Türkiye birçok eski dostunu bir “bahar“ rüzgârına kaptırdı. Kara kış kapıyı çalarken Ahmedinecad’ta “füze kalkanı projesine“ yitirdiğimiz bir başka “eski dost“ olma yolunda hızla ilerliyor. Bu yılbaşı akşamı rahatlıkla,
Unutulmuş birer birer eski dostlar, eski dostlar şarkısını hep bir ağızdan söylemeye başlayabilir. Rast makamının en güzel örneklerinden biri olan bu şarkı, nasıl kuşlar gibi uçup giden dostlukların artık sadece resimlerde kaldığına hayıflanıyorsa, Türkiye de bundan sonra etrafından eski dostların bir bir çekilmesine alışmalıdır. Bu dünyada dostluklar değil çıkarlar kalıcı. Özellikle ilkeli dış politikaların yerini fırsatçılığa bıraktığı günümüzde bu gerçek apaçık ortada.. Şu sıralar buna en iyi örnek Ahmedinecad’ın Noel öncesinde yaptığı Erivan Çıkarması.. Geçen haftanın manşetlere az taşınan bu gelişmesi, bence son zamanlarda İran’dan Türkiye’ye karşı yöneltilen bütün tehditlerin üstüne tüy diken ve dikkatle izlenmesi gereken bir gelişmedir. 2012 de Türkiye-İran ilişkilerinin seyri açısından önem taşımaktadır.
Iranahay veya Parskahay’ın İran için Önemi
İran 1979 ve sonrasında yaşadığı tüm siyasi değişiklik ve dini radikalleşmeye rağmen hala Iranahay veya Parskahay denilen 80.000 i aşkın Ermeni’nin vatanı olmaya devam ediyor. Üstelik sayıları bu noktaya 300.000 gibi bir rakamdan inmiş olsa bile, bu Ermeniler, özellikle Tahran, İsfahan ve Tebriz gibi önemli şehirlerde oldukça etkili bir azınlık olmaya devam ediyor. Modern İran’ın kurulmasına büyük katkıları olan Ermeni nüfus, her ne kadar İran devriminden sonra Batıya göç verdiyse de, geride kalanların, 20. yüzyılın başında Türkiye’den İran’a kaçanlarla birlikte en büyük Hıristiyan azınlık olarak, İran rejimine destek veriyor olarak gözükmesi, Batı’daki olumsuz İran imajının düzelmesine karınca kararınca katkıda bulunabileceğine kuşku yok. Ahmedinecad’ın Erivan çıkarmasının da öyle.. En azından fırsatçı ve eyyamcı bir Şark kurnazı olan İran lideri, uluslararası imaj için makyaj tazelerken ve Türkiye’ye karşı aba üstünden ve altından sopa gösterirken bunu hakkıyla kullanacaktır. Bu arada Iranahay için de yeni bir fırsat doğmaktadır. İran-Irak savaşında bile vatan için savaşan, can verip, kan döken o İran’ın kendi öz “millet-i sadıka“sı, şimdi oynayacağı kritik rol ile yeni bir önem kazanabilecektir. Onlar İran rejiminden daha ne elde ederler bilemem. Ama nükleer zenginleştirme kozunu bugüne kadar, Batı’yı parmağında oynatmak için kullanan İran için soykırım savı, İranahay desteği ile füze kalkanına karşı, Türkiye’ye karşı kullanılabilecek en önemli kalkan olabilir.
Şimdi En Stratejik Ortaklık İran-Ermenistan İlişkileri
İranahay da bir yerli halk. Yani bir Ermeni diasporası değil. Ermenistan ile organik bir bağları yok. Ama İranahay’ın, koyu bir İslami rejimle yönetilen İran’da serbestçe yaşabildikleri dinlerinin gereği olarak, her zaman açık olan İran-Ermenistan sınırından, Ermenistan’ın Vatikan’ı veya Fener’i olan Ecmiazine rahatça gidip gelebilmeleri önemlidir. Bu nedenledir ki, İrahay, mutlaka İran ile Ermenistan arasında bir köprü kurmada etkilidir.
