünüm arz ediyor. Üstelik Libya gibi Magreb’de değil. Etrafı sorun sarmalı, yeni patlamalara ve ihtimallere açık bir coğrafya olan Maşrık’ta. Suriye bu nedenle , Körfez’den Akdenize, Sibirya’dan, Atlantik’e pek çok ülkeyi ilgilendiriyor.
Suriye Neden Önemli?
Bir kere, Irak’ın yıkılışından sonra Baas rejimi için son kale Suriye. O rejim aynı zamanda Rusya’nın sözünden dönmeyen müttefiki ve Orta Doğu menfaatlerinin kalesi. Üstelik bu menfaatler Tartus’da bir üsten, Suriye limanlarındaki ayrıcalıklardan ibaret değil.
Siyasi çözümü zaten Rusya istedi. Halkı savaş istemeyen ve bu nedenle de silahlı çözüme taraf olmayan ABD de razı oldu. Ama bir de sorun bakalım ABD ile Rusya sadece Suriye’ye silahlı müdahale değil de uzun bir vadeye yayılmış koşullu siyasi müdahale mi yapılsın diye anlaştılar? Elbette değil.
Doğal Gaz Boru Hatları ile Katar’a Ne Oldu?
Rusya uzun bir zamandan beri Katar doğal gazının Suriye üzerinden Akdeniz’e akıtılmasına karşı çıkıyor ve kendisi aleyhine önemli fiyat düşüşleri yaratabilecek bu plan için ABD-Katar-Türkiye ve Suudi Arabistan ile ters düşüyordu. Suriye, bir taraftan bu dörtlünün desteğini alarak rejime isyan eden muhalifler ile mücadele ediyor, diğer taraftan, boru hatlarının ülkesinden geçişine direniyordu. Suriye rejimi, Rusya’nın ali menfaatlerinin bekçisi, muhalifler ise başından beri bilerek veya bilmeyerek diğerlerinin tezgahladığı oyunun bir parçasıydı.
ABD ise özellikle bu projeyi, yanıbaşındaki komşularından enerji alamayan İsrail ve tabii Ukrayna ve Rusya’nın pençesinde kıvrım kıvrım kıvranan Avrupa’lı müttefikleri için istiyordu.
Şimdi Suudi Arabistan ve Türkiye hala silahlı müdahaleden yana. Bu bir de ideolojik boyutu olan bir ittifak. Ama lütfen dikat edelim Katar’n o gür sesi pek duyulmuyor şu sıralar.
Katar Gazı Projesinden Neden Ödün Veriliyor?
- ABD savaş yorgunu
- ABD krizden yeni çıkmaya çabalıyor
- ABD nin başındaki “başkomutan“ Başkan , Nobel barış ödüllü ve barışa yeminli bir komutan - Başkan
- İran’da değişim rüzgarları esiyor. Katar ve Suudi Arabistan’ın Suriye üzerinden, İran’a gözdağı vermesinin anlamı kalmayabilir.
- Bu arada son 2 senedir İsrail, kendi karasularında zengin doğal gaz buldu. Akdeniz’deki Tamar, Leviathan, Kariş, Mira ve Sarah kuyularında mebzul gaz var.
- Aynı İsrail, Güney Kıbrıs ile anlaşıp,Afrodit kuyusunda, Amerikan şirketi ile petrol arıyor. Yani artık enerji İsrail(ve Avrupa) için kolay bulunan bir meta oldu.
Anlaşmanın Gerçek Yüzü
Pekiyi şimdi ABD için, Katar gazını Akdeniz’e aktarıp, Rusya ile kapışmaya ne gerek var? Yok Türkiye de bundan nemalanacakmış. Bunun için Orta Doğu’yu bir kere daha ateşe atmaya değer mi? Tabii ki hayır. Suriye rejimi, önerilen yöntem konusunda şimdi uzlaşmaya hazır. Dün de hazırdı. Bence yarın da hazır olacak. Ama önemli olan Rusya ile ABD aralarında anlaşmıştır. Çıkarlarını ahenkleştirmiştir. Koşullar, ısrarlı Suriye-Rusya ikilisinin elini kolaylaştırmıştır. Yaşanan çok kanlı insanlık dramı ise, dünyanın yüzyüze geldiği bir başka felaket olarak hafızalarda kayda geçti bile.