Bilindiği gibi, giderek hamasileşen Davos’un 2018 teması “Çatlaklarla Bölünmüş Dünyada Ortak bir Gelecek Yaratmak“tı. Özden yoksunlaştığı ve ruhunu kaybettiği için bu yıl hiç ümit vermedi. Derinleşen siyasi, ekonomik ve toplumsal çatlakları ülkeler ve insanlar arasında hoşgörüsüzlük ile başlayıp, çatışmalarla biten bir ortam yaratmaması dileği, iyi ama gerçekleştirilmesi zor bir dilek olarak tebarüz etti.
Hangi Müşevviklerle?
Bu yıl, ortaya 14 sistem unsuru kondu: Gelecek tüketim kalıplarını biçimlendirmek; dijital ekonominin kurallarını oturtmak; ekonomik ilerleme için toplumu hazırlamak; eğitim, cinsiyet rolleri ve çalışma koşullarının geleceğini düşünmek; enerji, çevre ve doğal kaynak güvenliğinin geleceğini güvence altına almak; Mali ve parasal sistemi, gıda güvenliğini ve bunu sağlayacak tarımı yeniden yapılandırmak; sağlık ve hasta bakımı hizmetlerini, bilgi ve eğlence dünyasını yeniden biçimlendirmek; uluslararası ticaret, yatırım ve özellikle altyapı ve kalkınma alanında yapılacak uzun vadeli yatırım stratejilerini yeniden düşünmek ve nihayet insan unsurunun hareketliliğinin (göç ve iltica) geleceği üzerinde bir ortak zemin oluşturmak, dört başı mamur bir çerçeve içinde, müşevvik değil, hedef olarak ortaya çıktı. Müteşevvik neydi? Henüz kamu oyuna bir ayrıntı yansımadı.
Dosya Öncelikleri
Daha önceki Davos toplantılarından farklı olarak, küresel, jeopolitik, ekonomik, bölgesel ve ulusal, iş dünyası ve sanayi başlıkları altında tasarlanmış gündemin, “geleceğin gündemi“ başlığı altında ele alınan son kalemi, bugünün sıkıntılarını aşıp geleceğe uzanamamanın sıkıntısını yaşadı. Zaten bunca sorun ile hangi gelecek? 2018-2019 arasını kapsayan bir yıl mı? Beş yıl mı? On yıl mı? Bu konu yine havada kalan hamasi bir boyut oldu.
Trump’a Rağmen
Davos’ta ev sahibi İsviçre. Ama bu yıl Dünya Ekonomik Forumu, ABD’nin manevi önderliğinden yoksun bir dostlar alıverişte görsün havasında geçti. Bir tek Trump’a rağmen 4. Sanayi Devrimi başlığı altında irdelenen ve dünyadaki doğal sistemin insan eliyle, 25 yıl önce yapılan Rio Yeryüzü Zirvesi’ne göre ne kadar bozulduğu önemle ele alındı. Elbette bunun yarattığı ve daha da şiddetlenmesi beklenen iklim değişikliği, Trump’ın yüzüne bile açık açık bir kez daha söylendi. En yakın kanıtımı? Paris İklim Değişikliği Anlaşması bir yanda dururken sellerle boğuşan Paris’in bizzat kendisi.
Mızıka-i Hümayun ve Trump
Trump’ın ABD Bahriye Bandosu ile yaptığı gösteri, ona bir popülarite kazandırmadı. Transpasifik Ortaklığı’nın (TPP) canlandırılacağı mesajı da ses getirmedi. Çünkü hâlâ içinde Çin yok. Ama 4. Sanayi Devrimi yerine dünyanın geldiği noktanın çağrıştırdığı gelecek, bazı yeni soruları sordurdu: 1. İnsanlı bir gelecek söz konusu mu? 2. İnsanın geleceği ne olacak? 3. Kapanan iş alanlarının etkisi ne olacak (Putting Jobs out of Work)? ve nihayet en uçuk soru da 4. “Vicdan’ın evrimi“ne yönelik soru ve yorumdu.
