Bulgaristan Başmüftülüğünün Dünü Bugünü

Haber

Bugünkü Bulgaristan’da, Müslümanların topluluklar halinde görülmeleri Osmanlı Devleti sayesinde olmuştur. Orhan Bey’in oğlu Süleyman Şah’ın Trakya’ya geçmesi ile başlayan Balkan fetihleri, daha sonra devam etmiştir. ...

Bugünkü Bulgaristan’da, Müslümanların topluluklar halinde görülmeleri Osmanlı Devleti sayesinde olmuştur. Orhan Bey’in oğlu Süleyman Şah’ın Trakya’ya geçmesi ile başlayan Balkan fetihleri, daha sonra devam etmiştir.

1363’te Eski Zağra, 1372’de Köstendil, 1382’de Sofya, 1388’de Bulgaristan Krallığı’nın merkezi Tırnova fethedilmiş, 1389 Kosova Zaferi ile de bugünkü Bulgaristan’ın tümü Osmanlı toprağı haline gelmiştir. Birinci Kosova Zaferi, başta Bulgaristan olmak üzere tüm Balkanlar’da 500 yıl sürecek Türk-İslâm hâkimiyetini başlatmıştr.

Fethedilen bu toprakların İslâmlaşması, öncelikle Osmanlı’ların, Bulgaristan’da izlediği iskân politikası sayesinde olmuştur. Değişik zamanlarda Anadolu’dan çok sayıda Müslüman – Türk, Bulgaristan’ın hemen hemen tamamında iskân edilmiştir.

Bulgaristan Topraklarında Müslüman Topluluğun Oluşumu ve Berlin Antlaşması Süreci

XIX. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde Tuna ve Doğu Rumeli Vilayetlerini oluşturan sancaklarda yaşayan Müslüman nüfûsun 1.800.000 civarında, buna mukabil Bulgar nüfûsun 1.613.000 olduğu görülür[i]. İşte böyle bir nüfûs dağılımı varken başlayan Bulgar isyanları ve 1877–1878 Osmanlı – Rus Savaşı bu topraklarda yaşayan Müslümanlar açısından çok önemli sonuçlar doğurdu.Savaştan önceki isyanlar sebebiyle başlayan Anadolu’ya doğru göçler, savaş ortamında artmış, savaş sonrasında da devam etmiştir.

Savaşın, Bulgaristan ve hatta bir bakıma bütün Balkanlarda bulunan Müslümanlar açısından en önemli neticesi, 3 Mart 1878 yılında imzalanan Ayastefanos Antlaşması’yla[ii] “Büyük Bulgaristan’ın“ kurulmuş olmasıdır. Bu konuda çok cömert davranıldığı anlaşılmaktadır. Zira az veya çok, Bulgarların yaşadığı her bölge, bu yeni devletin sınırları içine alınmıştır. Bulgaristan sınırları, kuzeyde, Sırbistan’dan başlayıp, Tuna nehrini izleyerek Karadeniz’e ulaşıyordu. Güneyde ise, Ohri gölünden, Ege Denizi’ndeki Kavala limanı da dahil olmak üzere, Edirne’nin kuzeyinden, yine Karadenize uzanıyordu.

