Dünya Türk Forumu Akil Kişiler Kurulu 4. Toplantısı Geçici Sonuç Raporu (ÖZET)

Haber

Dünya Türk Forumu Akil Kişiler Kurulu’nun dördüncü toplantısı 5. Dünya Türk Forumu’nun hemen öncesinde 01 Haziran 2016 tarihinde İstanbul’da aşağıda isimlerle gerçekleştirilmiştir:...

Dünya Türk Forumu Akil Kişiler Kurulu’nun dördüncü toplantısı 5. Dünya Türk Forumu’nun hemen öncesinde 01 Haziran 2016 tarihinde İstanbul’da aşağıda isimlerle gerçekleştirilmiştir:


AKİL KİŞİLER KURULU ÜYELERİ

Prof. Dr. Ali Engin OBA, E. Büyükelçi, Çağ Üniversitesi| TASAM, Türkiye
Büyükelçi Halil AKINCI, Hazar Strateji Enstitüsü, Türkiye
Prof. Dr. Ahat ANDİCAN, İstanbul Üniversitesi, Devlet Eski Bakanı, Türkiye
Prof. Dr. Faruk ŞEN, TAVAK Başkanı, Türkiye
Prof. Dr. Nevzat YALÇINTAŞ, 21.-22. Dönem Milletvekili, Türkiye
Prof. Dr. İsenbike TOGAN, Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye
Hakkı ATUN, Doğu Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi, KKTC Eski Başbakanı
Dr. Veyis GÜNGÖR, Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı, Hollanda
Prof. Dr. Hakkı KESKİN, Almanya Türk Toplumu Onursal Başkanı, Almanya
Prof. Dr. Kadırali KONKOBAYEV, Kırgız - Türk Manas Üniversitesi, Kırgızistan
Prof. Dr. Emine GÜRSOY NASKALİ, Marmara Üniversitesi, Türkiye
Anar RIZAYEV, Yazarlar Birliği Başkanı, Azerbaycan
Olcas SÜLEYMENOV, UNESCO Kazakistan Daimi Temsilcisi, Yazar, Kazakistan
Prof. Dr. Vamık VOLKAN, Virginia Üniversitesi Zihin ve İnsan İlişkileri Merkezi, ABD


TOPLANTI GÜNDEMİ

1. Giriş
2. 2016-2017 Eylem Planının Müzakeresi
3. 5. Dünya Türk Forumu Deklarasyonu için “Stratejik İletişim: Referans Değerler, Kurumlar, Kişiler“ ve “Türk Diasporası Vizyonu, Stratejik İletişim ve Yönetişimi" Temalarına dair Görüş ve Katkılar
4. Türk Dünyası ve Diasporaları Gündemi
5. Küresel ve Bölgesel Sorunların Türk Dünyasına Yansımaları
6. 6. Dünya Türk Forumu’na yönelik Kurumsal ve Müşahhas Öneriler
7. Diğer Konular


TOPLANTI ÖZETİ

Türk dünyası; Türkiye, Türki cumhuriyetler ve diasporalar düzeyinde ciddi problemlerle karşı karşıyadır. Türki cumhuriyetler ve Türkiye; kendi aralarındaki ilişkilerini düzenlemek ve geliştirmek üzere, Türk dünyasındaki çeşitliliği ve özgün koşulları göz önünde bulundurarak, orta ve uzun vadeli çok boyutlu stratejiler ve buna uygun çok yönlü politikalar geliştirmek zorundadırlar.

Diasporalar düzeyinde ise en önemli sorun; Diaspora STK’larına dönük uzun vadeli, bütünleşik ve etkin stratejinin geliştirilememiş olmasıdır. Bu nedenle Türk dünyası üyesi devletlerin çıkarları ile dışarıda faaliyet gösteren STK’ların faaliyetleri arasında bir eş güdüm sağlanamamaktadır. Bu ise Türk dünyası üyesi aktörler arasında sinerji oluşmasını engellemekte ve zaten kıt olan kaynakların heba edilmesine neden olmaktadır.

Batı’daki STK’lar kuruluş amaçları bakımından Türk dünyasının çıkarlarına hizmete uygun değildir. Diaspora ile ilgili STK’lar için; değişime ve gelişime açık, Diaspora’nın sahip olduğu gücün bilinci ile davranmasını sağlayacak yeni bir strateji geliştirilmeli ve Diaspora için bir çatı oluşturulmalıdır.

