Tehlikeli Fay: Katalonya- Kuzey Irak Kürt Hattı

Yorum

Biri Mezapotamya’nın, diğeri tarihi Endülüs coğrafyasının parçası. Halkları kadim, gururlu, inançlı, ama biraz dik kafalı. ...

Biri Mezapotamya’nın, diğeri tarihi Endülüs coğrafyasının parçası. Halkları kadim, gururlu, inançlı, ama biraz dik kafalı. Katalonya, İspanya’nın, Kuzey Irak Kürt Yönetimi de Irak’ın Kuzey Doğusunda yer alıyor. Her iki bölge de, halklarının etnik kimliklerini, hâlen zengin birer parçası oldukları iki ülke ile yolları ayırmak in, mazeret olarak görüyor. Hem IKBY, hem de Katalonya yıllardır bağımsızlık özlemi ile yanıp tutuşuyor ve bunun in ciddi planlar yapıyor. Katalonya İspanya savaşından önce özerkti. Ancak 1939-1975 yılları arasında, Franco’nun demir yumruğu ile özerklik hakları askıya alındı. Irak Kürtlerinin, özerk statüsü, 1970 yılında kesinleşmişti. Bu 1960’lı yıllardaki kanlı Irak-Kürt mücadelesinin bir ödülü gibiydi. Ancak 1974 yılında anlaşma çöktü ve yine şiddet, kan ve gözyaşı bölgeye geri döndü. İspanya’da Franco, Irak’ta Saddam Hüseyin, yolu mutlak bir ayrılığa uzanacak, özerkliğe göz açtırmak istemese de, Katalan’lar 1978 yılında, yeni İspanyol anayasası ile eski günlere kavuştu. Oysa Irak Kürtlerinin, emeline kavuşması için önce 1992 anayasasının sağladığı hukuki olanağı, sonra da Saddam’ın çöküşünü beklemesi gerekti. Şimdi geldikleri noktada, birbiri ardına yaptıkları referandumlarla, her ikisi de kendi egemenliklerini ele alma hakkını (self determination right) kullanarak bağımsızlığa bir adım daha yakın geldi. Ama bağımsız olabilecekler mi? Öngörülebilir veya görülemez riskleri üstlenmeye değer mi? Hâlâ içinde bulundukları ülkelerle birlikte yaşama seçenekleri var mı?


Aradaki Fark

Katalonya, bölgesel farklılıklara ve demokratik özerk yönetimlere saygılı bir Avrupa-AB coğrafyasının parçası. Oysa Kuzey Irak, ne birlikte, ne de ayrı ayrı huzuru bulamayan, Orta Doğu’da, üniter devlet savunusu ve toprak bütünlüğü tartışmalarının hedef tahtası. Yüz yıl önce çöken imparatorlukla belirlenen sınırlarda egemenlik hakkı kazanan irili ufaklı ülkelere, bir ilave, bir çıkarma, yeni bir depremi tetikler endişesi var. Katalonya’ya İspanya’nın iç meselesi olarak bakan, başta Fransa ve Portekiz olmak üzere, AB komşuları, işlere fazla karışmıyor, Brüksel son sözü kendine saklıyor. Ama İskoçya’ya “bağımsız olursanız yeni bir üyelik müzakeresi başlatırız“ diye rest çekip, bugün yaranamadıkları Birleşik Krallık’la Brexit müzakerelerini yürüten AB’nin, bağımsız bir Katalonya için ne fistan düşündüğü pek açık değil. Madrid’in uyguladığı yöntemlere bile fazla ses çıkarmıyor. Oysa IKBY ağzını açmaya görsün. Kimse bu Irak’ın iç meselesi demiyor. İran, sesi yetse Suriye, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, İsrail, Rusya, ABD hepsi konuya çok ciddi yaklaşıyor. Aradaki farkı ne yaratıyor derseniz, ilk sıraya petrolü, ama belki daha önemlisi çok yakında iddia etmeye başlayacakları coğrafi mağduriyeti koymayı düşünüyorum. Bölgedeki hiçbir komşu ülke “Karaya Hapsolmuşluk“(Land-locked) iddiasından hoşlanmıyor, Bunu bir coğrafi mağduriyet unsuru olarak dile getirmeye hazır olanlara İsviçre’yi, Avusturya ve Macaristan’ı hatırlatmıyorlar. Ancak ufuktaki olası bir bağımsızlığın, Orta Doğu’ya başka hangi sorunları yaşatacağı, hangi jeopolitik külfeti yükleyeceği ve Türkiye’nin bu sorunlardan ne kadar pay alacağı önem kazanıyor. Oysa Katalonya’nın böyle bir derdi yok. Onun Costa Brava’sı var. Böyle bir tehditkâr iddiası da yok.


