Türk Dış Politikası'nın Asya Kıtası'na İlgisi Artarken

Makale

Bu toplantıda yapacağım sunumun genel çerçevesini Türk Dış Politikası oluşturmaktadır. Türk Dış Politikası, son dönemlerde, dikkat çekici bir yapıya kavuşmuştur. Bu dönüşüm, özellikle dış politika alanında önemli bir teorisyen olan Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun bu teorilerini uygulamaya geçirme olanağını bulmasıyla gerçekleşmiştir. Sayın Davutoğlu ile birlikte Dışişleri Bakanlığı vizyon sahibi bir kurum haline gelmiştir.

Sayın Davutoğlu'nun dış politika uygulamalarını anlamak için kendisinin Stratejik Derinlik adlı kitabının çok iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.

1990'lardan itibaren daha etkinlik kazanan küreselleşme sürecinde köklü değişim ve dönüşümlere sahne olan dünyamızda, insanlığın önüne yeni işbir­liği olanakları açılırken, bu dönem uluslararası toplumu ciddi sorunlarla da mücadeleye sevk etmiştir. Teknoloji ve iletişim alanlarındaki hızlı gelişmeler bilgiye erişimde sınırları ortadan kaldırmış ve dünyamız her geçen gün daha da küçülmüştür. Bu duruma rağmen, birçok önemli sorun çözüm beklemekte­dir. Bunlar, bölgesel istikrarsızlıklara, küresel bunalımlara ve krizlere sebebi­yet verebilmektedir. Uluslararası camiada hüküm süren savaşlar, iklim deği­şikliği, gıda güvenliği, terörizm ile kitle imha silahlarının yayılmasının doğur­duğu riskler, küresel ekonomik düzendeki aksaklıklar ile sağlık sorunları gibi tehditler, küçülen dünyamızın sorunları olmaya devam etmektedir.

Bu durum, gelişmeleri izlemekle yetinen ve doğrudan etkilenmedikçe gi­rişimde bulunma gereğini hissetmeyen, edilgen bir dış politika zihniyetinin çağdaş ve barışçıl devletler bakımından artık tarihe karıştığını da göstermek­tedir. Bu değerlendirme ülkemiz bakımından da geçerlidir3. Gerçekten, Türki­ye, özellikle 2002'den bu yana, kararlı, cesur, özgüvenli, sağduyulu ve vizyon sahibi bir dış politika anlayışı benimsemiş bulunmaktadır. Böylece, bu dış po­litika anlayışı ile daha güçlü ve etkin bir Türkiye ve daha barış içinde bir dün­ya yaratılmasına katkıda bulunulabilecek, bir vizyon ortaya konularak, krizle­rin önüne geçilmesi ve sorunların çözüm süreçlerinin hızlandırılması mümkün olabilecektir.

Sayın Davutoğlu'nun yukarıda vurguladığı Dış Politikamızla ilgili ilkele­rini daha iyi anlamak için benimsenmiş bulunulan Türk Dış Politikasının 5 te­mel prensibi ve bununla ilgili kavramları irdelemek istiyorum:

  1. Özgürlük ve güvenlik arasında kurulacak bağlantı: 11 Eylül sonrası dö­nemde terörizm ve İslamofobi etkisindeki dünyada güvenlik politikalarına yö­neliş görülürken, Türkiye'de bunun tam aksi meydana gelmiştir. Ülkemiz, bü­tünlüğünü riske atmadan, demokratikleşme paketleriyle özgürlük alanını ge­nişletmeye çalışmıştır. Türkiye bu açıdan diğer ülkelere model olabilecek ni­teliktedir.
  2. Komşularla sıfır sorun: Bu ilke çerçevesinde Türkiye coğrafi olarak et­rafındaki bölge ülkeleriyle sorunlarını çözmeye çalışmakta ve böylece bölge­sindeki barış ve güvenliği artırarak daha istikrarlı bir ortam yaratmaktadır.
  3. Çok boyutlu/Çok kulvarlı dış politika: Türkiye'nin bir merkez ülke olarak dış politikasını çok boyutlu ve çok kulvarlı bir çerçevede uygulaması gerekmektedir. Bu durum da ancak Türkiye'nin sorun kaynağı olmadan küre­sel ve bölgesel barışa katkı sağlaması yönünde girişimde bulunması ile bir çe­kim alanı oluşturarak, bölgesinde sorunları giderici bir rol üstlenmesi ile mümkün hale gelebilir.

