Afrika'da Barış, Güvenlik Sorunu ve Sivil Toplum Kuruluşları Türkiye Örneği

Alıntı

Barış ve güvenlik uluslararası ilişkilerin en önemli konularım teşkil etmektedir. Soğuk Savaş sonrası küreselleşme çağında uluslararası güvenliğin geleceği de uluslararası ilişkiler disiplininin ilgi odağı haline gelmiş bulun-maktadır1....

Barış ve güvenlik uluslararası ilişkilerin en önemli konularım teşkil etmektedir. Soğuk Savaş sonrası küreselleşme çağında uluslararası güvenliğin geleceği de uluslararası ilişkiler disiplininin ilgi odağı haline gelmiş bulun­maktadır1.

21. yüzyıl insanlık için bir barış ve güvenlik dönemi olabilecek midir? Asırlardan beri bir çok düşünür, aydın ve filozof, devlet adamının gerçek­leşmesi için uğraştıkları, savaştan arınmış, barış ve güvenlik içinde yaşayan bir dünya nihayet bu asırda mümkün olabilecek midir? Askeri harcamaların azaldığı, kalkınmaya daha çok kaynak ayrıldığı, kalkınan ülkelerin gelişmelerini gerçekleştirdikleri bir dönem nihayet gelebilecek midir? Bilindiği gibi gerçek kalkınma, barış ve güvenlik içinde mümkün olabilir.

Afrika'da, Soğuk Savaş'ın bitiminden bu yana, bütün çabalara rağmen, bir barış ve güvenlik ortamının sağlanamamış olduğunu görüyoruz2. Bu durum karşısında, Afrika Birliği ve onun Barış ve Güvenlik Komisyonu da bu kıtada anlaşmazlıkların çözüme kavuşturularak barış ve güvenliğin sağlanması amacıyla önemli çabalar sarfetmektedirler. Bu çerçevede, Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği'nin barış koruma operasyonları zikredilebilir. Gerçekten, Afrika Birliği, Afrika'da sürdürülebilir barış ve güvenlik düzeninin tesisi için büyük gayret göstermektedir. Afrika'da birçok sorun, ülkeler arasındaki ihti­laflardan ve ülkelerin kendi iç durumlarından kaynaklanmaktadır.

Günümüzde Afrika'da genel olarak sorunlar ve güvensizlik, zayıf ve işlemeyen devletlerden, zayıf siyasal ve ekonomik yönetişimden, etnisitenin siyasallaşmasından, kıt ve stratejik kaynaklarla ilgili silahlı rekabetten, asker­lerin siyasal ve iktisadi yönetişime müdahil olmalarından, hükümetlerin yaptıkları anayasa dışı değişikliklerden kaynaklanmaktadır3. Afrika'da güven­liği tehdit eden sorunları şu şekilde sıralamak mümkündür: Fakirlik ve azgelişmişlik, ufak ve hafif silahların yaygınlaştırılması ve çocuk askerler, silahlı çatışmalarda paralı askerlerin ve devlet dışı aktörlerin hukuk dışı etkin­likleri, devletlerarasındaki ve içindeki çatışmalar, Kıtanın uluslararası terörist gruplar tarafından bir üs olarak kullanılması ve Afrika sahillerinde artan kor­sanlık eylemleri4. Bunlara, doğal ve insanlardan kaynaklanan çevre felaketleri ile gıda güvenliğinin de eklenmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir.

