Züğürdün Kaleminden Zenginin Malı ve NAFTA

Yorum

Bertrand Russell, 19. yüzyılın 20. yüzyıla verdiği en önemli armağanlarından biri olan bir filozof, tarihçi ve matematikçidir. ...

Bertrand Russell, 19. yüzyılın 20. yüzyıla verdiği en önemli armağanlarından biri olan bir filozof, tarihçi ve matematikçidir. Russell, “serbest rekabete ticarette değil, fikirlerde gerek vardır“ derken, özgür düşüncenin önemi kadar, devletlerin piyasayı denetlemesinin ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmek istemiştir. Bu açıdan serbest ticaret ancak devletler ortak çıkar görürlerse, üzerinde uzlaşacakları bir ilişki biçimidir. Çıkar çatışmaları yolları ayırabilir, savaşlara bile neden olabilir.


Dünyada Artan Ekonomik İşbirliği Hevesi

20. Yüzyılda serbest ticaret ve serbest ticaret alanları, iki dünya savaşının tarumar ettiği dünyada, kendini toparlayan ülkelerin, hemen her coğrafyada, özellikle 1960’lı yıllardan itibaren yeniden denemek istediği bir seçenek olmuştur. Bu bağlamda yakın komşular arasında ticaret maliyetlerinin azaltılması, sınır aşırı mal hareketlerinin serbestleşmesi, 1980’den itibaren ABD’nin gündemine girmiş, o yıl, Ronald Reagan, seçim kampanyası sırasında, ABD, Kanada ve Meksika arasında kurulacak bir ortak pazarın önemine, seçmenin dikkatini çekmiştir. 1984 yılında ABD kongresi, “ Ticaret ve Tarifeler“(Trade and Tariff Act) yasası ile başkana serbest ticaret (ve alanı) görüşmelerini başlatma ve hızla rayına oturtma görev ve yetkisi vermiş, bu ivme ile ABD ve Kanada aralarında 1988 yılında (1989’da yürürlüğe giren) bir serbest ticaret alanı anlaşması imzalamıştır. Ama Ortak Pazar hayali seçim meydanlarında kalmıştır.


Temel Çatlağı Nereden Çıktı?

Baba Bush, selefinin başlattığı işi, 1994’de Meksika’yı da gruba katarak tamamladığında ise dünya Orta Doğu’da Çöl Fırtınaları estiren (Desert Storm) ABD’nin kendi gölgesine de ışık verebilen büyük bir projektör olduğunu bir kez daha kabul etmiştir. NAFTA, sadece ticareti değil, karşılıklı yatırım kolaylıklarını, zihinsel düşünce ürünlerine koruma sağlanmasını, ticaret engellerini ortadan kaldırıp, kırtasiyeyi azaltmayı ve ticaret anlaşmazlıklarına çözüm üretmeyi vaad etmiş, bununla birlikte, Kanada ile ortak göllerde yapılan balık avcılığı ve sınırdaş ormanlardaki yararlanma haklarını, ama en önemlisi, Meksika ile kaçak işçi sorunlarını çözmemiş, çözememiştir. Yine de bu NAFTA’nın dünyanın gayrisafi yurtiçi hasıla açısından en büyük serbest ticaret alanı anlaşması olması keyfiyetini ortadan kaldırmamış, ancak AB ve Çin’in, 2000’li yıllarda ABD ekonomisine göre kaydettiği sıçrama, özellikle 2016 seçim kampanyası sırasında Trump’a NAFTA üzerinden işçi haklarını savunma ve “Amerika’yı yine en büyük yapma“ (Making America Great Again) iddiası kazandırmıştır.


Şimdi Trump Ne İstiyor?

Tabii Trump’ın iddia ve isteğinin, şu anda ABD’nin ihtiyacı olup olmadığı pek anlaşılmıyor. Bunu Kanada’nın da pek anladığını sanmıyorum. Ancak Kanada, NAFTA’yı yeniden yapılandırmak ve özellikle kırtasiyeden arındırmak konusunda ABD ile diyaloğa hazır olduğunu da açıklıyor. Hem de en yetkili ağızlar, ABD-Kanada ticaretinin 270 milyar Dolar gibi bir değerde olduğunu ve Kanada’nın ABD’ye büyük bir dış ticaret açığı verdiğini, şikâyet etse etse Kanada’nın şikâyet etmesi gerektiğini açıklıyor. Ama faydasız. Trump kafayı NAFTA’ya bir kere takmış durumda.

Trump’a göre ABD’nin, Kanada tarım ve özellikle süt ürünleri sektörlerindeki ürün zinciri ile ilgili sorunları da var. Ama Meksika ile ilgili durum biraz farklı. Donald Trump “sözünün çok eri bir adam (?)“ olduğu için, Amerikan işçilerine verdiği sözü tutmak istiyor. Ama asıl Meksika’nın Amerikan ihraç ürünlerine uyguladığı katma değer vergisini kaldırmasını ve maquiladora“ programını (ülkesindeki ABD şirketlerine ucuz emek, iş ve vergi kolaylıkları sağlamak- ucuz ürünleri ABD ye ihraç etmek) sonlandırmasını bekliyor. Eğer Meksika istediğini yapmazsa, hem NAFTA’dan tek taraflı olarak çekileceğini, hem de ABD nin Meksika’dan yapmakta olduğu ithalata % 35 tarife koyacağını açıklıyor. Sınıra duvar işi ise başka bir sorun. Ama faturayı Meksika’nın ödemeyeceği kesin.


