Suriye’deki Ateşkes Türkiye için bir Fırsat mı?

Makale

İnanması güç. Ama nihayet Suriye’de hala kısmi olan bir ateşkese ulaşıldı gibi. Kısmi çünkü İŞİD veya nam-ı diğer DAİŞ’e ateş serbest. Garantörler,...

İnanması güç. Ama nihayet Suriye’de hala kısmi olan bir ateşkese ulaşıldı gibi. Kısmi çünkü İŞİD veya nam-ı diğer DAİŞ’e ateş serbest. Garantörler, istisnasız olarak şu veya bu şekilde DAİŞ’in tek, ezeli ve ebedi düşman olduğunu kabul etti. Artık sıra rejim ve muhaliflerin uzlaşmasında.

Yabancı haber ajansları, Rusya’nın becerisinden bahsediyor. Kralın hakkı krala tabii. Esat ve Suriye rejiminin arkasında duran da Rusya, işe yaramayan Cenevre görüşmelerini bir kenara iterek, bir Astana mutabakat süreci başlatan da Rusya, ABD ve AB yi saf dışı bırakan da, en önemlisi Türkiye’yi gönüllü veya zorunlu garantörlük statüsünde, Suriye rejiminin haklılığına ikna eden de yine Rusya. Tabii muhalefeti merkeze çeken de, masa başına oturtan da Rusya olacak.


Laik ve Demokratik bir Suriye İçin

İlkesel olarak üzerinde anlaşılan ateşkesin gerekçeli ilanında, “çok mezhepli“ Suriye’de “demokratik ve laik“ bir geleceğin tesisi öngörülüyor. Evet Esat yerine geçiş dönemini müteakkip yine bir “nusayri“ iş başına gelebilir. Ama bu çoğunluğa karşı azınlık tahakkümünün devamı değil, Irak’ta yapıldığı gibi yok edilmemiş olan(de-Baathification) Suriye baas rejiminin, laikliğin tek güvencesi, olduğunun kabulü anlamına geliyor. Doğru veya yanlış, bunların arasında Hristiyan Suriye’lilerin de, laik Suriye sünnilerle, Nusayrilerin ve Kürtlerin de bulunduğunun bilinmesi lazım. Elbette bunlar laik bir Suriye’yi güvence altına, ancak DAİŞ tehdidi tamamen ortadan kaldırılırsa alabilirler. Bu konuda Türkiye’nin destek ve garantisi çok önemli. Ancak demokrasinin yerleştirilmesi uzun bir zaman Suriye için iyi niyetli bir dilek olarak kalacaktır. Bu da bilinmesi gereken bir gerçek.


Sıfırın Tükendiği bir Ülke

5 yıllık hunhar boğuşmadan sonra Suriye’de taş üstüne taş, Suriye şehirlerinde kan ve gözyaşından başka bir şey kalmadı. Tarafların da savaşma gücünün sonuna gelmiş olması gerekir. Açıkçası Suriye kendi kanında yeterince boğulduysa, ateşkes geçici değil kalıcı olabilir. Ancak kalıcı bir barışın tesisi, üreten, paylaşan, doyan ve doyuran bir Suriye’den geçecektir. Ateşkes, buna yön ve umut veren bir aşama olarak düşünülmeli.


Şimdi Artık Evli Evine, Kövlü Kövüne

Amaç gerçekleşme yoluna girdiyse bu birçok bakımdan iyi haber. Ancak mültecilerin terkettikleri topraklara, İdlib’e yeni nakledilenlerin Halep’e dönmeleri zaman alacaktır. Buna karşılık şimdi Suriye’de askeri varlığı olan tarafların artık Suriye topraklarını terketme zamanı gelmiştir. Rusya’nın bile asker çekeceği ihtimali var. Ama üsleri, askeri bilgi ve denetim desteği Suriye’de ebediyen kalacaktır. Buna mukabil, koalisyon ile anlaşması, sadece Suriye içine 20 km girmek olan, buna rağmen kendine özgü gerekçeler ve Rusya’nın icazeti ile çok daha güneye kayan Türkiye’nin, ivedilikle askeri gücünü meşru sınırların içine, bu ülke ile ilgili emellerini de akılcı ve geleneksel dış politika ayarlarına çekmesi gerekmektedir.


Zafer İlanı ve Ricat Zamanı (Declare Victory and Withdraw)

Türkiye’nin askeri olarak El Bab’a ilerleyip orada tutumasının mümkün olmadığı, bunu yaparsa hem fiili ve maddi, hem de meşruiyet kaybının büyük ve kesin olacağı, Rakka’ya ilerlemesinin ise yeni felaketlere gebe olacak bir işgalcilik, hiçbir meşru gerekçesi olmayan bir hayal olduğu ifade ediliyor. Membiç’e girmesinin anlaşılmayacak bir hata olacağı, riskleri bu kadar yükseltip, hedef tahtası haline gelmenin ise bir çılgınlık olduğu belirtiliyor.

