Kim demiş düşenin dostu olmaz diye? Düşerken dostun olup olmaması, düşenin kim olduğuna, nerede düştüğüne, nereden ve nereye düştüğüne ve sadece içine düştüğü duruma değil, kimleri de beraber düşürebileceğine bağlı.. Örnek Yunanistan..
Evet, düşen Yunanistan olunca iş başka.. Ama tabii düştüğü yer Euro alanı olunca iş bambaşka.. Yunanistan’ın nereden düştüğüne gelince, fazla söyleyecek bir şey yok. Hep destekle gidiyordu. Hep hatır gönülle oradaydı. Liyakatle bulunmadığı yerde rahat da durmadı. Nereye düştüğünü ise hiç sormayın. Tekerlemedeki gibi “ Ah! Ne idim, ne idim. Plise fistanlı** bir bey idim. Felek beni şaşırttı “ pek uygun bir benzetme olur.
Birlikte Düşmemek için
Yunanistan’ın içine düştüğü durum vahim olmasına vahim de, maazallah bir de düşerken peşinden Euro’yu ve alandaki başka ülkeleri sürükleme riski en önemlisi ve belki de aslında sert ve haşin ama bazen pek yufka yürekli olan patronlarını en fazla düşündüren konu.. Euro alanından çıkacağı söylentilerinin, şüyuu vukuundan beter.. Daha da önemlisi 17 ülkeli para alanına öteden beri kuşku ile bakan(Euro sceptics) İngiltere, Danimarka ve İsveç’in ortak para alanının içine düştüğü zavallılığı görüp “Oh! Ne iyi etmişiz de kervana katılmamışız“ demeleri pek istenen bir şey değil.
Bu 3 ülke dışında, 27 ülkeli AB nin halen Euro’yu ortak para olarak benimsememiş olan, ancak zaman içinde ölçütleri(?) yerine getirirlerse benimsemek mecburiyetinde bulunan 7 üyesinin de geleceğe endişe ile bakmaları iyi değil. Ya biz hiç girmeyelim lütfen demeye başlarlarsa? Ya İrlanda, Portekiz ve İspanya’da biz de alandan çıkalım âvâzeleri yükselmeye başlarsa?
Ya Euro’yu kullanmalarına izin verilen Monako, San Marino ve Vatikan gibi mini mini devletlere ne demeli? Kendilerini boylarından büyük bir sorun yumağının içinde bulmaları hiç hoş değil doğrusu. İşin kötüsü Papa bile Vatikan ’da Euro’yu aforoz etmeye kadir değilken..
Ele Güne Karşı
Bir de tabii Euro’ya yan bakan başkaları var. ABD gibi, Rusya gibi daha niceleri gibi.. Şimdi dosta düşmana karşı Euro’nun namusunu korumak da, onu yaratıp, uluslar arası para sistemine alternatif olarak sunanların boynunun borcu. Her ne kadar diğer para birimleri karşısında zayıflayan Euro, Euro alanının 17 ülkesine bir rekabet üstünlüğü, ihracatlarında bir ivme sağlasa bile, ekonominin, para birimi zafiyeti dışındaki rekabet üstünlüklerinin önemli olması, Euro Alanının para birimi aşınmasının arkasına sığınmaya tamah etmemesine neden oluyor. Euro Alanının, hiçbir zaman, geçmişte Türkiye’de olduğu gibi bir “Euro’nun Kıymetini Koruma Kanunu olmadı“ Ama işlemese bile “İstikrar ve Büyüme Anlaşması(Stability and Growth Pact)“ ve Maastrict Kriterlerinin bu yasanın özünden bir farkı hiçbir zaman olmamıştı. Keşke bu paketin içeriğini iyi benimsetselerdi de Yunanistan gibi ülkeler, içine düştükleri duruma düşmeseydi. Ama o ölçütler ile AB nin ata babaları çok söyledi, birileri arsız oldu çıktı. Şimdi “aç bırakmamak lazım ki hırsız olmasınlar“.
Yapayalnız Bırakmamak Gerek
Evet, ele güne karşı Yunanistan’ı yalnız bırakmamak gerek. Ancak iyi de bir formül gerek. Dün AB komisyonu önemli kararlar aldı. Yine bütün istedikleri bir istikrar, bir kemer sıkma paketinin Yunanistan tarafından hazırlanıp yürürlüğe konması. Yapısal sorunlar için AB yapısal fonları kullanılabilir. 2007-2013 bütçe dönemi içinde Yunanistan için amade bekleyen 20 milyar Euro’luk AB tahsisatının %25 inin bu fonlardan, AB sosyal fonlarından ve teknik yardım fonlarından sağlanması için Yunanlıların kendileri dışında hiçbir engel yok. Üstelik bu fonlar, işsizlik gibi yapısal kökenli bir sorunu çözmeye yönelik olması bakımından kitabına uygun. Hele işsizler genç ve eğitimsizler olunca akan sular kolaylıkla bu yöne kanalize edilebiliyor. Buna karşılık Yunanistan’ın yapısal reformları açıklaması ve istihdam yanlısı bir büyümeyi tetikleyecek önlemleri alması gerekiyor. Bir başka koşul daha var. Bu fonlar kullanılırken Yunanistan’ın da gelecek paraya uygun mali tahsisi, kendi öz kaynaklarından yapması icap ediyor. Yoksa sembolik 1 milyar Euro yola çıktı bile..
Birlik ve Beraberlik Çağrısı
Yunanistan için sembolik önem taşıyan koşullar para miktarı ile sınırlı değil. Net bağışçılardan Hollanda Başbakanı Mark Rutte, ısrarla Yunanistan’da bir ulusal birlik ve beraberlik görmek istediklerini söylüyor ki bu acilen yapılacak bütçe kısıtlamalarını ve önlemlerle barışmayı güvence altına alsın. Ayrıca program finansmanı için yeni vergilerin ihdas edilebilmesi ve kemerlerin maliye politikaları ile sıkılabilmesi lazım.
Evet, adına ister toplumsal uzlaşma, ister “birlik ve beraberlik“ diyelim. Bu bir ön koşul. Geleceğe birlikte bakmak için bugün birlikte biraz zorlanmak.Buna karşılık AB de “bölünmemiş bir milleti yalnız bırakmayacağız“ sözü veriyor*.
** Efistanos meşhur efsun askerlerin kıyafetleri
* Ancak, AB Birlik olmasına birlik de kendisi beraberlik değil. Zorluk baş gösterince aşk bacadan kaçar ya! Birliğin ikinci Yunan kurtuluş savaşına tahsis edeceği fonların sadece Euro alanı ülkelerinin katkılarından sağlanacağı da İngiltere sayesinde belli oldu. Öyle ya, kendisi Euro alanının sorunlarından dolayı bir sorumluluk taşımayan İngiltere’nin bu işe para ve mesai tahsis etmesi için bir neden de yok.