İran'ın nükler programı hakkında barışçıl olmadığı yönünde uluslararası kamuoyunda 1990'lı yılların ortasında başlayan tartışmalar günümüzde, İran'a askeri müdahalenin, tam izolasyonun, ekonomik ve politik ambargo seçeneklerinin dile getirildiği; birincil ağızlardan sert açıklamaların, askeri tatbikatlarla ifade edilen gövde gösterilerinin ve zamana oynama amaçlı ikili ve çok taraflı görüşmelerin içiçe geçtiği adeta bir diplomatik sinir harbine dönüşmüş durumda. İran'ın barışçıl amaçlı nükleer program perdesi altında nükleer silah geliştirme çabasında olduğu düşüncesi ve nükleer silah sahibi bir ülkeler kulübüne dahil olması ihtimali ABD ve İsrail başta olmak üzere özellikle Batı dünyasının tepkisini çekmekte. Hem İsrail'in en yakın müttefiki olması sebebiyle hem de Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde Ortadoğu'da yeni bir düzen kurmak isteyen ABD için nükleer silah sahibi İran hiç arzulanmayan bir gelişme. Diğer taraftan, nükleer program çerçevesinde ABD-İran arasındaki gerginlik İran'ın nükleer programındaki önemli yerinden ve yakın ilişklerş- nden dolayı doğrudan doğruya Rusya'yı da ilgilendirmekte.
Washington-Moskova ilişkilerinin alacağı yön ve ilişkilerin seviyesi ister istemez Moskova-Tahran ilişkilerinin aldığı yön ve geldiği seviyeden etkilenmekte. Aynı şekilde Rusya'nın İran ile ilişkilerinin alacağı yönü ve ilişkilerin seviyesini de bir anlamda Tahran-Washington arasındaki ilişkilerin düzeyi belirlemekte. Soğuk Savaş dönemi iki kutuplu dünya sisteminin dağılması sonrasında ABD'nin kendisinin başım çektiği tek kutuplu bir dünya sistemi oluşturma çabalarına Rusya ve Çin'in verdiği olumsuz tepkiler de göz önüne alındığında "İran'mn nükleer programı sorunu" bölgesel, uluslararası, ekonomik ve politik çıkar çatışmalarının ve nüfuz mücadelelerinin merkez üssü haline gelmiş durumda.
Bütün bu ve daha başka sebeplerden dolayı, İran'ın nükleer programı etrafında devam eden tartışmalara Rusya-İran ilişkileri prizmasından bakılması ve ona göre değerlendirilmesi bir zarurettir. İki ülke arasında özellikle 1990'lı yılların başında gözlemlenen yakınlaşmayla başlayan "özel" ilişkiler pragma yani "Volga-Hazar" ticaret yoluydu. Bu ticaret yoluyla Ruslar, kendi mallarını satıp doğunun egzotik mallarını Kuzey ve Doğu Avrupa'ya ulaştırıyorlardı. Bu yüzden, Rusya ile İran arasındaki ilişkilerin temelinde "Volga-Hazar" ticaret yolu boyunca iki ülke arasında yüzyıllardır süren ticaret ilişkileri bulunmaktadır.