Erbil’de Başlayan Fay Kırığı

Halen Kuzey Irak, Kürdistan Bölgesel Yönetimi(KBY) tarafından yönetiliyor. Kesin olmayan bölge sınırlarında (üç vilayet), yönetimin kalbi Erbil’de (Hewler) atıyor. Bu bölgede topu topu 5,2 milyon insan yaşamakta (toplam Irak nüfusunun % 20’si) ve zaten hepsi de Kürt değil. Mezapotamya’nın tümü gibi burası da, Asuri, Keldani, Türkmen, Yezidi, Arap ve Ermeniler’den oluşan bir mozaik. Bağımsızlık planlarını uzun yıllardan beri acele etmeden yapıyor, 2019 tarihini sık sık telaffuz ediyor, tüm uluslararası platformlardan duyuruyorlardı. Hızla değişen bölge dinamikleri nedeni ile daha önce olabileceği bile dile getiriliyordu. Nitekim bu da IKBY’ni 25 Eylül 2017 referandumunun kapısına kadar getirdi. Özellikle Türkiye’nin destek ve yardımları ile abat olan Kuzey Irak’ın 25 Eylül 2017 de gerçekleştirdiği referandum, şimdi bir tehdit, şiddet ve belirsizlik karmaşasında. Bölgenin zenginliği bilindiği gibi büyük ölçüde petrol gelirlerine bağlı. Ancak petrol kuyularının mülkiyeti üzerindeki tartışmalar referandumla daha da hararetlenmiş durumda. Bugüne kadar petrole “ortak servetimiz“ diyememenin gölgesi, geleceği şimdiden karartıyor. Elbette tek sorun bu değil. Ama sorunun açmaz haline gelmesinde bunun önemli bir payı var.


Barcelona’ya Uzanan Ucu

Buna karşılık 1 Ekim 2017 de bağımsızlık referandumuna giden Katalonya’da 7,5 milyon insan yaşıyor. Bu, İspanya toplam nüfusunun % 16’sına karşılık gelmekle beraber, Katalonya’nın tümü Katalan ve Aragon değil. Çoğu taraftar olsa bile, hepsi bağımsızlık yanlısı da değil. Katalonya, son beş yıl içinde, İspanya federal bütçesine, vergi gelirlerinin ortalama % 19-20’si oranında katkıda bulunmuş. Buna karşılık federal harcamaların sadece % 15’inden yararlanabilmiş. Bu fark bağımsızlık savunucularının dayandığı temel mali motivasyon. Aynı zamanda hâlen İspanya’nın en zengin bölgesi. Kişi başına geliri 27.000-30.000 Euro arasında. Ancak son yıllarda Katalonya, İspanya’nın başka bölgelerinin uyguladığı teşvikler nedeni ile bini aşkın şirketin ayrılması krizini yaşamış. 1 Ekim 2017 referandumu ile bu ayrılışların hızlanacağına kesin göz ile bakılmakta. Uluslararası kredi değerlendirme kuruluşları da bunu hemen yeniden değerlendirme eğiliminde. İşte sanırım bu konu Katalan milliyetçiliğinin ve bağımsızlık sürecinin, zayıf noktasını göstermesi açısından önemli. Buna rağmen ayrılıkçı damar, uzlaşmaya nefes aldırmadan bağımsızlıkta ısrarcı olursa, sanırım bu Katalan milliyetçiliğinin fay hattındaki kırılma noktası olacak. Birlikte ama özerk, muhtemel bir fakirleşmeyi engellerse ne âlâ. Yoksa her birlikte kaybedecekler.

Katalonya, şehir kapılarında İspanyol güvenlik güçleri beklerken, uzlaşma söylemi geliştirme eğiliminde. Hem de bir dış etki olmadan. Ama IKBY şimdilik, imzalandığı söylenen “mutabakat“ maddelerine uzak, her yönden gelen, tembih, tekdir ve tehdide karşı umursamaz bir görünümde. Gelişmeleri izleyelim. Bu uzun fay nasıl ve nerede kırılacak? Kaç şiddetinde deprem, ne tür bir enerjiyi açığa çıkaracak?
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

Karadeniz bölgesi geçmişten günümüze çeşitli devletlerin mücadele verdiği alan olarak değerlendirilmiştir. Jeopolitik terimini ilk kullanan Rudolf Kjellen; bu kavramın ülkeden ülkeye farklılık gösterebileceğinin altını çizmiştir. Özellikle Soğuk Savaş döneminden sonra farklı devletlerin ortaya çıkma...;

Sovyetler Birliği’nin dağılması, 20. yüzyılın en kritik siyasi olaylarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu olay, yalnızca bir süper gücün çöküşünü değil, aynı zamanda küresel siyaset ve ekonomi üzerinde derin ve kalıcı etkiler yaratmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılma süreci, ideolojik çatışmal...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...