Doğu’yu ve Batı’yı telif etme kapasitesine sahip olan ve Türk dünyasının Batı ile bağlantıları bakımından büyük önem taşıyan Türk diasporası için, hem bulundukları ülkelere hem de Türk dünyasına aidiyet ve sorumluluk temelinde davranmalarını sağlayacak yeni bir yaklaşım ve buna uygun politikalar geliştirilmelidir.

Küreselleşme etkisinin gittikçe derinleşmesi Diaspora’nın sadece Batılı ülkelerde değil tüm dünyada etkili olmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda Afrika, Güney Asya, Kafkasya, Orta Asya, Hint Alt Kıtası, Orta Doğu, Balkanlar, Avrupa, Kuzey Amerika, Latin Amerika, Pasifik vb. bölgelerdeki Türk varlığına dönük orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirilmesi zorunludur.

Orta Asya’daki gelişmeler Bölge’ye dair nitelikli analizlerin yapılmasını ve politikalar geliştirilmesini gerektirmektedir. Rusya’nın Kırım politikaları Türk dünyasının her yerinde ciddi gerilim ve tedirginliklere neden olmuştur. Özbekistan dışındaki tüm Orta Asya ülkeleri demografik bakımdan kendilerini ciddi tehdit altında hissetmektedirler. Benzeri sorunlar Türk dünyasını birlikte davranmaya zorlamaktadır.

Ne var ki, reel politik mülahazalar bazı ülkelerin haklı olarak kaygı duymalarına ve çekimser davranmalarına neden olmaktadır. Bu nedenle tüm aktörlerin özgün koşulları tek tek göz önünde bulundurulmalı, bazı ülkelerin diğerlerini mutlak surette desteklemeleri beklenilmemeli ve asgari müşterekte birlik sağlamaya çalışılmalıdır.

Dünyadaki küresel Türk algısı, İslam korkusu ve üye ülke politikaları tarafından da beslenen olumsuz bir veçhe kazanma temayülündedir. Birinci Dünya Savaşı’nda kader birliği içerisinde mücadele ettiğimiz Almanya’da bile negatif Türk imajı oluşturma çabalarının geldiği nokta düşündürücüdür. Küresel düzeyde Türk algısı ve imajının geliştirilmesi için nitelikli çalışmalar yürütülmelidir.

Rusya - Türkiye ilişkileri, Orta Asya’daki ve Sincan özerk bölgesinde Uygur Türkleri ile ilgili gelişmeler, Orta Doğu’daki gelişmeler, Türkiye’nin Afrika açılımı ve Avrupa Birliği ile ilişkileri; Çin’i, Türk dünyası açısında daha fazla dikkate alınması gereken bir aktör hâline getirmiştir. Sincan özerk bölgesindeki gelişmelerin üçüncü ülkelerce Türkiye - Çin ilişkilerini kötüleştirme amacıyla kullanmalarına izin verilmemedir. Sincan’daki kardeş topluma realist bir şekilde ve hem onlara hem de Çin - Türkiye ilişkilerine zarar vermeyecek şekilde yaklaşılmalıdır. Öte yandan, Sincan olayları bahane edilerek Çinli turistlere karşı gerçekleştirilen rahatsız edici davranışlar sadece turizm faaliyetlerine değil, Türkiye - Çin ilişkilerine de ağır zarar vermektedir.

Yukarıda tasvir edilmeye çalışılan genel çerçeve açısından bakıldığında Türk dünyasına dönük dış politika önerileri geliştirmek üzere resmî ve sivil merkezlerce çok yönlü, ayrıntılı çalışmaların yürütülmesi gerektiği açıkça anlaşılmaktadır.

Sincan olayları, Irak ve Suriye Türkmenleri, Rodos, İstanköy ve Batı Trakya Türkleri başta olmak üzere Türkler pek çok yerde asimilasyon ya da sürgün politikalarına maruz kalmaktadırlar. Batı Trakya’da Türk toplumunun seçtiği müftülerin göreve gelmesine izin verilmemekte, bunun yerine farklı ülkelerde dinin sert yönünün ön plana çıkaran, aşırılıkçı ve hoşgörüsüz eğilimlerle eğitim almış kişiler müftü ve imam tayin edilmektedir. Bu politikalarla Türklüğün unutturulmaya çalışıldığı ortadadır.

Almanya’da onlarca masum Türk’ün sistematik katliama maruz kaldığı da bir gerçektir. Bu konuda TBMM’nin harekete geçerek “Sistematik Türk Katliamı“ adında bir yasa çıkarması uygun olabilir.