ç) Yeni bir diplomatik üslup: Bu ilke ışığında, Türk diplomasisine yeni bir dil ve üslup getirilmesi öngörülmektedir. Yeni dönemde, köprü ülke tanım­laması yerine, Türkiye'nin merkez ülke şeklinde anılması söz konusudur. Ye­ni diplomatik üslup ilkesinden de kastedilen, Türkiye'nin doğulu kimliğinden rahatsızlık duymayarak o kimlik çerçevesinde, Doğu platformlarında tezler ve çözümler üretebilen, aynı zamanda Batı'nın öğelerini Batılı platformlarda da savunabilen bir ülke konumuna gelmesidir.

  1. Ritmik diplomasiye geçiş: Bu ilke ile amaç, statik diplomasi anlayışın­dan dinamik bir diplomatik anlayışa geçişimizi sağlayacak ritmik diplomasi­nin uygulanmasıdır. Ritmik diplomasi kavramı, uluslararası ilişkilerde pek çok ziyareti, toplantıyı ve uygulamayı hayata geçirmeyi ve diplomasiye dinamik bir yapı getirmeyi hedef almaktadır.

Sayın Davutoğlu, yukarıda belirtilmiş olan dış politika esasları ile yeni bir dünya düzeni kurulması sürecinde Türkiye'nin önemli bir aktör haline gel­mesini de hedeflemektedir. Bu anlayış doğrultusunda Türk diplomasisinin İran ve Somali ile ilgili gelişmeleri şekillendirmeye çalışması önemli bir örnek ola­rak gösterilebilir. Aynı şekilde, bu ilkeler çerçevesinde, Türkiye'nin bölgesin­de gerçekleşen önemli olaylarda söz sahibi olması ve bir bölgesel güç haline gelmesi amaçlanmaktadır.

Sayın Davutoğlu "Stratejik Derinlik"adlı eserinde Asya Kıtası'na önem­li atıflarda bulunmaktadır. Ona göre, Türkiye'nin yakın kıta havzası stratejisi­nin yeniden tanımlanması gereken en önemli ayağını Asya Kıtası meydana ge­tirmektedir. Bu kıta, uluslararası konjonktür bakımından soğuk savaş sonrası dönemin en yoğun değişim geçiren bölgesi haline gelmiştir. Sovyetler Birli-ği'nin dağılması, Asya'nın jeopolitik, jeoekonomik ve jeokültürel özellikleri­ni etkilemiştir. Asya Kıtası'nın 21. Yüzyıldaki artan önemi, Türkiye'yi de bu gerçekleri nazarı dikkate alarak bu kıtaya yönelik dış politika araçlarını yeni­den tanımlamaya ve yeni dış politika stratejileri oluşturmaya sevk etmektedir. Bu bağlamda, Türk Dış Politikası'nın Orta Asya, Güney Asya ve Asya-Pasifik bölgelerine yönelik yeni açılımları dikkat çekmektedir. Gerçekten de Orta As­ya göz önüne alındığında, Türkiye çeşitli sorunlar ve tehditlere maruz kalan bu bölge ülkelerinde kalıcı istikrar ve güvenliğin sağlanmasında önemli çabalar harcamaktadır. Ayrıca, insan hakları ve demokrasi alanlarında bu ülkelerce gerçekleştirilecek gelişmeler, bu bölgenin dünya ile daha rahat bir şekilde bü­tünleşmesini mümkün kılacaktır. Güney Asya'da köklü siyasi, ekonomik ve kültürel bağlarımızın bulunduğu Afganistan, Pakistan, Bangladeş, Hindistan, Sri Lanka, Maldivler, Nepal ve Butan gibi ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmek yolunda ciddi çabalar harcanmaktadır. Asya-Pasifik dünya ekonomisinin üçüncü ağırlık merkezi haline gelmiştir. Doğu Asya ve Pasifik bölgesi ülkele­ri ile ilişkilerimizin geliştirilmesi Türk Dış Politikası'nın öncelikli hedeflerin­dendir. Bu bölgede yer alan Çin, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda ile münasebetlerimiz hızlı bir gelişme seyri göstermektedir. Türkiye ayrıca, söz konusu bölgenin önemli bir kurumu olan ASEAN ülkelerini teşkil eden Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur, Tayland, Brunei, Vietnam, La­os, Myanmar ve Kamboçya ile de ikili ilişkilerini ileri seviyeye getirmeye ça­lışmaktadır.

