Minsk Camii: Doğu Avrupa’daki Kültürel ve Ekonomik Havza

Makale

Minsk’deki camii açılışı dolayısı ile Belarus’a Cumhurbaşkanı düzeyinde yapılan ziyaret, hem kültürel ortak geçmişe, hem de ekonomik ortak geleceğe vurgu yapması...

Minsk’deki camii açılışı dolayısı ile Belarus’a Cumhurbaşkanı düzeyinde yapılan ziyaret, hem kültürel ortak geçmişe, hem de ekonomik ortak geleceğe vurgu yapması açısından önemli. İtiraf etmek gerek ki onarım aslına fevkalade uygun bir şekilde yapılmış. Minsk Camii sadece bu şehirde ikamet eden 50 bin müslümanın değil, aynı zamanda onlarla tarihi ve kültürel bir mirasın paydaşı olan bizlerin hoşuna giden bir onarım. Onarımı yapan firma(lar) ve bu imkânı sağlayan ikili ilişkiler, bu kutsal mekândan daha geniş kapsamlı bir gelecek beklentisinde.


“Beyaz Giyme Söz Olur“

9. yüzyılda Kievan Rus’un bir parçası olan Beyaz Rusya’nın, halkının beyaz gömlek giymesi ve uzun süre Tatar istilalarından ari kalmış olması dolayısı ile böyle adlandırıldığı rivayet olunur. Ama onlar niye beyaz giyermiş bilinmiyor. Belki “siyah giyerlerse toz“ olacağını düşünmüşlerdi. Ama sonraları Müslüman Tatar’lar bu coğrafyaya ya gelmiş veya burada zorunlu iskâna mahkum edilmiş.

Aramızdaki tarihi geçmişdeki en önemli karakterlerden birinin, Muhteşem Süleyman’ın önce gözdesi, sonra da nikâhlı tek eşi Oksana’(Hurrem Sultan) ya uzanması, “en etkili kadının“ vatanı olan “Rutenya“ nın önemine ne kadar önem katmakta bilemiyorum. Ama bu, bölgede bir kültürel coğrafyanın uzun bir zamandır mevcut olduğunu göstermesi bakımından önemli.


Her şeye Rağmen

Bu bağlamda, aradan geçen onca Ruslaştırma yıllarına, Beyaz Rusya’nın 1920 lerde geniş Sovyet coğrafyasının kurucu parçası olmasına, ülkenin baskın Musevi nufusu ve kültürüne (2. Dünya savaşından önce nufusunun %40 ı Musevi olan başta Minsk olmak üzere 5 şehir olduğu biliniyor), bu nufusun muhatap olduğu soykırıma ve nihayet yine baskın bir din olarak Ortodoks Hristiyan’lığa rağmen, toplam nufusunun sadece %7.5 u içinde yer alan (Libka Tatar’larının dini olarak yeşermiş olup, tahmin edilen oran, bugünkü Belarus nufusunun sadece %.05 i olduğu) Müslüman nufusun varlığını sürdürüyor olması, Minsk’teki cami onarımını, iki ülkenin birbirine olan kültürel yakınlığından öte, aradaki ekonomik işbirliğinin devamı anlamında meşrulaştırmakta.

Belarus (Beyaz Rus veya Byelorussia)’da Ezan Sesi ve Ötesi

Bugün halen Smilovichi, Ivye, Slonim, Grodno bölgesinde bulunan Novogrudok ve Minsk’teki Kletsk ile Vitebsk deki Vidzy de bulunan camiler arasında, Minsk’in Türkiye tarafından onarılmasının taşıdığı sembolik bir önem var mı bilemiyorum. Ama muhtemelen onlar da bu onarım hamlesi ile gelen Türkiye etkisinin devam etmesini istiyor ve bu vesile ile küçük grup azınlık dini olan Müslümanlığın, gök kubbede yankılanması ile, kendi azınlık haklarının, Belarus’un siyasi yaşamında daha dikkate değer bir hale gelebileceğini umuyor olmalılar.


Belarus’da Türkiye Yatırımları

Halihazırda Belarus’ta 1.5 milyar Dolar değerinde bir yatırım hacmi olduğunu belirtip, bunun gelişecek ilişkilerin güvencesi olabileceğini ifade etti Sayın Cumhur Başkanı. Evet Belarus 10 milyon’luk bir ülke. Ama içinde bulunduğu ekonomik alanın nufusu 170 milyon. Bu bağlamda, “aman Türkiye gelip yatırım yapsın ve halkımıza iş imkânı yaratsın“ diyen Luşenko, bünyesinde bulundurduğu küçük Müslüman azınlığa, kültürel haklarına saygı baabından, onarılış bir cami armağan etti. Bu Belarus yönetiminden azınlık haklarına saygı, Türkiye’ye “ekmek ve tuz“ dan öte, yakılan yeni “yeşil ışık“ demek. Halen Türkiye iletişim, otelcilik, eğlence ve inşaat sektörlerinde sınırlı bir faaliyet içinde. Gidebilen yine gidecek. Ama her gidişte dikkat edilmesi gereken bir kaç husus olduğunu düşünüyorum. Tabii bunların bir kısmı sadece Belarus’a giden ve gidecek olan sermaye yatırımlarını değil, Türkiye’nin tüm dış yatırımlarını ilgilendiren hususlar.


