Bir de İran Görüşmeleri Vardı Değil mi?

Yorum

Az daha İran ve P5+1 nükleer müzakerelerinin akıbetini gözden kaçırıyorduk....

Az daha İran ve P5+1 nükleer müzakerelerinin akıbetini gözden kaçırıyorduk.Oysa hafta sonu, takvimi ayın 30 una döndürmeye hazırlanırken en az Yunanistan konusu kadar, hatta belki ondan daha önemli olan İran gelişmelerini dikkate almak ve 30 Haziran, İran kadar dünyanın nükler geleceğine ne getirecek diye düşünmek gerekir.

Son Merhaleye Adım Adım
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve İran Viyana’da yeniden buluşmaya hazırlanırken, uzaktan görünen tabloda “zarif“ bir üslup içindeki karşılıklı restleşmeler var. Oysa en azından İran nükleer çalışmalarının askeri boyutu ile uluslararası denetleme için şeffaflık sağlanması konusunda bir uzlaşma olduğunu sanıyorduk. Şimdi bize arada hala büyük anlayış farklarının olduğu bilgisi geliyor. Son tarihe az kala bu ne demek şimdi?

Yaz Sıcağında Viyana
Viyana bu tarihlerde çok sıcak ve bunaltıcı olabilir. Dolayısı ile başta Kerry olmak üzere nükleer görüşmelere katılacak delegasyon, içerde ve dışarda yine pürçek pürçek terleyebilir. İran haklı olarak üzerindeki ekonomik baskının bir an önce kaldırılmasını istiyor. Bir adım daha atmazdan önce görüşmelerden somut bir çıkar beklediğini ihzaz ediyor. ABD hep umutlu. İran ve ABD dışındaki P5 de başarısızlıktan çok, başarı beklentisi içinde olduklarını belirtiyorlar. Ama görüşmeler yavaş, ama konular karmaşık.

İyi Bir Anlaşma Nasıl Olacak?
Uranyum zenginleştirmeyi, beklenen ve istenenden daha fazla azaltarak, P5+1 in önünü açan İran’ın yaptırımların kısmen de olsa ivedilikle kaldırılması beklentisine cevap veren her anlaşma iyi bir anlaşma olacak. Özellikle SWIFT ve uluslararası transfer kolaylıkları, ülkeye hem nefes aldıracak, hem de yolsuzluk denetiminde elini güçlendirecek. Sonbahar işaret edilerek, ticaret engellerinin yine kısmi de olsa kaldırılması İran’a uluslararası pazarlarla yeniden buluşma imkanı verecek. İşin taşıma(navlun) ve sigorta işlemleri yönü de cabası.
İran uluslararası yatırımlara aç ve susuz. Uluslararası yatırımcılar da gözlerini yaptırımlara dikmiş bakıyor. Hani tamam dense, bugün veya yarın soluğu İran’da alacaklar. Onlar, iğneden ipliğe, inşaattan enerji sektörlerine kadar vaadde bulunuyor. Ama gelin görün ki iyi anlaşmanın P5+1 için de iyi olması şart.

“Zarif“ bir Üslup Hamaney’in Gölgesinde
Bu gün hemen her delege gibi, İran Dışişleri Bakanı Zarif’ te Viyana’ da olacak. İşlerin öncelikle yaptırımlar dışında teknik hesaplamalara düğümlendiği anlaşılıyor. İran, hali hazırda azalttığı zenginleştiilmiş uranyum stoklarını ne kadar zamanda ve nasıl eritecek? Gelecekte zenginleştirme santrfüj’leri hangi amaçla kullanılacak? Uluslararası denetimler ne sıklıkta ve hangi kapsamda yapılacak? Bu soruların cevabı aslında bugüne kadar verilmiş ve zaten Uluslararası Atom Ajansı tarafından standard kurallara göre belirlenmiş durumda. Uzmanlar yaptırımlar da dahil olmak üzere hepsinin kayda geçirilmesi 30 Haziran’a kadar tamamlanamasa bile 9 Temmuz’a kadar tamamlanabilir diye hükmediyor. 9 Temmuz’dan sonra ise 60 günlük bir gözden geçirmeyi müteakkiben yani 9 Eylül’de teorik olarak herşey yoluna girebilir. Ama işin içinde bir de Hamaney faktörü var.

