Socrates, AB nin Etik Sorunları ve Portekiz

Yorum

Eski Yunan Filozofu ve siyaset adamı Socrates özellikle siyasi iktidarlara yönelttiği infial yaratan soruları ile bilinir. Onun sorgulamalarının yaptığı, en büyük katkının ise “etik” alanında olduğu düşünülür. ...

Eski Yunan Filozofu ve siyaset adamı Socrates özellikle siyasi iktidarlara yönelttiği infial yaratan soruları ile bilinir. Onun sorgulamalarının yaptığı, en büyük katkının ise “etik“ alanında olduğu düşünülür. Öğrencisi Eflatun’a göre, Socrates’in arkadaşı Xenophon, Delfi’deki dağın tepesinde bulunan “Akil adamlara“ , “Socrates’den daha akil kimin olduğunu sorduğu zaman, “Hiç kimse. En akil insan Socrates’dir“ yanıtını almıştır. Socrates ise buna karşılık, aslında kendisinin hiç bir şey bilmediğini söylemekle kalmaz; Kendisinin çok şey bildiğini ve akil olduğunu zanneden Atina’lıların, zaten hiçbir şey bilmediklerini söyleyerek, bir taraftan erdemli bir tevazu gösterir. Ama bir taraftan da, tüm Atina halkına açıkça hakaret eder.

Maalesef bugün Atina, bir Socrates’den yoksun. Ama şimdi Lizbon’da bir başka Socrates, ülkesinin Yunanistan ve İrlanda gibi olmaması için uzun bir süre direndikten sonra, “her yolu denedim. Ama artık bu adımı atmazsam ülkeyi içine itilmemesi gereken bir risk’e sokarım“ diyerek istifa etti (2. istifası. Bu defa kesin). Belki aynen Xenophon’un Socrates’in yargılanma öyküsünde söylediği gibi, Portekiz’li politikacı, siyaseten “ölümü tercih etti. Çünkü zaten bunun zamanının geldiğini biliyordu“.

Evet, Jose Socrates, “Ben hep, yabancı yardımı istemenin son çare olduğunu düşündüm. Ama artık zamanı geldi“ derken, hem başka yerlerde bulunan birçok başarısız politikacıya, görevden çekilerek bir örnek oldu, hem de AB yi “YABANCI“ olarak niteleyerek, adaşı olduğu filozofun hep yaptığı gibi, AB bünyesindeki bir çelişkiye ışık tuttu. AB Portekiz’e göre yabancı ise, kim değil?

Reddedilemeyecek Bir Yardım Yakarışı

Meşhur yargılanma sürecinde, filozof Socrates “ beni öldürürseniz, kendinize bana verdiğinizden daha büyük bir zarar verebilirsiniz“ diye uyarır yargıçları. Belki istifası ile seçtiği şerefli yol, AB yi Portekiz’in yardım yakarışına AB komisyonunu hemen yanıt vermeye zorladı. Ama herhalde Komisyon, Portekiz’e bu koşullarda yardım etmemenin maliyetini de düşündü.

Eski Yunan filozofunun adını taşıyan Portekiz’li siyaset adamının önemli bir ağırlığı olduğunu düşünüyorum. Evet, Jose Socrates, ülkesinin ihtiyacı olan meblağı telafuz etmedi. Zaten lafın tamamı kime söylenir bilirsiniz. Ama Çarşamba akşamının ilerleyen saatlerinde, Avrupa Komisyonu, yakarışa, hızla olumlu yanıt verdi. Başkan Jose Manuel Barroso, talebin en kısa yoldan, en hızlı bir şekilde karşılanacağını söyledi. İrlanda’ya 85 milyar Euro, Yunanistan’a 110 milyar Euro’yu uygun gören komisyon’un Portekiz’in ihtiyacını karşılamak için 60 ila 80 milyar Euro’yu gözden çıkarabileceği düşünülüyor. Buna aynı zamanda AB Merkez bankası ve IMF nin de katkıda bulunacağına kesin gözü ile bakılıyor.

Düşenin Dostu ve Etik Tartışmalar

“Biz düşenin dostu olmaz“ diye biliriz. Ama galiba olay düşmekten çok, nasıl ve nerede düştüğünüze, bir de düştüğünüzü nasıl duyurduğunuza bağlı. Bir domino etkisi yaratacak, AB gibi iddialı bir Birlik için bir güven sorunu yaratacak ise düşenin eli tutulabiliyor. Bir kurallar manzumesi olarak kurulan, genişleyip, derinleşen AB için, “neden ha bire birilerinin düşüp durduğu“ meselesi, AB ile ilgili, bazı etik kaygıları akla getirmektedir. Bilindiği gibi Portekiz, büyüyen kamu borçlarının yarattığı çığın altında kaldı. Kredi kuruluşları, mükerreren bu ülkeye kredi notunu düşürmek yolu ile mesaj vermeye çalıştı. Ama kamu borçları ile ilgili kriterleri olan AB ihtar mekanizmaları neden iyi çalışmadı? Bu birinci etik soru.

