Bizim Şehir Diye Bir Davamız Olmalı

Açılış Konuşması

( MEB Müsteşar Yardımcısı Ahmet Emre Bilgili’nin TSV 2023 | Medeniyet İnşası Türkiye Vizyonu Uluslararası Kongresi açılış konuşması | 05.10.2015 | İstanbul )...

( MEB Müsteşar Yardımcısı Ahmet Emre Bilgili’nin TSV 2023 | Medeniyet İnşası Türkiye Vizyonu Uluslararası Kongresi açılış konuşması | 05.10.2015 | İstanbul )

Sayın Meclis Başkanımız, çok değerli hocalarım, değerli katılımcılar.

Öncelikle TASAM Başkanımız Süleyman Beye ve ekibine gerçekten çok teşekkür ediyorum. İçeriği çok güçlü bir program hazırlanmış. Ben konuşmamda bu içerikle ilgili konuşarak bazı pratik konulara vurgu yapmak istiyorum. İki gün boyunca burada tartışılacak olan referans değerle, referans kurumlar ve referans kişiler ölüsüyle dirisiyle şehirlerde yaşıyorlar. Aslında bu Kongre’nin sonunda pratik bir uygulama örneği çıkması lâzım. Biz bu değerleri, bu kurumları ve bu kişileri sosyal hayatla birlikte nasıl yaşatacağız? Devamlılığını nasıl temin edeceğiz? Yani gidişin geleceğini nasıl teminat altına alacağız? Aslında bizim “şehir“ diye bir davamızın olması lâzım. Veya şehri bir dava galine getirmemiz lâzım. Bütün referans değerler, kurumlar ve kişilerle ilgili politikalarımızı şehir merkezli olarak ele almamız ve şehir merkezli devamlılığını sağlamamız lâzım. Çünkü bütün değerlerimiz şehirlerde yaşıyor. Şehirle ilgili Hacı Bayram Veli Hazretlerinin benim çok beğendiğim ve benimsediğim bir sözü var. Diyor ki “Ansızın bir şâra vardım, O şârı yapılır gördüm, Ben dahi bilâ yapıldım, Taş-ı toprak arasında“.

Yine bu şehrin sahibi olan Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri “Hüner bir şehr bünyâd etmektir, reâyâ kalbin âbâd etmektir“. Yani burada hepinizin derinlikli anladığı gibi şehirden öte insana vurgu yapılmakta. Asıl olan insandır, insanın gelişimidir deniliyor.

Demin de ifade ettiğim gibi bütün referanslarımız şehirdedir o yüzden şehri bir bütün olarak, kültürel bir kazanım olarak ifade ediyorum. Şehrin kendisi bizatihi her şeyiyle mesaj yüklüdür. Yaşanmışlıklarıyla, biriktirdikleriyle, kültürel mirasıyla ve bir bütün olarak değerlerimizle mesaj yüklüdür. Mesela burada konuşulacak adalet kavramıyla ifadesini bulan bir değerden bahsedelim. Adalet kavramını şehir ve kültürel miras üzerinden nasıl değerlendirebiliriz? Hepiniz Topkapı Sarayı’nı görmüşüzdür. Saray’a girildiğinde en gösterişli ve en yüksek binanın “Adalet Kulesi“ olduğunu görürüz. Bir öğrenciyi oraya götürdüğünüzde adalet kavramını bu kule üzerinden izah edebilirsiniz. Osmanlı Devleti’nin bu kadar asır yaşamasını adalet kavramı üzerinden anlatabilirsiniz. Oraya Adalet Kulesi ismi sembolik olarak verilmiştir. Kulenin altında dönemin bakanlar kurulu toplanır ve kararlar adalet değerinin gölgesinde alınırdı.

Bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce şu anki Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Hoca Topkapı Sarayı Zülüflü Baltacılar Ocağı’nın açılışında “Bütün şehirler hocalarımızdır“ cümlesini sarf etti. Bu cümle aslında her şeyi özetliyor. Değerler çerçevesinde “Bütün şehirler hocalarımızdır“ cümlesinden çıkarmamız gereken ders hepimizin bu ‘Hoca’nın öğrencileri olduğumuzdur. Yani şehirler hoca, biz öğrencileriz. O halde bizim çağdaş bir şekilde şehir mektepleri kurmamız lâzım. Şehirleri değer taşıma etrafında örgütlememiz lâzım. Bizim şehirlerden alacağımız çok dersler var. Pratik olsun diye söylüyorum; özellikle bu yeni dönemde, Yeni Türkiye’de bizim bütün şehirlerimiz çok değerlidir. Elbette İstanbul’u hiçbir şehirle kıyaslamıyoruz. Ama bütün şehirlerimiz çok kıymetlidir ve kültürel birikime sahiptir. İşte bu kültürel birikimi bireysel ve sosyal bir kazanıma mutlaka dönüştürmemiz lâzım.

İlköğretimden başlayarak, lise, üniversite ve hayat boyu öğrenim açısından da şehirleri bir kazanıma dönüştürmemiz lâzım. Bu çerçevede başta kendime söylüyorum Milli Eğitim Bakanlığı olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak ve yerel yönetimleri de bu işin içine dâhil ederek şehir mekteplerini devamlılığı sağlayıcı bir şekilde inşa etmemiz lâzım. İşte o zaman bu değerler inşası ve transferini, referans kişi, kurum ve değerlerini çok daha kalıcı hâle getirebiliriz diye düşünüyorum.

Toplantının başarılı neticeler vermesini temenni ediyor ve hepinize başarılar diliyorum.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2781 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1117
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Ortadoğu, Osmanlı hakimiyeti altında dört yüzyıl boyunca barış ve istikrarın hüküm sürdüğü bir bölge olmuştur. Ancak I. Dünya Savaşı’nın ardından bu düzen sona ermiş ve bölge, büyük devletlerin güç mücadelelerinin etkisiyle zayıf, istikrarsız ve geri kalmış bir yapıya bürünmüştür. Soğuk Savaş’ın son...;

İstanbul'da 22-28 Kasım arasında 14. Suç ve Ceza Filmleri Festivali gerçekleştiriliyor. Prof. Dr. Adem Sözüer tarafından kurulan ve hâlâ başkanlığında devam eden Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali şöyle tanıtılıyor.;

Teknopolitik, teknolojinin dünya siyasetinde ve toplumsal yapıda oynadığı yeni rolü anlamak için kullanılan bir kavram. Bu kavram, teknolojinin ekonomik, politik ve kültürel dinamikleri nasıl dönüştürdüğünü ve yeni bir dünya düzeni inşa etmekte olduğunu anlatıyor. Teknoloji, artık sadece bir araç de...;

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası” olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği” ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Bu çalışmada İran’ın Nükleer enerji çalışmaları üzerine uluslararası düzeyde nasıl karşılandığı ve etkileri analiz edilmiştir. ‘’İran'ın Nükleer Enerji Politikası ve Yansımaları ‘’ ve ‘’İran’ın Nükleer Programı ve Türkiye’’ makaleleri değerlendirilmiş nükleer enerji tarihi, dış politikaya vurumu ve ...;

Tüm boyutlarıyla herkesin ve herşeyin doğru yerde olduğu bir meritokrasiye dayanarak işlemesi mümkün olan ekosistemde doğru ölçü (kutsal referanslar vb) selefivari bir yorumla yanlış yerde uygulanmışsa; önce emanet, kaynak krizi derinleştikçe emanetin sahibi adeta ganimet olur. Teşbihen piyango bile...;

Dünya, 21. yüzyıla “pusulasız“ bir halde girdi. Soğuk savaşın yıkıntıları arasında kalan kurallara dayalı küresel düzen, çoğunluğun taleplerine yanıt veremezken Batı cenahı dışında kalan ülkelerin BRICS ile bir karşı-hegemonya alanı yaratmaya başladığı görülüyor.;

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

5. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 04 Kas 2022 - 04 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

4. Denizcilik Ve Deniz Güvenliği Forumu 2022

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.