Rusya ile yaşanan uçak krizinin ardından tarafların verdiği tepkiler düşündürücüdür. Tarihsel açıdan değerlendirildiğinde Rusya ile Osmanlı ve daha sonra Türkiye arasında anlaşmazlık çıktığında her iki ülke de bundan zararlı çıkarken, diğer küresel güçler bu tür anlaşmazlıklardan yararlanma yoluna gitmişlerdir. Dostluk ise her iki tarafın işine yaramaktadır. Gerek Rusya gerekse Türkiye bunun bilincinde olmalıdır.

Türk dünyasının bütünleşmesinde ortak dil ve ortak alfabe hayati öneme sahiptir. Türki cumhuriyetleri birbirlerinin dillerini öğrenme konusunda stratejiler ve politikalar geliştirmelidirler. İmkan nispetinde birden fazla lehçenin öğrenilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Alfabe birliği üzerinde de çalışmaların devam etmesi ve sonuca ulaştırılması gerekmektedir.

Dil ve alfabe konusundaki çalışmalarda medya ve internet araçlarından, özellikle yaygın ve açık eğitim alanında etkin bir biçimde yararlanılmalı, ortak eğitim programları ve yazılımlar geliştirilmelidir.

Türk dünyasında ilişkilerin kalıcı hâle getirilmesi, karşılıklı bağımlılık ilişkilerinin geliştirilmesine bağlıdır. Bu nedenle, ekonomik işbirliği imkanlarının artırılması gerekmektedir.

Tarih boyunca kullanılan ve yerleşen sembollerin birleştirici rolü dikkate alınmalıdır. Bu yönde katkı sağlaması muhtemel Eski Türk Anıtları gibi alanlarda arkeolojik çalışmalar teşvik edilmelidir.

Türk halklarının özel soy isimlerinde gözlenen “-ov“, “-of“, “-ova“ vb. yabancı kültür veya ulus etkisinin kaldırılması için bu eklerin kullanılmaması yönünde devletler ve toplum düzeyinde farkındalık oluşturulmaya çalışılmalıdır.

Çin - Türkiye ilişkilerinde Doğu Türkistan (Sincan) etkisi, Özbekistan ve Türkmenistan’ın Türk Konseyi üyelikleri, Küresel düzeyde yaygınlaşan Türk - İslam korkusu, diasporanın etkinliği için strateji ve politika arayışı gibi farklı konularda rapor oluşturmak üzere birer günlük çalıştaylar düzenlenmelidir.

Türk dünyasında geçerli olmak üzere öğrenci ve öğretim üyesi değişimini sorunsuz ve etkin bir şekilde sağlamak amacıyla Erasmus benzeri bir program hayata geçirilmelidir.

Uzun süre yabancı hâkimiyeti altında kalan belli başlı Türk toplumları ile ilgili araştırmalar yapmak üzere programlar geliştirilmelidir.

Türk dünyası ile ilgili çalışmalarda envanter çıkarılmalı, yeni etkinlikler için açık çağrı yapılmalıdır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk dünyası için vazgeçilmez öneme sahiptir. Stratejik konumu, toplumsal ve siyasi yapısı ve belli başlı küresel ve bölgesel aktörlere karşı uzun süredir yürüttüğü bağımsızlık mücadelesi nedeniyle resmî kurumlar, STK’lar ve Diaspora için özgün bir örnek teşkil etmektedir. Bu anlamda Kıbrıs bugüne kadar Türk dünyasından hak ettiği desteği görememiştir.

Kıbrıs’ta Rum tarafı, Ada’yı bir Rum devleti olarak görmekte ve bunun değiştirilemeyeceğini ileri sürmektedir. Rum tarafı uluslararası alanda zor durumda kaldığında adada üs açma gibi tarihî emelleri bulunan Rusya’ya koşmaktadır. Kuzey’i Avrupa Birliği’nin bir parçası olarak gören ama bunun hukuken uygulamayan AB ise ikiyüzlü davranmaktadır. Türkiye’de ve Türk tarafı içinde Ada’yı birleştirme ve Türk tarafının tarihî kazanımlarını göz ardı etme temayülleri endişe vericidir.

Özellikle Kuzey’de mülk sahibi olduğunu iddia eden Rumlara bireysel başvuru hakkı tanınması hâlinde durum 1974 yılındakinden daha kötüye gidebilir. Türk dünyası, Rum tarafının “eğer KKTC tanınırsa biz de Karabağ’ı tanırız“ gibi tehditleri nedeniyle çekingen davranmaktadır.