Afrika'da barış ve güvenliğin kırılgan niteliğini göstermek amacıyla şu örnekler verilebilir. Son dönemde, Gine-Konakri'de, 28 Eylül 2009'da darbe ile iktidara gelen Moussa Dadis Camara'nın korumalarının bir stadda toplanmış halka silah çekmeleri sonucu 157 kişi ölmüş, 100 kadına tecavüz edilmiş, 1000'den fazla kişi de yaralanmıştır. Somali'de devlet otoritesinin yokluğu nedeniyle ortaya çıkan kaosa karşı Afrika Birliği'nin oluşturduğu "Somali'de Barışı Koruma Misyonu"nun (AMISOM) Mogadişu'daki üsler­ine, 17 Eylül 2009 tarihinde, İslamcı intihar komandolarının saldırısı sonu­cunda 14 kişi hayatını kaybetmiştir5. Kongo-Kinşasa'da bir türlü sağlana­mayan barış, Ruanda'nın bu ülkenin Kuzey ve Güney Kivu'daki faaliyetinden kaynaklanmaktadır. Bu bölgede kadınlara karşı uygulanan şiddet ve tecavüz olaylarının çokluğu da barışı tehdit eden bir unsurdur6. Aynı şekilde, Darfur'da da devam eden karışıklık ve onun beraberinde getirdiği şiddet de dikkat çekicidir.

Ben Sudan ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde Türkiye Büyükelçisi olarak görev yaptım, ve genel olarak Afrika'yı, özel olarak bu kıtada barış ve güvenliğin sağlanmasını anlamaya çalıştım. Biz, Afrika'ya yeterli sayıda ve nitelikte uzmanlarımız olmadığı için, genellikle batılıların gözüyle bakıyoruz ve değerlendirmelerimizi de genellikle Batılıların kıstaslarına göre yapıyoruz. Bence bu tutum yanlıştır. Bizim de Afrika'ya kendi milli çıkarlarımız ışığında bakarak, değerlendirmelerimizi buna göre yapmamız gerektiğini düşünüyo­rum. Bu konuda, Darfur'u örnek olarak almak istiyorum. Türkiye'nin Sudan ile tarihsel bağları var. Osmanlı Devleti'nin bir parçası olan bu ülkeyle ilişkilerimiz giderek gelişmektedir. Türkiye, dostlarını koruyan ve onların yanında yer alan bir politika izlemektedir. Bugün, Sudan'da 2000'in üzerinde vatandaşımız çalışmaktadır ve bu ülkedeki yatırımlarımız da artmaktadır. Batı'nın İslami Sudan rejimine karşı izlediği ve Afrika'nın en büyük toprak­larını içeren bu ülkeyi bölme politikasına Türkiye'nin çıkarları bakımından karşı çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Ocak 2011'de yapılacak referan­dumla, Güney Sudan'ın bağımsızlığa kavuşması karşısında Darfur sorununda da aynı yolun izlenmemesi önem kazanmaktadır. Bu çerçevede, Darfur soru­nunun Sudan'ın bir iç sorunu olarak ele alınarak, taraflar arasında görüşmeler ile barışçıl bir sonuca ulaştırılması için gerekli çabanın gösterilmesi gerek-mektedir7.

Yukarıdaki izahattan da anlaşılacağı üzere, Afrika'da barış ve güvenliğin sağlanması önemli bir konu olarak ortaya çıkmaktadır8. Afrika'nın çözüleme­miş bir çok sorunu gibi, barış ve güvenliğin sağlanması da sivil toplum kuru­luşlarının (STK) ilgi alanına girmektedir. Batılı STK'lar Afrika'da etkin bir rol üstlenmiş bulunmaktadırlar. T.C. Kinşasa Büyükelçisi iken, Güney ve Kuzey Kivu'ya yaptığım bir ziyaret sırasında, Goma'da gezdiğim ve İsveç STK'larının yönetimindeki bir hastaneyi hatırlıyorum.

Burada, yukarıda belirttiğim gibi, Afrika'da bir şiddet göstergesi olarak tecavüz olayları çerçevesinde, hastane, tecavüze uğrayan genç kızların topluma yeniden kazandırılmaları için bir rehabilitasyon merkezi rolünü üstleniyordu. Bu durum, Afrika sorunlarının çözümünde mahalli hükümetlerin imkansızlıklarından kaynaklanmakta olup, STK'ların üstlendikleri bu görevler mahalli makamlarca memnuniyetle karşılanmaktadır.

