“21. Yüzyıl’da Türk Olmak”

Açılış Konuşması

Öncelikle böyle bir panelde konuşma yapmaktan dolayı çok mutlu olduğumu belirterek sözlerime başlamak istiyorum. Benden önce yapılan konuşmaları dikkatle dinledim. Ben de bu sunumumda dikkatleri Türk Milliyetçiliğine çekmek istiyorum....

Sayın Başkan ve Değerli Konuklar,

Öncelikle böyle bir panelde konuşma yapmaktan dolayı çok mutlu olduğumu belirterek sözlerime başlamak istiyorum. Benden önce yapılan konuşmaları dikkatle dinledim. Ben de bu sunumumda dikkatleri Türk Milliyetçiliğine çekmek istiyorum. Bu nedenle sunumumun başlığını “21. Yüzyıl’da Türk Olmak“ olarak belirledim. “21. Yüzyıl’da Türk Olmak“ başlığında bir sunum yaparken, bu toplantıda daha önce de adı zikredilen Ziya Gökalp’e nazire yapmak da istiyorum.[1] Sunumumun başında, Rusya’da Panslavizme karşı mücadele edenleri, Rusya Türklerinde milli bilincin uyanışına öncülük edenleri de zikretmek istiyorum. Hans Kohn, Türk milliyetçiliğinin, Türkçülük akımının, Panslavizm’in mirasçısı olarak ortaya çıktığını ileri sürmektedir.[2] Bunlar: Kazanlı Yusuf Akçura, Kırımlı İsmail Gaspıralı, Azerbaycanlı Doktor Hüseyin Ali ve Ağaoğlu Ahmet Bey’lerdir. Bu aydınlar daha sonra Türkiye’ye gelerek milliyetçi düşüncenin oluşmasına katkıda bulunmuşlardır.[3]

Bu isimlere ek olarak yine Rusya’da yeni bir İslam düşüncesi yaratılması konusunda oldukça önemli çalışmaları olan ve Müslümanların Batı’nın gelişmesine ayak uydurmalarını öneren simaları da zikretmek istiyorum. Bunlar; Şahabettin Mercani, Muhammed Abduh ve Şeyh Cemalleddin Afgani’dir. Bu düşüncelerden etkilenmiş eski SSCB Türklerinden, özellikle Rizayeddin Fahreddin, Musa Curullah, Ziyaeddin Kemali, Alimcan Barudî, Abdullah ve Ubeydullah Bubi kardeşleri de anmak istiyorum.[4] Bu şahsiyetler, Türk Dünyası’ndan bahsettiğimiz bu toplantıda, Türk Dünyası’nın oluşmasında, bilinçlenmesinde önemli roller üstlenmişlerdir. [5]

Ben konuşmamda, bu değerli isimleri hatırlattıktan sonra, Türk Milliyetçiliği’nin oluşmasında çok önemli bir rol oynayan Ziya Gökalp’den ve onun meşhur iki eserinden bahsetmek ve 21. Yüzyıl’da Türk olmayı bu eserlere dayanarak değerlendirmek istiyorum. Bu eserler, “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak“[6] ve “Türkçülüğün Esasları“dır.[7]

Ziya Gökalp’in bu bahsettiğim eserlerinin ilkinde öne çıkardığı unsurların başında; “Çağdaşlaşmak“ ve “İslamlaşmak“ olguları gelmektedir. Günümüzde bazı düşünürlere göre, Türk toplumu bir kimlik bunalımı içerisindedir. Bazılarına göre ise, bu durumun tam aksine, Türkiye, ‘Kimlik Sorunu’nu çözme aşamasında bulunmaktadır. Sayın Gökalp’in eserinde “İslamlaşmaktan sonra “Türkleşmek“ olgusunu vurgulaması, onun çağdaş bir “İslam Türklüğü’nü“ yaratmak istediğini göstermektedir. Gökalp; Türk Ulusu’nun, Ural-Altay ailesine mensup, İslam Dini’ni benimsemiş ve Avrupa Uluslararası Birliği’ne bağlı bir toplum olması gerektiğini vurgulamaktadır.