Asıl endişe verici olan ise Türkiye’nin Ada ile ilgili politikasındaki belirsizliktir. Doğu Akdeniz’deki enerji alanındaki gelişmeler Ada’yı Türkiye ve Türk dünyası açısından daha da önemli hâle getirmiştir. Bu durumda “garantörlük hakları“ başta olmak üzere, Kıbrıs’ta Türk tarafının kazanımları uluslararası hukuk ve yoğun bir kamu diplomasisi kullanılarak behemehâl korunmalıdır. Öte yandan, Türk tarafının hiçbir zaman için Rumları tehdit etmediği, tümüyle savunma amaçlı bir duruş içerisinde olduğu da yoğun bir kamu diplomasisi faaliyeti ile anlatılmalıdır.

Özbekistan ve Türkmenistan’ın Türk Konseyi’ne katılımları için bir heyet tarafından söz konusu ülkelere bu iki ülkede bulunan büyükelçiliklerin öncülüğünde ziyaretlerin gerçekleştirilmesi yönünde bir önceki Akil Kişiler Kurulu toplantısında dile getirilen önerinin ivedilikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Azerbaycan ordusunun belli mevzileri geri kazanması, Kafkasya’da dikkatle izlenilmesi gereken yeni bir durum oluşturmuştur. Azerbaycan’da oluşan bu yeni durum Türk dünyası ve Türk - Ermeni ilişkilerinin geleceği açısından dikkatle izlenmelidir.

DTF Akil Kişiler Kurulu üyeliğinin temsil kapasitesinin bölge ve cinsiyet gibi kıstaslar göz önünde bulundurularak ve ideolojik hassasiyet gözetmeksizin yeni üyelerle geliştirilmesi gerekmektedir.

Kızılelma Ödüllerinin kimlere verileceği ile ilgili çalışmaların titizlikle yürütülmeye devam edilmesi, başarı ve stratejik hedeflere hizmet dengesinin Türk dünyasında bütünleşmeye katkı sağlayacak şekilde korunması gerekmektedir.
01 Haziran 2016, İstanbul
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2760 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 646
TASAM Asya 98 1106
TASAM Avrupa 23 647
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 294
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1403 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 296
TASAM Orta Doğu 23 622
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2048 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2048

Gazze'de yaklaşık 2 aydır devam eden çatışma, uluslararası mekanizmaların çözüm üretemediği karmaşık bir soruna dönüştü. Çatışma başladığından beri Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) ne pahasına olursa olsun İsrail’e verdiği destek aşınan küresel liderliğini daha da sorgulanır hale getirdi. Bu du...;

Güvenlik temalı 5 marka eş-etkinlik, 30 oturum ve 122 başlık ile uluslararası standartlarda gerçekleştirilen 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nda Türkiye’den ve Dünyadan duayen/uzman 5 anahtar konuşmacı, 30 moderatör, 122 konuşmacı ile üst düzey asker/polis vd. güvenlik temsilcileri, misyon şefleri -...;

Kuzey Kutbu bir dönüm noktasındadır ve politika yapıcılar Kuzey Kutup bölgesinin geleceğinin istikrar ve refah içinde olmasını sağlamak için harekete geçmeli aynı zamanda Kuzey Kutup Dairesi'nin güneyine kadar uzanan siyasi, ekonomik ve çevresel alanlardaki küresel dinamiklerde meydana gelen büyük d...;

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu, TASAM MSGE ve Afrika Enstitüsü tarafından “Afrika’da Türk Askerî Varlığı ve Yeni Ufuklar" ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konfe...;

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu, TASAM - MSGE tarafından “Türk - Arap Güvenlik Ekosisteminde Yeni Keşifler" ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın ikinci günü...;

Alınan kararların bağlayıcı olmaması her işbirliği kuruluşunda olduğu gibi APEC de de bir sorun. Ama 34 yıldır devam eden süreç önemli. Bunda tüm üyelerin başlangıç amacı olarak benimsedikleri “büyüyen ve zenginleşen bir bölgesel ekonomiyi“ destekleme konusuna hala önem veriyor olmaları etkili. ;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu, TASAM - MSGE tarafından “21. Yüzyıl Deniz Jeoekonomisi ve Türkiye“ ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın ilk günü eş-etkinlik olara...;

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu, TASAM - MSGE tarafından “Yeni Siber Ekonomi ve Türk Ürünleri“ ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın ilk günü eş-etkinlik olarak icra edil...;

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...