Bu antlaşma, Rusya’nın uzun süredir izlediği Panslavizm politikasının bir zaferi olmuştur. Rusların, Şark Meselesi’ni istedikleri gibi çözmeleri İngiltere ve Avusturya’nın itirazına sebeb olmuş, çünkü İngiltere, Bulgaristan’ın Ege’ye açılmasına, Avusturya da, yeni kurulan devletin büyüklüğüne karşı çıkmıştır[iii].
Bunun üzerine Almanya’nın önerisi ile Ayastefanos Antlaşması, Berlin’de masaya yatırıldı. Osmanlı, Almanya, Avusturya, Macaristan, Fransa, İngiltere, İtalya ve Rusya devletlerinin delegeleri, Berlin’de biraraya gelerek 13 Haziran’da başlayan kongre görüşmelerini 13 Temmuz 1878’de Berlin Antlaşması’nın[iv] imzalanmasıyla sona erdirdiler. Buna göre “Büyük Bulgaristan“, Tuna Vilâyeti’nin Sofya, Vidin, Rusçuk, Tırnova ve Varna sancakları üzerinde kurulu 63.972 kilometrekarelik bir Bulgar Prensliği’ne dönüştü. Filibe ve İslimye sancakları demek olan Şarkî Rumeli Vilâyeti (32.594 km²) Bulgaristan’dan ayrılarak özerk bir Osmanlı vilâyeti haline geldi. Prensliğin kuruluşunun daha ilk yıllarında ortaya çıkan politik, kültürel ve ekonomik koşullarda Müslüman topluluğu, çözüm aranan aktüel problemlerden birisi olmuştur. Bulgar Prensliği’nin kesin kuruluş vesikası olan Berlin Antlaşması bu yerlerde kalan Müslüman toplumun haklarını, inanç ve ibadet hürriyetlerini, dinî teşkilâtlarını ve dinî/ruhani liderleriyle ilişkilerinin dokunulmazlığını antlaşmanın 4. 5. ve 12. maddelerinde garanti altına almıştır. O zamanlarda Bulgaristan Müslümanlarının ruhani lideri İstanbul'da bulunan Şeyhülislâm idi. Berlin Anlaşması'nın hükümlerine göre Bulgaristan Müslümanlarının ülke içerisinde kendi örgütlerini kurma imkânları olduğu gibi, İstanbul'da bulunan Şeyhülislâm ile de ilgi ve münasebet halinde bulunabilirlerdir. Antlaşmanın 5. maddesinde din ve mezhep ayrılığının, hiçbir surette mülkî ve siyasî haklardan faydalanmaya mani olmayacağı belirtilmiş ve şöyle ifadesini bulmuştur: Bulgaristanda ihtilafdin ve mezheb hiç kimse için mülkî ve siyasî haklardan istifadede ve hizmet-i umûmiye ve memuriyet ve şerefine nâiliyette veya her nerde olur ise olsun icra-yı hırfet ve sanâatte nâ-ehil tutulmaklığa ve mahrum edilmekliğe sebep addolunulmayacakdır.“

[i] Bilal N. Şimşir, Bulgaristan Türkleri, Ankara 1986, s. 18.
[ii] Nihat Erim, Devletlerarası Hukuku ve Siyasi Tarih Metinleri, Ankara 1953, s. 387.
[iii] Mahir Aydın, Şarkî Rumeli Vilayeti, Ankara 1992, s. 12.
[iv] Erim, a.g.e., s. 403.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2781 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1117
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Teknopolitik, teknolojinin dünya siyasetinde ve toplumsal yapıda oynadığı yeni rolü anlamak için kullanılan bir kavram. Bu kavram, teknolojinin ekonomik, politik ve kültürel dinamikleri nasıl dönüştürdüğünü ve yeni bir dünya düzeni inşa etmekte olduğunu anlatıyor. Teknoloji, artık sadece bir araç de...;

II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile birlikte modern istihbarat teşkilleri radikal değişimler yaşamaya başladılar. Her şey de önce istihbarat askerlerin işi olmaktan çıktı ve CIA’nın kurulması ile birlikte istihbaratın barışta da ihtiyaç olduğu kabul edilmiş oldu. 1952’de Sherman Kent’in kurduğu ana...;

Çin’in küresel ekonomik sistemin resmen ve fiilen dışında kalıp güçlendiği yıllarda, uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi için büyük bir çaba sarf eden ülkeler, çeşitli yuvarlak masa toplantılarıyla, üzerinde uzlaşılan bir serbest ve adil bir ticaret mekanizması yaratmışlardı. ;

Bu çalışmada İran’ın Nükleer enerji çalışmaları üzerine uluslararası düzeyde nasıl karşılandığı ve etkileri analiz edilmiştir. ‘’İran'ın Nükleer Enerji Politikası ve Yansımaları ‘’ ve ‘’İran’ın Nükleer Programı ve Türkiye’’ makaleleri değerlendirilmiş nükleer enerji tarihi, dış politikaya vurumu ve ...;

Gelecek artık bugün oldu. Günümüz savaşlarında silahlar bir kere ateşlenince kimin nereden ve nasıl vuracağı belli olmayacak, durum hızla tırmanma riski gösterecektir. Füze savaşları ve hassas güdümlü mühimmat kullanımı ile devam edecek ilk dönem farklı platformlar, sensörler ve mühimmat ile destekl...;

Afrika, küresel terör örgütleri El Kaide ve DAEŞ'in rekabet ve savaş alanına dönüşmüş durumda. Bölgedeki zayıf devlet yapıları, etnik ve dini çatışmaların varlığı, ekonomik sorunlar ve sosyal huzursuzluk gibi etkenler, bu örgütler için ideal bir zemin yarattı. ;

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden,;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

4. Denizcilik Ve Deniz Güvenliği Forumu 2022

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Dünya Türk Forumu Akil Kişiler Kurulu Toplantısı 5

Dünya Türk Forumu Akil Kişiler Kurulu’nun beşinci toplantısı 25 Mayıs 2023 tarihinde İstanbul’da 6. Dünya Türk Forumu marjında gerçekleştirilecektir.

  • 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.