Son 6 ay içinde sorunları çözmek için Portekiz hükümetinin yaptığı kesintiler, büyük ölçüde sağlık, emeklilik ve sosyal fonlarını olumsuz etkiledi. Portekiz, uyum sözü verdiği sosyal kriteri nasıl gözden çıkarabildi? AB ise kendi koyduğu ve empoze ettiği kuralları niye gözetemedi? Kriz ihtiyaç sahibini mağdur etmeye bir bahane mi? Bu ikinci etik soru.

Portekiz’de zaten çoktandır kriz nedeni ile sap ve saman iyice birbirine karıştı. Muhalefetteki Sosyal Demokratlar bile önce istikrar önlemlerine karşı çıktı. Ama sonunda çaresiz kalınca, hem daha büyük kesintilere, hem de işsizliği önlemek amacı ile kurtarma operasyonlarına destek vereceklerini açıkladılar. Krizi kendi başına yürütmeye çalıştığı bono ihaleleri ile finanse etmeye çalışan Portekiz, kredi notu nedeni ile bunu başaramayınca, bu durumda, aslında daha az maliyetli bir çözüm olan AB-IMF ve Avrupa Merkez Bankası desteğine kendini teslim etti. Politikacı Socrates’in deyimi ile “yabancının yardımı“ neyse ki imdada yetişiyor. Evet, ama hani AB rekabet kuralları böyle baştankara kurtarma operasyonlarına cevaz vermezdi? İşte size etik sorusu, numara üç…

Bu arada, hükümet düşüp, parlamento da lağvedildiği için, AB-IMF-AMB ile anlaşmanın kim tarafından imzalanıp onanacağı da tereddüt konusu. Sizlere şimdi, buna ne dendiğini söylemekle yetineyim: “Demokratik meşruiyet“. Bu da bence şu anda karşı karşıya olunan dördüncü etik sorun. Portekiz’de geç gelen demokrasi aslında rüştünü çoktan ispat etti. Artık 37 yaşında. Ama yine de bu, hem bu ülke, hem de üyesi olduğu AB için ciddi bir etik soru. Eski Yunan’dan bugünkü Avrupa’ya uzanan tarihi süreçte, ne Socrates’ler aynı; Ne de etik algılamalar. Ama yine de politikacı Socrates her baba yiğidin yapamayacağını yaptı.

Kılavuz İstemeyen Hesaplar

Etik konuları bir yana, bir de işin başka yönü var. Üyelerini kıskıvrak bağlamış olan Avrupa Para Birliği, onların bazı ekonomi politikası araçlarını kullanarak düze çıkmalarına imkân bırakmıyor. Doğal olarak bunun maliyeti, merkezi fon yaratma. Birlik bütçesine net katkıda bulunan ülkeler, “topal eşek ile kervana karışanları“ finanse etmeye mahkûm. Elbette bunun AB nin geleceği için yarattığı ve yaratmaya devam edeceği endişeler var. Hem de bunlar, Almanya’da, Hollanda’da, İsveç’te… İşler “kazan-kazan“ iken iyiydi. Ama “kaybet ve başkası zararı karşılasın“, iyi günde ve kötü günde birbirine destek olma sözü veren ve bu sözü şimdilik tutan bir Birlikte, geleceğe yönelik hoşnutsuzlukların, çatlaklara neden olabileceği kuşkusunu getiriyor akla... Bu da görünen bir köy.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2769 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1109
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

Sovyetler Birliği’nin dağılması, 20. yüzyılın en kritik siyasi olaylarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu olay, yalnızca bir süper gücün çöküşünü değil, aynı zamanda küresel siyaset ve ekonomi üzerinde derin ve kalıcı etkiler yaratmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılma süreci, ideolojik çatışmal...;

İsrail'in 2023 Gazze operasyonun bir geçmişi var. ''İkinci İntifa'' olarak da adlandırılan (2000-2005) İsrail ve Filistinliler arasında artan şiddet olaylarının yaşandığı Gazze'de, sık sık tekrarlanan İsrail saldırıları ve operasyonları ile başlamıştır. Çatışmalar 2008 başlayıp 2009 biten Gazze...;

Altın rezervleri, bir ülkenin ekonomik ve finansal direncinin kritik bir göstergesidir. Genellikle merkez bankaları tarafından döviz rezervlerinin önemli bir parçası olarak tutulan altın, özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde güvenilir bir sığınak olarak görülür. Son yıllarda, artan jeopolitik...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.