İşte Türkiye’nin Rusya icazeti ile garanti altına alıp desteklemesi gereken ateşkes, şimdi hükümete ve genelkurmaya tarihi bir görev yüklüyor. Ateşkes bir zaferin ilk adımıdır. Türk askeri birlikleri artık meşru sınırlara, en fazla, koaliyon’un öngördüğü Azez-Cerablus hattına doğru çekilmelidir.


Geri Dönüş bir Basiret Olacaktır

Bu bir “hatanın neresinden dönülse kardır“ mantığı olarak değil, Türkiye’nin geleneksel “yurtta, bölgede ve dünyada barış“ ilkesi ile bağdaştırabileceği bir hamle olarak mütala edilmelidir.

2017 ye girerken Türkiye zafer ve ricatı aynı anda ve ivedilikle ilan etmelidir ki, hem daha fazla can, hem de daha büyük ve acı sonuçları olabilecek meşruiyet kayıplarından kaçınsın. Rusya’ya da daha fazla rehin olmaktan kendini korusun. Bu riski de minimize etsin.

2017 hem Suriye’ye, hem de başta Türkiye olmak üzere komşularına barış, huzur ve refah getirsin. Dileğimiz bu.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2711 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1078
Avrupa 22 637
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2042 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2042

Geçen hafta Cuma günü (10 Mart 2023) Suudi Arabistan ve İran arasında yeni bir anlaşma imzalandı. Buna yeni bir “Kutsal Cuma“ anlaşması denebilir mi? İki ülke arasındaki en büyük fayın mezhep farkının siyasileştirilmesinden kaynaklandığı düşünülür ve mezhep anlaşmazlığının arkasına gizlenen bölgesel...;

Göç, ulus-devletlerin düzenlemesi ve kontrol altında alması gereken bir 21. yüzyıl gerçekliği midir? Bu sorunun yanıtına farklı Uluslararası İlişkiler (Uİ) teorilerinden görece farklı yanıtlar verilebileceği düşünülse de ortak bir kabule varılabilir: Uluslararası göçün düzenlenmesi. Göç ve güvenlik ...;

Uluslararası mecrada bir “Türkiye Markası“ hâline gelen Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi, TASAM 2004-2023 Faaliyet Raporu’nu yayımladı.;

Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bugüne ABD’nin büyük stratejisinin ne olması gerektiği konusunda yoğun bir tartışma yaşanmaktadır. Özellikle 11 Eylül olayları, Irak Savaşı ve 2008 küresel finansal krizinin etkileriyle ABD dış politikasının tarihsel motiflerinden biri olan izolasyonist eğilimin yeni b...;

Uluslararası güvenlik teknolojik gelişmelerle birlikte değişmekte ve dönüşmektedir. 2000’lerdeki teknolojik gelişmeler ise baş döndürücü bir hızla ivme almaya devam etmektedir. Türkiye de bu noktada hem bulunduğu jeopolitik konumunun güvenliğini sağlamak hem de uluslararası güvenliğin gelişimini des...;

TASAM Afrika Enstitüsü öncülüğünde oluşturulması planlanan “Afrika 2063 Ağı“ uzmanlık, etkileşim ve işbirliği inisiyatifi kapsamında “Stratejik Araştırma, Ağ ve Kapasite Geliştirme“ ana teması altında 06 ve 20 Ekim 2022 tarihlerinde Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantıları başlıklı iki ayrı etkinlik dü...;

TASAM kurumsallaşmasının paydaşı olmak üzere ekip ve yol arkadaşları arıyoruz. Tercihen Uluslararası İlişkiler, Kamu Yönetimi, İktisat vb. mezunu, B2 ve üstü İngilizce yeterlikte, iyi derece Office kullanan adaylar; Asistan, Koordinatör, Ofis Yöneticisi pozisyonu için İŞ BAŞVURUSU başlığı ile CV ve ...;

İran binlerce yıl derinliği olan saygın bir medeniyet beşiği. Orta Asya steplerinde derin etkisi olan bir medeniyet. Türk medeniyetinde en büyük paya sahip olan medeniyet. Ama yalnız bir ülke. Yalnız bir halk. Derin coğrafyası olmayan bir devlet. ;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

5. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 04 Kas 2022 - 04 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

4. Denizcilik Ve Deniz Güvenliği Forumu 2022

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Dünya Türk Forumu Akil Kişiler Kurulu Toplantısı 5

Dünya Türk Forumu Akil Kişiler Kurulu’nun beşinci toplantısı 25 Mayıs 2023 tarihinde İstanbul’da 6. Dünya Türk Forumu marjında gerçekleştirilecektir.

  • 14 Haz 2023 - 14 Haz 2023
  • İstanbul - Türkiye

3. Türkiye - ABD Forumu

Türkiye - ABD Forumu bu amaçla oluşturulmuştur. Karşılıklı gerçekleştirilecek Forum’un; aktif ve proaktif müzakerelerle Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin güçlenmesine katkı yapması, ikili ve çok taraflı menfaatleri karşılıklı yükseltecek fırsatlar ve fikirleri ortaya koyan bir platform olarak hizmet sunması hedeflenmiştir.

  • 14 Ağu 2017 - 17 Ağu 2017
  • Washington - ABD

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.