NAFTA’nın Üç Silahşörü

Kanada “iyi ve uzlaşmacı“, ABD “kötü ve çirkin“, Meksika ise “zayıf ve güçsüz“. Bu özellikler, NAFTA kapsamına giren gıdadan, otomotive, digital ürünlerden, TV dizilerine kadar tüm ürünler ile ilgili müzakerelere yansıyor. Üç ülkenin birbirlerine sattıkları ürünlerde, her ülke, kendisinden daha fazla ithal edilen girdinin (katma değer) kullanılmasını istiyor. Bu noktada Meksika tam anlamı ile nal toplar bir görünümde. Örneğin ABD’ye otomotiv ihracatında, ürünlerdeki ABD’den ithal girdi oranının % 16’da kalıyor olması, hem Trump’ın savını güçlendiriyor, hem de Meksika’nın uygulamakta olduğu maquiladora“ programının bir başka kanıtı olarak açıklanıyor. Bu da Trump’a NAFTA görüşmelerinde, Meksika yönünden söz üstünlüğü veriyor.


NAFTA’yı Nafta’linleyerek mi Rafa Kaldıracak?

Hem kış, hem de yazı aynı anda yaşayan Kuzey ve Güney Amerika’da, NAFTA’yı korumak ne kadar isteniyor? Tabi ABD, hakikaten NAFTA’yı, naftalinli veya naftalinsiz rafa kaldırıp, sadece Kanada ile yola devam edebilir. Ama Kanada’yı Meksika’dan boşanmaya zorlayamaz. Kanada, ABD ve Meksika ile ayrı ayrı serbest ticaret alanı anlaşması da imzalayabilir. Ama bu sorunları ortadan kaldırmaz. Örneğin, duvara rağmen, Meksika’dan ABD’ye insan göçünü durdurmaz. Amerikan şirketlerini ABD’ye geri döndürmez. Ama yeni girdi menşei sorunları ve denetim bürokrasisi çıkararır ki bu, her üç ülke için de amacından sapan ikili ilişkiler anlamına gelir.


Ateş ve Cürmü

Bu arada tarafların zaten hâlâ 22. görüşmede takılıp kalmış olması yeterince zaman kaybı ve dünyadaki başka serbest ticaret alanlarının geleceğine gölge. Ancak Trump’ın NAFTA’dan tek taraflı çekileceğini sanmıyorum. Bu, o sistemde bile, bu kadar keyfi ve fevri değil. Üstelik kongrenin, NAFTA lehine araya girmesi, Trump için yeni bir hezimet olabilir. Trump gibi bir iş adamı da, Amerika’yı kazandıracağım diye, kendisine yeni bir yenilgi istemeyecektir. Açıkçası Trump ateşinin cürmü, bir kez daha kongre ile sınırlı olacağa benziyor. Kalemimin bunları yazarak yorulmadığını bilmenizi isterim.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

Günümüzde güvenlik kavramına ilişkin genişletilmiş tanımlamaya gıda güvenliği de girmektedir. Gıda güvenliği konusu ele alınırken gıda güvenilirliği, gıda egemenliği, gıda paylaşılabilirliği ve gıda sürdürülebilirliği kavramları ile birlikte ele alınmaktadır.;

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu senedi olan Lozan Antlaşmasının imzalanmasından sonra Montrö Boğazlar Sözleşmesine kadar olan süreçte Türk Deniz Kuvvetlerinin yeniden yapılanması bizzat Atatürk tarafından ön plana çıkarılmıştır. Öncelikle çekirdek bir donanma sonrasında kendi gemilerimizi yapmak ve b...;

Ertuğrul’un 1889 Japonya ziyareti, sıradan bir nezaket ve diplomatik ziyaret değildir. Bu ziyaret, kıta Avrupası, Orta Asya, Uzakdoğu, Pasifik ve Ortadoğu’daki güç mücadelesinin zorunlu kıldığı bir ziyarettir. Ertuğrul gemisi, geri dönemese de bu seyahat, günümüze kadar devam eden, son derece kalıcı...;

Küresel hegemonya mücadelesi giderek sertleşirken jeopolitik saiklerin daha akışkan olduğu yeni bir döneme giriliyor. Bu yeni dönemde jeopolitik dinamikleri yeniden şekillendirmeyi planlayan iddialı projeler, stratejik pozisyon almak için uygun bir konjonktür yaratmayı hedefliyor. Bu projeler arasın...;

Çin ve Rusya’ya uygulanan Batı merkezli yaptırımlar küresel jeopolitikte köklü değişimlerin önünü açarken söz konusu iki ülkeyi de ilan edilmemiş stratejik bir ittifaka doğru sürüklüyor. Rusya ekonomisi üzerinde oluşan baskı ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD)-Çin rekabetinin derinleşmesi, Çin ve R...;

Dünya hemen her konuda sınırın “ölçüsüzce“ zorlandığı “kritik“ bir dönemden geçmektedir. Başta zihin ve beden itibarıyla bizzat insan olmak üzere aile, toplum ve devlet gibi hemen her toplumsal ve siyasal yapı bu durumun bir yansıması olarak derin bir “güvenlik krizi“yle karşı karşıyadır. Uluslarara...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.