Gökalp bu düşüncelerine ek olarak, Türk dilinden yabancı tamlamaların, şiirlerimizden yabancı ölçülerin, edebiyatımızdan yabancı telmihlerin çıkarılması gerektiğini ve bunun yerine, Türk hukuku, mimarlığı, müziği ve ulusal şiir ve edebiyatımız gibi halkın sözlü geleneklerinden türetilerek, dilimize yabancı kaynaklardan aktarılan sözcüklerin ve terimlerin yerine, Türkçe ifadelerin bulunması gerektiğini belirtmektedir. Gökalp’in eserlerini incelediğimizde, onun özellikle din konusu üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Çünkü Gökalp’in eserlerinden çok etkilendiği bir isim olan Durkheim; ahlak, hukuk, siyaset, mantık, güzel sanatlar, güzel duygu ve ekonomi gibi bütün kurumların dinden türediğini ifade etmektedir.

Gökalp eserlerinde Türkler için, “Çağdaşlaşmak“ sözcüğünün anlamını; “Çağdaş olan uygarlık topluluğunda, gittikçe artan bilim ve tekniğin, hiç bir ulustan geri kalmayacak biçimde üstün bir yer elde etmesi“ şeklinde tanımlamıştır. Bu tanımlamadan da anlaşılacağı üzere Gökalp’in Türklere biçtiği değer budur. Gökalp ayrıca, Türklerin üstün bilim ve teknikle donanmış bir ‘Türk-İslam Kültürü’ kurması gerektiğini ifade etmiş ve Türkçülerin amacının çağdaş bir İslam-Türklüğü yaratmak olduğunu vurgulamıştır. Yazar; Türkler bütün bunları yaparken, aynı zamanda Müslümanlık dışı toplumlara da hoşgörü ile davranmalıdırlar demekte ve Türklerin kendi dindaşlarına veya yurttaşlarına hiç bir zaman “ulusal Kin“ duygularını aşılamaması gerektiğinin altını çizmektedir.

Gökalp’e göre; Türkçülüğün amacı bir Türk Kültürü yaratmaktır. Bu kültür doğal olarak Doğu-Kuzey ve Güney Türkleri için ortak olacaktır. Bu durumda Batı Türklerinin Fransız kültürünü, Kuzey Türklerinin Rus kültürünü taklit etmelerinden ortaya çıkacak olumsuzluklar giderilmiş olacaktır. Demek ki Gökalp; esası halka dayalı bir çağdaş Türk kültürü yaratma amacındadır ve bu çabanın temel taşı olarak da dil ve din olgularını kullanmaktadır. Bir Osmanlı Devleti, İslam Ümmeti ve Türk Milleti varlığından söz eden Gökalp’e bugün acaba ne cevap vereceğiz ve onun ön gördüğü bu milliyetçi çerçeveye ekleyebileceğimiz neler var?

Gökalp daha önce ismini zikrettiğim ikinci eseri olan “Türkçülüğün Esasları“ adlı eserinde; Türkçülük kavramına daha derin bir anlayış getirmiştir. Bu eserinde Gökalp; “Türkçülük içerisinde yakın ülkümüz; Oğuz Birliği ya da Türkmen Birliği olmalıdır. Bu günkü ülkümüz Oğuzların yalnızca kültür birliği etrafında birleşmeleridir. Dün Türkler için düşsel bir ülkü olan “ulusal Devlet“ bu gün Türkiye’de gerçekleşmiştir“ ifadesini kullanmaktadır. Bu ifadelerden anlaşılacağı üzere; Türk milliyetçileri artık vizyon sahibi kişiler haline gelmiştir ve bir Türk Birliği’nden söz etmek artık boş bir çaba değildir. Nitekim Gökalp; Türkiyecilik, Türkmencilik ya da Oğuzculuk değerlendirmelerinden sonraki aşama için bir Türk Birliği’nden de söz etmektedir. Gökalp eserlerinde; “Türkçüler tamamen Türk ve Müslüman kalmak koşulu ile Batı uygarlığına tam ve kesinlikle girmek isteyenlerdir. Fakat Batı uygarlığına girmeden önce ulusal kültürümüzü ortaya çıkarmamız gerekmektedir.“ demektedir.