Ayrıca İran-Ermenistan sınırı karaya hapsolmuş Ermenistan için dünyaya açılan 2 kara kapısından biridir. İran için de bu sınır ticari ilişkilerin pürüzsüz sürdüğü bir uluslar arası açılım çizgisidir. Bu nedenle bu sınırın psikolojik önemini de göz ardı etmemek gerekir. Öyle ki, bu sınır boyunca, aradaki dini ve ideolojik farklara rağmen İran ve Ermenistan, stratejik bağları olan iki ülke olarak barış içinde yaşamakta olup, tarihin derinliklerinden devraldıkları mirası, kültürel bir zenginlik halinde bugünkü ilişkilerinde değerlendirebilmektedir.
Evet, İran-Ermenistan sınırı açıktır ve iki ülke arasındaki stratejik ortaklık, enerji ticareti de dâhil olmak üzere diğer ticaret alanlarını ve ulaştırma ağlarını içermektedir. Halen İran doğal gazı, bir boru hattı ile sınırı aşıp Ermenistan’a akarken, iki ülke başta hidro - elektrik santralleri olmak üzere, ortak elektrik şebeke sistemleri, demiryolu taşımacılığı, otoyol ve petrol rafineleri gibi ortak projeleri hayata geçirebilmektedir. İran-Ermenistan ilişkileri zımni bir biçimde de olsa, Batı’da kabul görmektedir. Öyle ki 2007 yılında ikili serbest ticaret anlaşması imzalamış olması, Ermenistan’ı sakıncalı İran ile işbirliği yapıyor diye Batı’nın gözünde şaibe altında kalmamıştır.
Giderek Pekişen Sarkisyan -Ahmedinecad Dostluğu Türkiye için ne anlama gelir?
Bu bakımdan İran-Ermenistan ilişkileri normal bir stratejik ortaklıktan çok daha fazla anlam yüklüdür. Üstelik Sarkisyan -Ahmedinecad dostluğu giderek daha dikkat çekici hale gelmektedir. Bu dostluk “hayâl meyâl bir düş“ olmayıp bir hayli dinamik ve gelecek vaad eden bir ilişkidir.
Evet, Ahmedinecad’ın geçen hafta Erivan’a yaptığı ziyaret Haziran ayında yapılacakken teknik nedenlerle ertelenen bir ziyarettir. Ama iki ülke arasında ilişkileri eskisinden daha işlevsel yapma kararlılığı taşımaktadır. En önemlisi, İran “barışçıl nükleer enerji projesi“ ni, Ermenistan ile imzaladığı yeni ortaklık anlaşmaları ile ve bu ülke üzerinden meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Bu uğurda, Sarkisyan’a belli sözler vermekten çekinmeyebilir. Bu sözler ile seçim öncesinde “soykırım yasa tasarıları“ ile yine gündem oluşturan Fransa’ya da yaklaşabilecektir. Üstelik vereceği sözler sayesinde bir taş ile 2 kuş vurabilecektir.
Bir taraftan İranahay ve Ermenistan üzerinden önce Fransa’ya, sonra Fransa ötesinde Batı’ya uzanabilecek, diğer taraftan ikili oyun oynadığına inandığı Türkiye’ye karşı bir gol pozisyonu yakalayabilecektir. Bunun için elinde neden, fırsat ve zaman da bulunmaktadır. İran’a ihtiyacı olan nedeni Türkiye vermiştir. Fırsatı Ermenistan. Zamanı ise Fransız oylama süreci sağlayacaktır.
Bakalım Ahmedinecad oyunu nasıl oynayacak ve Türkiye’nin buna tepkisi ne olacak? 2012 mutlaka yeni gelişmelere gebe. Buna hiç kuşku yok. Ama bir gerçek varsa o da uluslar arası ilişkilerde, dostluk ve kardeşliğin olmadığı; Sadece ve sadece mürailik ve çıkarın olduğu gerçeği.