2008/9 küresel kriz sürecinde Asya'da, bölge dışı ticari olumsuzlukların yanısıra bölge içi ticaretteki yavaşlama da ciddi boyutlara ulaşınca, kuruluş çalışmaları/ tartışmaları 2006 yılında başlayan 'RCEP-Regional Comprehensive Economic Partnership/ Bölgesel Genişletilmiş Ekonomik Ortaklık' kuruluş tartışmaları da hız kazanmıştı.Geçtiğimiz günlerde de 09-13 Mayıs 2013 tarihinde, Brunei Darussalam'da, 10 ASEAN üye ülkesinin yanısıra, bu ülkelerle serbest ticaret anlaşmasına sahip 6 ülkenin (Avustralya, Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda) katılımıyla ilk tarihi zirvelerini gerçekleştirdiler ve ekonomik entegrasyon için daha ileri adım sayılabilecek şu hedefleri '2015 yılı sonuna kadar gerçekleştirmek üzere' kararlaştırdılar, imzaladılar;
-Modern, kapsamlı, yüksek kaliteli ve karşılıklı yararlara yönelik ekonomik ortaklık kurmak, tüm bölgede serbest ticaret ve yatırım ortamı tesis etmek, bölgesel ticaretin ve yatırımların gelişmesi yoluyla küresel ekonomik büyümeye katkı sağlamak,
-Ekonomik büyüme ve dengeli kalkınmanın sağlanması için, ileri ekonomik işbirliği ve genişletilmiş derin bölgesel ekonomik bağlantıları RCEP kuruluşu şemsiyesi altında yönetmek.
Aslında 'bir bütün olarak bakıldığında' Asya ekonomileri, RCEP ve benzeri diğer organizasyonların öncü motivasyonlarında, yoğun bir 'transformasyon' sürecinde ve 'gelişmeler böyle devam ederse' üçyüz yıl önceki -endüstri devrimi öncesi- dominant ekonomi pozisyonunu -rövanşı- tekrar kazanma yolunda.2050 yılında, Asya'nın küresel GSMH içindeki payının 52% ye çıkması ve kişi başına gelirin Avrupa'nın bugünkü seviyesine gelmesi hedefleniyor!
Ancak, bu konuda daha kesin yargıya varılabilmesi, bölgedeki tüm ülkelerin angaje olduğu 'Asya Yüzyılı'na ulaşılabilmesi için, Asya'lı yöneticilerin, başarılı olarak yönetmek zorunda oldukları çeşitli risk ve sorunları da bulunmakta ki, bunların başlıcaları;
-Asya ülkeleri arasındaki 'artan' ekonomik eşitsizlikler,
-Bazı Asya ülkelerinin, yerel ekonomik, sosyal ve politik nedenlerle 'orta gelir tuzağı'na yakalanmış olmaları,
-Çoğu Asya ülkesindeki kurumsal kapasitenin zayıflığı, henüz yeterince güçlenmemiş olması.
RCEP, her ne kadar 16 ülkenin katılımıyla oluşsa da, 2050 yılındaki 174 Trilyon USD projeksiyon dinamiği, ikisi gelişmiş ve beşi hızlı gelişmekte olan yedi ülke; Çin, Hindistan, Endonezya, Japonya, G.Kore, Tayland ve Malezya tarafından üstlenmiş durumda.Senaryonun temeli de bu yedi ülkenin 'geçmişteki başarılarının' gelecek yıllara aktarılabilmesi, sürdürülebilir kalkınma ve rebaket edebilirlik avantajlarının/ yeteneklerinin süreceği üzerine kurulu.Zaten, bu yedilinin nüfus toplamları tüm Asya nüfusunun 78% ini kapsadığı gibi, GSMH toplamları da tüm Asya'nın 87% sini bulmakta! Ayrıca, Asya Kalkınma Bankası projeksiyonlarında, 2050 yılında sadece bu yedi ülkenin toplam dünya GSMH nin 51% sini sağlaması beklenmekte.
Tüm bölge 'Asya yüzyılına' angaje olmuş/ odaklanmış iken, pesimistler de boş durmamakta ve kötümser senaryolar üretmeye devam etmekteler! En somut argümanları ise 'orta gelir tuzağı' ve hızlı büyüyen Asya ekonomilerinin de gelecek yıllarda 'orta gelir tuzağına' düşebileceğine inanmaları.Toplam GSMH'nin 174 Trilyon yerine 'tuzak ve yönetsel hatalar nedeniyle' 65 Trilyon USD'de kalabileceği ve milyarlarca Asya'lının beklenen/ hayali kurulan refah yerine, daha düşük ekonomik olanaklara ve 'hayal kırıklığına' uğrayabileceğini öne sürmekteler. Onlara göre bu pesimist bakışın gerçekleşme ihtimali; uygulanacak kötü makro politika kombinasyonları, uluslararası finans bolluğunda yönetim hataları, çatışma ve savaş olasılıkları, iklim değişikliği nedeniyle doğal afetlerin artması ve diğer yönetim hataları nedenleriyle 'iyimser Asya yüzyılı senaryosuna göre' daha yüksek.Üstelik bu projeksiyon sahipleri, bu pesimist bakışla, 2050 yılından önce 'Asya'nın finansal erimeyle, büyük çatışmalarla veya bölgesel kaoslarla' karşılaşabileceğini de öne sürüyorlar.
Oysa, Asya'lı yöneticiler -genel mutabakata göre muhtemelen haklı olarak- pesimist görüşleri göz önüne almak yerine; Çin 2012 yılındaki 7.8% büyüme hızını 2011 seviyesi olan 9.3%'e çıkarma, Endonezya ve Filipinler 6%'lar seviyesindeki büyüme, Kamboçya 2012 yılındaki 7.3'lük büyümenin kalıcılığı ve Moğolistan -Oyu Tongoi maden projesi etkisiyle- 2012 yılında 12.3% olan büyüme oranı liderliğini sürdürme çabasındalar!