Yine bir Davos bitti. Davos dağından inenler evine, ülkesine döndü. Davos köylüsü ise seneye yine alışılmış misafirleri beklemek üzere yerinde kaldı.
Hangi Müşevviklerle?
Bu yıl, ortaya 14 sistem unsuru kondu: Gelecek tüketim kalıplarını biçimlendirmek; dijital ekonominin kurallarını oturtmak; ekonomik ilerleme için toplumu hazırlamak; eğitim, cinsiyet rolleri ve çalışma koşullarının geleceğini düşünmek; enerji, çevre ve doğal kaynak güvenliğinin geleceğini güvence altına almak; Mali ve parasal sistemi, gıda güvenliğini ve bunu sağlayacak tarımı yeniden yapılandırmak; sağlık ve hasta bakımı hizmetlerini, bilgi ve eğlence dünyasını yeniden biçimlendirmek; uluslararası ticaret, yatırım ve özellikle altyapı ve kalkınma alanında yapılacak uzun vadeli yatırım stratejilerini yeniden düşünmek ve nihayet insan unsurunun hareketliliğinin (göç ve iltica) geleceği üzerinde bir ortak zemin oluşturmak, dört başı mamur bir çerçeve içinde, müşevvik değil, hedef olarak ortaya çıktı. Müteşevvik neydi? Henüz kamu oyuna bir ayrıntı yansımadı.
Dosya Öncelikleri
Daha önceki Davos toplantılarından farklı olarak, küresel, jeopolitik, ekonomik, bölgesel ve ulusal, iş dünyası ve sanayi başlıkları altında tasarlanmış gündemin, “geleceğin gündemi“ başlığı altında ele alınan son kalemi, bugünün sıkıntılarını aşıp geleceğe uzanamamanın sıkıntısını yaşadı. Zaten bunca sorun ile hangi gelecek? 2018-2019 arasını kapsayan bir yıl mı? Beş yıl mı? On yıl mı? Bu konu yine havada kalan hamasi bir boyut oldu.
Trump’a Rağmen
Davos’ta ev sahibi İsviçre. Ama bu yıl Dünya Ekonomik Forumu, ABD’nin manevi önderliğinden yoksun bir dostlar alıverişte görsün havasında geçti. Bir tek Trump’a rağmen 4. Sanayi Devrimi başlığı altında irdelenen ve dünyadaki doğal sistemin insan eliyle, 25 yıl önce yapılan Rio Yeryüzü Zirvesi’ne göre ne kadar bozulduğu önemle ele alındı. Elbette bunun yarattığı ve daha da şiddetlenmesi beklenen iklim değişikliği, Trump’ın yüzüne bile açık açık bir kez daha söylendi. En yakın kanıtımı? Paris İklim Değişikliği Anlaşması bir yanda dururken sellerle boğuşan Paris’in bizzat kendisi.
Mızıka-i Hümayun ve Trump
Trump’ın ABD Bahriye Bandosu ile yaptığı gösteri, ona bir popülarite kazandırmadı. Transpasifik Ortaklığı’nın (TPP) canlandırılacağı mesajı da ses getirmedi. Çünkü hâlâ içinde Çin yok. Ama 4. Sanayi Devrimi yerine dünyanın geldiği noktanın çağrıştırdığı gelecek, bazı yeni soruları sordurdu: 1. İnsanlı bir gelecek söz konusu mu? 2. İnsanın geleceği ne olacak? 3. Kapanan iş alanlarının etkisi ne olacak (Putting Jobs out of Work)? ve nihayet en uçuk soru da 4. “Vicdan’ın evrimi“ne yönelik soru ve yorumdu.
Yine bir Davos bitti. Davos dağından inenler evine, ülkesine döndü. Davos köylüsü ise seneye yine alışılmış misafirleri beklemek üzere yerinde kaldı.