Bugün, Afrika'da sorunlu ülkerinde, çatışmaların hüküm sürdüğü bölgel­erde, muhakkak bir Batılı STK karşımıza çıkmaktadır. Bunların ayrıca, istih­barat görevi de üstlendikleri ve ülkelerine bu bölgeler ve sorunlar hakkında bilgi sağladıkları da ileri sürülmektedir.

Türk STK'lar yeni yeni Afrika ile ilgilenmeye başlamışlardır. Ancak, barış ve güvenlik konuları ile ilgilenen STK'larımız benim bilgim çerçevesinde, henüz yoktur. Afrika'da yapılan seçimlere bile, gözlemci olarak, Türk STK'larının ilgi göstermektediklerini biliyorum. Kinşasa'daki görevim sırasında, 2006 Temmuz seçimlerinde, Kongo makamları ülkemizden de seçimleri izlemek için gözlemci talep etmişlerdi. Ancak, Büyükelçilik olarak tüm girişimimize rağmen, ülkemizin üniversitelerinden ve STK'larımızdan bu göreve talip olan çıkmamıştır.

Türk diplomasisi Afrika ile yakından ilgilenmeye başlamış ve Afrika'yı Türk Dış Politikası'nın ayrılmaz bir parçası haline getirmeyi başarmış bulun­maktadır9. Türk diplomasisinin Afrika ile olan ilişkilerinde sağlam bir zeminin oluşturulması için Türkiye'de Afrika'yı tanıyan, Afrika'daki gelişmeleri yakından izleyen entelektüel bir zümrenin ortaya çıkması gerekmektedir10. Bu çerçevede, Türk STK'larının da Afrika incelemelerine önem vermeleri icap etmektedir. Bu şekilde, Afrika'yı yakından bilen ve tanıyan kendi uzman­larımızın oluşturulması mümkün olacaktır.

Türkiye'nin Afrika'ya olan ilgisinin barış ve güvenlik konularını da içer­mesi gerektiğini düşünüyorum. Bu hususta, Milli Savunma Bakanlığı'nın ve Genelkurmay Başkanlığı'nın atacağı adımlar son derece önem taşımaktadır. Bu kurumlarımız, Afrika ülkeleri ile askeri işbirliği anlaşmaları yaparak, ikili askeri ilişkilerin tesisini sağlayarak, Türk askerinin bu kıta ile ilgilenmesinin yolunu açarak, Türkiye'nin Kıta'da barış ve güvenliğin tesisinde rol almasını sağlayacaktır.

Bilindiği üzere, Türkiye yakın ilişkide bulunduğu sorunlu bölgelere, BM şemsiyesi altında barış gücü olarak asker göndermektedir. Afganistan, Lübnan, Bosna ve Kosova'yı bu hususta örnek verebiliriz. AB'nin Kongo-Kinşasa'da Temmuz 2006'da yapılan seçimlerin sorunsuz ve güven içinde gerçekleşmesi için oluşturduğu Barış Gücü'nde Türkiye de yer almıştır. Ülkemiz bu amaçla bir C-130 nakliye uçağını barış misyonuna tahsis ederek Barış Gücü'nün başarısına katkıda bulunmuştur. Bu uçak, Gabon'un başkenti Libreville'de üslenmiştir. Ben de eşim ile birlikte, Kinşasa'dan bu uçak ile Gabon'a gittim ve oradaki askerlerimizi ziyaret ettim. Askerlerimizin başarısını bizzat gördüm.

Bunun dışında BM şemsiyesi altında polislerimiz de Afrika'da görev yapmaktadırlar. Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Fil Dişi Sahili, Burundi, Liberya bu çerçevede zikredilebilir. Polislerimizin de BM çerçevesinde üstlendikleri görevi başarı ile yerine getirdiklerini bizzat gözlemledim.

Afrika'ya ilgi duyan Türk STK'ları ile üniversitelerimizin Afrika'da yapılan seçimlere gözlemci olarak katılmaları yararlı olabilir. Bu amaçla gerekirse Batılı STK'lar ile işbirliği yapılarak, Afrika'da ihmal edilen bir çalışma alanı yaratılabileceğini de düşünüyorum.