Türk Dış Politikası'nın son dönemde Asya'ya olan bu artan ilgisi küresel­leşme sürecinin ve Türkiye'nin küresel dış politika uygulama ilkesinin somut bir göstergesini teşkil etmektedir. Bu ilgi yeni bir gelişmedir. Nitekim Türk dış politikası ile ilgili kaynak eserler, Türkiye'nin Asya ile olan ilgisi yönünde de­ğerlendirmeler içermemektedirler. Ancak son dönem akademik çalışmalarda, çok boyutlu Türk dış politikası kapsamında Türkiye'nin Asya ile olan ilgisi za­man zaman ele alınmaktadır. Bu çerçevede, Osmanlı Devleti'nin de Güney ve Güneydoğu Asya devletlerine olan ilgisi, son zamanlarda yapılan akademik çalışmalarda ortaya konulmaktadır.

Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen, Türk dış politikası Asya'nın bütün ülkeleri ile ilişkilerini istenen seviyeye henüz getirememiştir. Bu bağlamda, üç yıldan fazla yaşadığım Tayland'ı örnek olarak vermek istiyorum. Bu ülke son zamanlarda bir iç karışıklıklar içine yuvarlanmıştır. Tayland kralı çok yaşlı ol­ması nedeniyle, toplumda sahip olduğu hakemlik ve uzlaştırıcılık rolünü üst-lenememektedir. Ülkede demokratik rejim askeri yönetimin etkisi altında işle­mez hale gelmiş bulunmaktadır. Bu durum çatışmalara, halk gösterilerine, bir nevi başkaldırmaya yol açmaktadır. Türk-Tayland ilişkileri gereği gibi araştı­rılmış bir konu değildir. Güneydoğu Asya'nın en eski uluslarından biri olan Si­yam ile devlet geleneği açısından ve kültürel bakımdan benzerlik arz eden özelliklerimiz bulunmaktadır. Buna rağmen Tayland, geçirdiği bu karışıklık döneminde Türk kamuoyunun yeterli dikkat ve ilgisini çekememiştir. Bunun, Türk dış politikası bakımından bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Nitekim demokrasi ve askeri rejim konularında tecrübe sahibi bir ülke olan Türki­ye'nin, sivil toplum ve düşünce kuruluşları aracılığıyla, Tayland'ın zor duru­munda, bu ülkeye yardımcı olması beklenirdi. Buna ek olarak Türkiye'nin, son zamanlarda dile getirilen 'Derin Güvenlik' kavramı çerçevesinde, Tayland gibi ülkelere örnek teşkil edebilecek bir konuma gelmiş bulunduğunu da de­ğerlendiriyorum. Başka bir deyişle, Türkiye'nin Asya ülkeleriyle olan ilişkile­rini daha yüksek seviyeye getirebilecek "Yumuşak Güç"lere sahip bulunduğu­nu vurgulamak istiyorum.

Sonuç olarak, uluslararası politikada küresel bir aktör olmak isteyen Tür­kiye, Asya'da da etkin bir dış politika izlemek durumundadır. Afrika ve Latin Amerika açılımları ile Türkiye küresel etkinliğine yeni olanaklar sağlamıştır. Asya'da da ülkemizin daha görülür hale gelebilmesi için bu Kıta ülkeleri ile ikili düzeydeki ilişkilerin daha da geliştirilmesi ve Asya'daki uluslararası ör­gütlerle de daha yakın ilişkiler tesis edilmesi gerekmektedir.