Gökalp’in bu açıklamalarından yola çıkarak, günümüz Türk Dünyası toplumlarının, Gökalp’in öne sürdüğü bu gelişmelerin çoğunu gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve gelişimi aşamalarında, Ziya Gökalp’in bu düşüncelerinin önemli bir rol oynadığını biliyoruz.

Acaba bugün, Türk milliyetçilerine, Gökalp’in öğretileri ışığında düşen bir görev var mı? İnanıyorum ki, Gökalp bugün yaşasaydı, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğinin destekçisi olur, bunun, ileri sürdüğü Türklerin Batı uygarlığı içinde yer almaları görüşünün tecellisi olarak değerlendirirdi. Ayrıca, küreselleşen dünyada, uluslararası ilişkilerin gerçekleri ışığında, Türk Dünyası’nın kültür birliğinin sağlanması üzerinde durmayı bu çağın icaplarına daha uygun bulurdu. Buna ilaveten, Türk-Müslüman imajını dünyada peşin hükümlerden arındırmak, Türk karşıtlığını önlemek amacıyla çaba sarf ederdi.

Bu konuşmamda Gökalp ile ilgili olarak yaptığım çalışmada ilginizi çekeceğini düşündüğüm bazı hususları dikkatinize getirmek istedim. Gökalp’in bugünkü Türkiye’yi ve Türk Dünyası’nı eserleri ışığında değerlendirmeye çalışmanın Türk Milliyetçiliği araştırmaları açısından oldukça önemli bir görev olduğunu düşünüyorum.

Gökalp, 21. Yüzyıl’da Türk olmayı nasıl tanımlayacak? Araştırmalarımızın sonucunun bu amaca yönelik olması, günümüz Türk Milliyetçiliği’nin sorunlarının ortaya konmasını ve çözüm yollarının bulunmasını da mümkün kılacaktır.

Kaynakça

  • AKÇURA, Yusuf, Üç Tarz-ı Siyaset, Lotus yayınları, Ankara, 2005.
  • ARAİ, Masami, Jön Türk Dönemi Türk Milliyetçiliği, İletişim yayınları, İstanbul, 1994.
  • AKIN, Rıdvan, Osmanlı İmparatorluğu’nun Dağılma Devri ve Türkçülük Hareketi (1908-1919), Der yayınları, İstanbul, 2002.
  • GÖKALP, Ziya, Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, Haz: Kemal bek, Bordo yayınları, İstanbul, 2004.
  • GÖKALP, Ziya, Türkçülüğün Esasları, İnkılâp kitapevi, İstanbul, 1997.
  • HEYD, Uriel, Türk Ulusçuluğunun Temelleri, Kültür Bakanlığı yayınları, Ankara, 1979.
  • OBA, Ali Engin, Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu, İmge kitapevi, Ankara, 1995.
  • OĞUZ, Alaattin, “Rusya Türklerinin Türk Milliyetçiliği ile İlişkileri“, Doğu-Batı, Ağustos-Eylül-Ekim 2006, Sayı:38.
  • ÜLKEN, Hilmi Ziya, Ziya GÖKALP, İş Bankası yayınları, İstanbul, 2007.


[1] Ziya Gökalp için Bkz.: Hilmi Ziya Ülken, Ziya Gökalp, Türkiye iş bankası yayınları, İstanbul, 2006.