Kum Gölgesinde Natanz ve Fardow
Hala iki temel sorun var: Bunlardan biri, görüşmelee genellikle olumlu bir ivme veren Ayetullah Hamaney’den gelen itiraz. İran’ın nükleer araştırmalarının 10 yıl ertelenmesinin mümkün olmadığını ifade eden dini lider, bir taraftan dini olduğu kadar dünyevi liderliğini dünyanın gözleri önüne sererken diğer taraftan da İran’ın ulusal meselelerine Kum’dan sahip çıkıyor. Ama Natanz ve Fardow üzerinden yürüyen tartışmalar üzerine bir de kum fırtınası yağdırıyor. Bu da Batı’da işin İran ulusal projesi değil, bir “Şii ekseni projesi“ olduğu algısını yaratıyor. Bu nedenle P5+1 dışında olmakla birlikte başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer Körfez ülkeleri ve İsrail’in de muhtemel bir anlaşma ile ilgili teyakuzunu tetikliyor.

Lider Ruhani başka, ruhani Liderlik bambaşka
Aslında bence bir kaç adım geri durup İran işlerinin daha çok ruhani boyutuyla ilgilense, dünya işlerini de Ruhani’ye bıraksa daha iyi olur. Diğer konu ise daha önemli ve İran ve P5+1 arasında hala güven sorununun aşılamadığı ile ilgili (tabii bu yargıdan Çin ve Rusya ile İran arasındaki ilişkiyi tenzih etmek gerekir). Belki Hamaney işi sadece Ruhani ve Zarif’e bıraksa, güven daha kolay tesis edilir ve 9 Temmuz tarihi de engele takılmaz.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2751 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 645
TASAM Asya 98 1103
TASAM Avrupa 22 645
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 291
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1396 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 296
TASAM Orta Doğu 23 615
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1298 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 782
TASAM Türk Dünyası 20 516
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2047 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2047

Çok boyutlu şekillenen dünya güç sistematiği içerisinde Türkiye - Yemen ilişkilerinin ideal bir noktaya taşınabilmesi için her parametre dikkate alınmalıdır. Program’ın amacı; Türkiye - Yemen İlişkilerini geliştirmek ve güçlendirmek için sivil, kurumsal ve entelektüel bir stratejik temel hazırlamakt...;

Ülkelerin insan merkezli sürdürülebilir kalkınma ve gelişmişlik düzeyi skalasında, nüfusun yarısını oluşturan kadınların sosyal adaletin bir şartı olarak işgücü piyasasına katılımı, toplumsal hayatta, ekonomide ve siyasette daha fazla söz sahibi olmalarının önemli bir payı vardır.;

1992-1995 yılları arasında tüm Bosna’da yaşanan ve binlerce insanın öldürülmesi ile sonuçlanan soykırım, zulüm, sürgün, yerinden edilme ve cinsel şiddet, buradaki toplum üzerinde ciddi hasarlara yol açmış ve etkisini günümüze kadar sürdürmüştür.;

Çin’in Ortadoğu’daki nüfuz arayışı yoğunlaşırken Suriye devlet başkanı Esad’ın Çin’e yaptığı ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine sahne oldu. 19. Asya oyunlarının icra edildiği Çin’in Hangzhou şehrinde bir araya gelen Xi ve Esad iki ülke ilişkilerinin “stratejik ortaklık“ seviyesin...;

2023 Vizyonu genel olarak ekonomik kalkınma, gelir düzeyinin yükselmesi, ülkemizin dünyanın en büyük limanlarına sahip olması gibi birçok hedefleri olarak ifadesini bulmaktadır. Diğer taraftan 2023 Vizyonunun bir de soyut bir süreci bulunmaktadır.;

Türkiye’de ekonomik büyüme ve kalkınma sürecinde büyük çaplı projelerin gerçekleştirilebilmesine yönelik olarak, mevcut finansman yetersizliğini en etkin şekilde ortadan kaldıracak bir finansman metodu bankacılık sistemine entegre edilmeye çalışılabilir. Bu çerçevede “Proje Bankacılığı” adı altında ...;

Mevcut küresel düzen parçalanma eğilimi gösteren bir momentumun eşliğinde yeni bir dünya düzenine doğru dönüşüme başladı. Büyük güç rekabetinin öne çıktığı bu yeni normalde asıl muharebenin ekonomik cephede gerçekleşeceği söylenebilir.;

Çin, son yıllarda iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliklerinin artmasıyla birlikte Türkiye'ye açılıyor. Bunun nedeni, Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen ekonomisi ve ticari ortaklarını çeşitlendirme isteği gibi bir dizi faktördür. Çin, Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'ya açılan bir kapı ...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.