Giriş
Tunus’tan başlayan halk hareketlerinin esas nedeni, doyumsuz aktörlerin kontrolüne giren Küresel Ekonomik Sistemdir. Bu sistem, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan siyasi güç boşluklarından ve doğu blokundaki ekonomik çöküşten istifade ile Amerikan Finans-Kapital Sistemi tarafından kurulmuştur. Finans-Kapital Sistem, emperyal amaçlı ABD Global Doktrininin üç temel[1] unsurundan biridir. Bunlar;
- Finans-Kapital Sistem (FK-S)
- Petrol Endüstrisi
- Silah Endüstrisidir
Birbirlerine bütünleşmiş ve etkileşim içinde çalışan, Petrol ve Silah endüstrisini, bunlardan bağımsız konumdaki FK Sistem kontrol etmekte ve yönlendirmektedir. En tepede FK bulunur, diğer unsurlarsa, birbiriyle içiçe geçmiş hissedarlık ilişkileri ve monarşik politik yapılar vasıtasıyla FK’e eklemlenir. FK, bankacılık ve sigorta sektörünü de kontrol ederek küresel sermayeye yön verir. İnanılmaz büyüklükteki servetleri kontrol eden dev petrol tekelleri, bu serveti kasasında tutan FK Sistemin bankalarına girift bağlarla bağlıdır..[2] İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmada, küresel sistem üzerinde orantısız bir şekilde aşırı güç sahibi olan 43 bin uluslararası şirketin analizi yapılmıştır. Bu analizde 1318 şirketin hisse senetleri aracılığıyla küresel gelirin % 60’na sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Süper Entity (Süper Varlık) adı verilen 147 şirket ise küresel gelirin % 40’nı elinde tutmaktadır. Bunların çoğu finansal kurumlar. Bu 147 şirket az veya çok birbirleriyle organik ilişki içindedirler. İlk 10 sıralaması aşağıdadır.[3]
1. Barclays plc
2. Capital Group Companies Inc
3. FMR Corporation
4. AXA
5. State Street Corporation
6. JP Morgan Chase & Co
7. Legal & General Group plc
8. Vanguard Group Inc
9. UBS AG
10. Merrill Lynch & Co Inc[4]
Sistem, kendi yarattığı karşılığı olmayan finansal kredilerle büyük karlar sağlamıştır. Sonunda dünya üretiminin 10 katına varan kredi köpüğü nedeniyle 2008’de dünya çapında ekonomik kriz patlak vermiştir. Sonu belli olmayan kriz hala devam etmektedir. Küresel ekonomik sistem, siyasal sistemleri ne olursa olsun tüm devletlerdeki mikro ekonomik dengeleri bozarak bireyleri modern köle hale getirmiştir. Makro dengeler ise, FK Sistemin daha iyi işlemesi için, (sermayenin korunması ve yatırımların geri döndürülmesi ) IMF, DTÖ, Dünya Bankası ve sistemin ürettiği uluslararası kontrol ve derecelendirme şirketleri ile koruma altına alınmıştır. Borçlandırılan ülkeler, kurallara da uymakla yükümlü kılınmıştır. Modern Sömürgecilik veya Emperyalizm denilen bu sistemde, insan emeği sömürülerek insan hakları ihlal edilmektedir. Yönetimler ile halklar ekonomik olarak birbirinden kopartılmıştır.
Avro, para kısıtlaması ve yüksek işsizlik pahasına ayakta kalabiliyor. Almanya dışındaki ülkeler borçlanamaz hale geldiler. AB bankaları, halkın sandığından çok daha tehlikeli konumdadır. Bankaların finansı için milyarlarca Avro gerekiyor. Borçlar nasıl temizlenebilir?