“Kaş Yaparken“

Belarus, elbette Karadeniz havzasının ötesinde, tarihten gelen bağlarla bağlı olduğumuzu düşündüğümüz bir coğrafya. Ama ortak geçmişimizde bir “Hurrem“ faktörünün bulunması neşeli bir tesadüf. O yıllardan bu yıllara 500 yıl ve köprülerin altından çok su geçti. Önce ne Hurrem ile, ne de sayısı pek az Libka Tatarlarının varlığı ile uzun soluklu bir koşuya girebiliriz bu ülkede. Bu nedenle, bazı hususları dikkatle izlemeliyiz. Bunları şöyle sıralamak iyi olur:

1. Yaptığımızın en iyisini yapmalıyız. Elbette camii onarımı ile yaratılan değer iyi bir referans.

2. Ancak bununla “aldığımız abdest ile kılacağımız namaz“, Belarus’un çoğunluk halkını (ortodoks hristiyan)tedirgin etmemeli.

3. Belarus ve içinde bulunduğu ekonomik alandaki Türkiye varlığı, yine ekonomik değeri ile Rusya Federasyonu’nu tedirgin etmemeli. Çünkü köprülerin altından akan yüksek debili sularda, önce Rus, sonra Sovyet Rusya ve nihayet Rusya Federasyonu etkisi hep vardı, hep de olacaktır.

4. Tercihan Rus şirketleri ile yapılacak ortaklıklar veya piyasa paylaşımı rasyonel kalıplar içinde tasarlanmalı.

5. Ama en önemlisi bilinmeli ki, Türkiye’den Belarus’a veya herhangi bir başka ülkeye kayan yatırım, Türkiye’den giden veya kaçan yatırımdır. Türkiye için istihdam kaybıdır. Bir ölçüde geri gelmediği sürece gelirin Türkiye dışına kaymasıdır.

Evet Türkiye’nin Belarus’ta, Afrika’da, Karadeniz havzasında ve dünyanın her yerindeki görünürlüğü önemli ve gurur vericidir. Ancak bu Türkiye’nin aleyhine olmamalıdır.

Yani sözün özü “kaş yaparken, sakın ola ki göz çıkarmayalım“ derim.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2776 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1114
TASAM Avrupa 23 650
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Geçtiğimiz Eylül ayında Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın ABD’deki temasları sırasında ortaya attığı Arnavutluk’ta mini bir Vatikan modeli Alevi/Bektaşi devleti kurma planı halen devam eden şaşkın ve meraklı tartışmaları doğurdu. ;

Afrika, küresel terör örgütleri El Kaide ve DAEŞ'in rekabet ve savaş alanına dönüşmüş durumda. Bölgedeki zayıf devlet yapıları, etnik ve dini çatışmaların varlığı, ekonomik sorunlar ve sosyal huzursuzluk gibi etkenler, bu örgütler için ideal bir zemin yarattı. ;

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden,;

Yakında dünyanın en büyük işgücüne sahip olacak olan Afrikalılar, modern güce erişebildikleri takdirde bölgelerini küresel bir ekonomik güç merkezine dönüştürme fırsatına sahipler. Şu anda, Sahra Altı Afrika'da yaklaşık 600 milyon insan elektriğe erişemiyor. Bu durum onları yemek pişirmek, ısınmak v...;

Savunma sanayii, bir ülkenin güvenliği ve ekonomik kalkınması için kritik öneme sahiptir. Türkiye’nin jeopolitik konumu ve iç-dış tehditler, savunma sanayiinin önemini artırmaktadır. Terörle mücadele, Türk savunma sanayiinin gelişimini etkileyen başlıca faktörlerden biridir. Bu çalışma, terörle müca...;

Bu makale, diasporaların dünya sahnesinde nasıl bir güç unsuru haline geldiğini ve Türkiye'nin Afrika'daki etkisini artırma potansiyelini ele alıyor. Türk diasporasının Afrika'da üstlenebileceği kritik rol ve bu stratejinin Türkiye'nin ulusal çıkarlarına katkıları, yeni bir bakış açısıyla tartışılıy...;

Rusya, Afrika kıtasındaki nüfuzunu artırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekte ve bu stratejilerden biri olarak nükleer enerji diplomasisini ön plana çıkarmaktadır. Küresel enerji piyasalarında önemli bir aktör olan Rusya, Afrika'nın enerji açığını gidermek ve kıtanın sürdürülebilir kalkınma...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.