Modern zamanlarda felsefenin gidişatı bir bakış açısına göre tarih odaklı bir hayat felsefesi kurgusuna dönmüştür. Hermeneutik denilen yorulama yöntemi bir bakıma tarihselci ve tarihsici bakışların özelinde evrenselci ve öznelci bakış açılarını karşı karşıya getirdi. Artık büyük söylemlerin ve sistemlerin yerine tekil durumlar ve anlamların zamanıydı. İnsan zihni zaman yani tarih içinde oluşan ve kurgulanan bir varlık alanı olarak kabul ediliyordu. Tarihselcilik tarihsiciliğin üstünde o mağrur tahtını kurmuştu. Hayatın arkesi artık tarihti. Tarihin arkesi ise hayat. Bu ikisi ise zihnin temel taşları. Bu noktada zihinlerin kurgulanması tarihin kurgusu ile olabiliyordu. Dostluklar ve düşmanlıklar inşa etmenin en sağlam kaynağı artık tarih olmuştu. Bu doğrultuda emperyal maksadların öncü birliklerinden birisi de oryantalizmle kol kola gezen tarihti artık. Millet var etmede ya da var olanları dönüştürmede en etkili silahlardan birisi idi tarih. Zira bilinç ve farkındalıklar onun üzerinden kuruluyordu. İşte Arap Baharı denilen süreci yaşadığımız bu zamanda Osmanlı Devletinin son devrinde Ortadoğu denilen yerde yaşananların tarihselci bir analizi fikri müktesebatın değerlendirilmesi, bakış açımızın tespiti ve tenkidi bakımından önemlidir. Benzer değerlendirmelerin Arap düşünürlerce de yapılması karşılıklı bir sentezin kurulmasına yardımcı olabilecektir.
Arap Baharında Zihinleri Oryante Etmek: Tarihin veya Zihinlerin Oryantasyonu
Modern zamanlarda felsefenin gidişatı bir bakış açısına göre tarih odaklı bir hayat felsefesi kurgusuna dönmüştür. ...
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.