Türk STK'larının Afrika'da insani yardım alanındaki faaliyetleri başarılı bir şekilde devam etmektedir. Bu kurumlarımızın barış ve güvenlik alanına girebilmeleri amacıyla hükümetimiz tarafından teşvik edilmeleri ve gerekirse korunmaları icap etmektedir. Bu korumanın, bu kurumlarımızın barış ve güvenlik alanına alışmaları ve etkinliklerini artırmalarına kadar devam etmesi gerekmektedir. Bu şekilde, Türk STK'ları ülkemizin Afrika'ya açılım poli­tikasını destekleyerek, bu politikanın Afrika halkları nezdinde görünür hale gelmesini sağlayacaktır.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2790 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 651
TASAM Asya 98 1123
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 297
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1306 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 520
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

İnsan hayatı üç önemli kötülük ile şekillenmiştir: Güç arayışı, aç gözlülük ve kıskançlık. İnsanlar, önce gücün ne olduğunu keşfettiler. Güç, başkalarına kendi istediğini yaptırabilmek, hükmetmek demekti. Güç, insanı yoldan çıkartır; mutlak güç (otoriterlik) ise insanı saptırır. Albert Einstein’ın d...;

Modern bilime göre Afrika, insanlığın ilk yaşam merkezi ve atalarımızın yurdudur. Modern antropoloji insanlığın doğuşunun bugünkü Afrika’dan başladığını, oradan Ortadoğu’ya, oradan da dünyaya yayıldığını söylüyor. Fakat batılı sömürgeciler asırlarca Afrika halklarını “evrim sürecini tamamlamamış kay...;

Günümüz dünyasında savunma sanayi yüksek teknoloji, yapay zeka, yapay zeka destekli insansız kara, deniz ve hava araçları, hipersonik füzeler, kuantum bilişim tabanlı savaş sistemleri, siber güvenlik çözümleri ve uzay teknolojileri gibi alanlarla entegre hale gelerek hızla evrim geçiriyor. ;

Ortadoğu, stratejik konumu, zengin enerji kaynakları ve kültürel çeşitliliğiyle dünya siyasetinde önemli bir yer tutmaktadır. Ancak bölgenin kronikleşmiş sorunları, istikrarsızlık ve güvenlik tehditlerini de beraberinde getirmektedir. Türkiye, tarihsel, coğrafi ve kültürel bağları doğrultusunda Orta...;

İncelemiş olduğumuz Türk Cumhuriyetleri’nde Yatırım İmkanları adlı kitap Türk Cumhuriyetleri’nde Yatırım İmkanları Sempozyumu’nda yapılmış olan konuşmaların Doç. Dr. Hasan Selçuk tarafından derlenmesinden oluşmaktadır. ;

Günümüzde küresel ölçekte giderek daha fazla önem kazanan enerji güvenliği sorunları enerji arzının istikrarı, çeşitliliği, erişilebilirliği ve çevresel kaygılar gibi çeşitli faktörlerle ilişkilidir. Bununla birlikte özellikle son günlerde enerji güvenliği kapsamında yaşanan sorunların dünya genelin...;

Kritik minerallere yönelik küresel talep arttıkça, Afrika kaynak çıkarımı için önemli bir bölge haline gelmiştir. 35 Afrika ülkesinde faaliyet gösteren 170'ten fazla Avustralyalı madencilik firması, Avustralya'yı kıtanın madencilik sektöründe kilit bir oyuncu olarak konumlandırmaktadır. Bu şirketler...;

2016’da olduğu gibi, Donald Trump’ın başkanlığı Washington’daki ve dışındaki yorumcuları ABD dış politikasının yönü üzerine düşünmeye sevk etti. Trump’ın Çin ve Rusya’nın yanı sıra Hindistan ve küresel Güney’deki yükselen güçlerle nasıl bir ilişki kuracağına dair birçok soru gündeme geliyor.;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...