Türkiye, özellikle demokrasi alanında kat ettiği mesafelerle Asya'daki ül­keler için bir örnek teşkil etme özelliğine de sahiptir. Bu özellik, Kıta'daki as­keri rejimlerin etkisindeki demokratikleşme sürecini tamamlayamamış ülkeler için de bir esin kaynağı haline getirilebilir.

Bir açık toplum olan Türkiye, demokrasi tecrübesini Asya toplumları ile paylaşabilecek bir durumdadır. Bu paylaşım, Türk dış politikasının bu Kı­ta'daki görünürlüğünü artırmak için önemli bir araç haline getirilebilir. Bu çer­çevede Türkiye, üniversiteleri, düşünce ve diğer sivil toplum kuruluşları ile de Asya'nın demokratikleşme sürecine katkıda bulunucu bir rol oynayabilir. Bu durum, Türk dış politikasının Asya'ya yönelik etkinliğine önemli bir katkı sağlar ve ülkemizin bu Kıta ülkeleri nezdindeki prestijini de artırır.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2790 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 651
TASAM Asya 98 1123
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 297
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1306 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 520
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

Kapitalizm bitti mi? Varoufakis’e göre evet! Sorun, yapay zekanın gelecekte yapacaklarından çok kapitalizmin kendi eliyle kendini öldürmesi. Kapitalizmin yerine ne geçti? Cloud Capital (Bulut Sermaye) adını verdiği yeni bir yapı. Varoufakis'e göre kapitalizmin ölümü ironik biçimde sermayenin kendi e...;

İnsan hayatı üç önemli kötülük ile şekillenmiştir: Güç arayışı, aç gözlülük ve kıskançlık. İnsanlar, önce gücün ne olduğunu keşfettiler. Güç, başkalarına kendi istediğini yaptırabilmek, hükmetmek demekti. Güç, insanı yoldan çıkartır; mutlak güç (otoriterlik) ise insanı saptırır. Albert Einstein’ın d...;

Küresel ekonomide hızla ilerleyen dijitalleşme süreci, finansal sistemler üzerinde köklü değişimlere yol açmakta ve bu bağlamda merkez bankalarının dijital para birimlerine geçiş stratejileri önemli bir araştırma konusu haline gelmektedir. Dijital para birimlerinin, özellikle operasyonel verimliliği...;

Küresel ekonomide hızla ilerleyen dijitalleşme süreci, finansal sistemler üzerinde köklü değişimlere yol açmakta ve bu bağlamda merkez bankalarının dijital para birimlerine geçiş stratejileri önemli bir araştırma konusu haline gelmektedir. Dijital para birimlerinin, özellikle operasyonel verimliliği...;

Jeopolitik, coğrafyanın siyaseti ve uluslararası ilişkileri nasıl etkilediğinin incelenmesidir. Jeopolitik alanında çalışanlar siyasi, ekonomik ve finansal faaliyetler yürüten bireyler, kuruluşlar, şirketler ve ulusal hükümetler gibi aktörleri ve bunların birbirleriyle nasıl etkileşim kurduklarını a...;

Modern bilime göre Afrika, insanlığın ilk yaşam merkezi ve atalarımızın yurdudur. Modern antropoloji insanlığın doğuşunun bugünkü Afrika’dan başladığını, oradan Ortadoğu’ya, oradan da dünyaya yayıldığını söylüyor. Fakat batılı sömürgeciler asırlarca Afrika halklarını “evrim sürecini tamamlamamış kay...;

Günümüz dünyasında savunma sanayi yüksek teknoloji, yapay zeka, yapay zeka destekli insansız kara, deniz ve hava araçları, hipersonik füzeler, kuantum bilişim tabanlı savaş sistemleri, siber güvenlik çözümleri ve uzay teknolojileri gibi alanlarla entegre hale gelerek hızla evrim geçiriyor. ;

Donald Trump, başkanlık görevine barış sağlayıcı olma hedefiyle başladı. Bu vizyonunu, göreve başlama konuşmasında dile getirerek, yönetiminin “başarıyı sadece kazandığımız savaşlarla değil, aynı zamanda sona erdirdiğimiz savaşlarla ve belki de en önemlisi, hiç girmediğimiz savaşlarla da ölçeceğini”...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...