[2] Hans Kohn, Le Panslavisme, Son Histoire et son ideologie, Paris, 1963, s. 204.

[3] Bu konuda Yusuf Akçura’nın “ Üç Tarz-ı Siyaset“ adlı yazısı zikredilebilir. Bkz: Yusuf Akçura, Üç Tarz-ı Siyaset, Lotus yayınevi, Ankara, 2005.

[4] Ali Engin Oba, Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu, İmge kitapevi, Ankara, 1995, s.144.

[5] Alaattin Oğuz, ‘Rusya Türklerinin Türk Milliyetçiliği ile İlişkileri’, Doğu-Batı, Ağustos-Eylül-Ekim 2006, Sayı:38, s.108-123.

[6] Ziya Gökalp, Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, Haz: Kemal Bek, Bordo-Siyah, İstanbul, 2004.

[7] Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, İnkılâp Kitapevi, İstanbul, 1997.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2790 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 651
TASAM Asya 98 1123
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 297
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1306 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 520
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

Küresel ekonomide hızla ilerleyen dijitalleşme süreci, finansal sistemler üzerinde köklü değişimlere yol açmakta ve bu bağlamda merkez bankalarının dijital para birimlerine geçiş stratejileri önemli bir araştırma konusu haline gelmektedir. Dijital para birimlerinin, özellikle operasyonel verimliliği...;

Küresel ekonomide hızla ilerleyen dijitalleşme süreci, finansal sistemler üzerinde köklü değişimlere yol açmakta ve bu bağlamda merkez bankalarının dijital para birimlerine geçiş stratejileri önemli bir araştırma konusu haline gelmektedir. Dijital para birimlerinin, özellikle operasyonel verimliliği...;

Yapay zekânın (YZ) son yıllardaki hızlı yükselişi, olağanüstü fırsatlar ve ciddi riskler barındırdığını biliyoruz. Büyük dil modelleri ve pekiştirmeli öğrenme gibi teknolojiler, iş dünyasından sağlığa ve eğitimden iklime kadar pek çok alanda yeni çözümler sunabilecekken, insan emeğinin yerini alma v...;

Ortadoğu, stratejik konumu, zengin enerji kaynakları ve kültürel çeşitliliğiyle dünya siyasetinde önemli bir yer tutmaktadır. Ancak bölgenin kronikleşmiş sorunları, istikrarsızlık ve güvenlik tehditlerini de beraberinde getirmektedir. Türkiye, tarihsel, coğrafi ve kültürel bağları doğrultusunda Orta...;

İncelemiş olduğumuz Türk Cumhuriyetleri’nde Yatırım İmkanları adlı kitap Türk Cumhuriyetleri’nde Yatırım İmkanları Sempozyumu’nda yapılmış olan konuşmaların Doç. Dr. Hasan Selçuk tarafından derlenmesinden oluşmaktadır. ;

Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasında yaşanan soğuk savaş dönemi uluslararası arenada çift kutuplu bir siyasi ortamın oluşumuna neden olmuştur. Soğuk Savaş yıllarının ardından yaşanan ekonomik ve siyasi çıkmazlar Sovyetler Birliği’ni dağılmaya götürmüştür. ;

2016’da olduğu gibi, Donald Trump’ın başkanlığı Washington’daki ve dışındaki yorumcuları ABD dış politikasının yönü üzerine düşünmeye sevk etti. Trump’ın Çin ve Rusya’nın yanı sıra Hindistan ve küresel Güney’deki yükselen güçlerle nasıl bir ilişki kuracağına dair birçok soru gündeme geliyor.;

Türkiye'nin uzay ekosistemi için ürettikleri her geçen gün gelişiyor ve büyüyor. Türkiye'nin 1994'de Türksat uydularıyla başlayan uzay serüveni bugün farklı amaçlarda, farklı yörüngelere gönderilen birbirinden farklı uydularla devam ediyor. ;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...