Soykırım Bahane, Amaç Kafkasya'ya Sızmak

Makale

Yüzüncü yılında sözde Ermeni soykırım iddialarının Batı dünyasında bu kadar çok kabul göreceği beklenmiyordu. Bilimsel ve tarihi temelden yoksun olmasına rağmen AP bile siyasi açıdan Türkiye’nin soykırımı kabul etmesi yönünde karar aldı....

Yüzüncü yılında sözde Ermeni soykırım iddialarının Batı dünyasında bu kadar çok kabul göreceği beklenmiyordu. Bilimsel ve tarihi temelden yoksun olmasına rağmen AP bile siyasi açıdan Türkiye’nin soykırımı kabul etmesi yönünde karar aldı. Bölgemizdeki jeopolitik değişimleri, fiili ve siyasi çatışmaları dikkate aldığımızda, Ermenistan’a verilen bu siyasi desteğin aslında sanal bir destek olduğu, asıl amacın Ukrayna’da hezimete uğrayan Batı politika ve stratejilerinin bu defa Rusya’ya karşı Ermenistan üzerinden uygulanmasının düşünüldüğünü söyleyebiliriz.

Rusya-ABD Rekabeti
Rusya Çin ile beraber, Batının kontrolündeki Finans-Kapital Sistemin doğrudan bir pazar haline getirmediği iki devletten biridir. Bu nedenle, Ortadoğu, Balkanlar, Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Kafkaslardaki her türlü siyasi, ekonomik ve jeostratejik olgu ve gelişmelerde ABD-Rusya güç dengesi çatışmasının olduğunu akılda tutmak gerekir. SSCB’nin dağılma sonrası Batı, 1990-2000 yılları arasında doğu Avrupa ve Kafkaslardan Rusya’ya sızma fırsatı yakalamıştı. Ancak Putin bu hızlı jeopolitik sızma girişimlerini geri püskürtmeyi başardı. Kafkasya’da ilk başkaldıranlar Çeçenlerdi. Çeçenler 1991’de bağımsızlıklarını ilan ettiler. Rusya bunu kabul etmedi. Çeçenya - Rusya Savaşı 1994-1996 arasında yaşandı. Ruslar önce el altından muhalefeti desteklediler. Başarılı olamayınca doğrudan müdahale ettiler. İlk savaş sonunda 1996’da 5 yıl içinde Çeçenistan’ın geleceğini kararlaştıracak bir anlaşma imzalandı. Ruslar Çeçenistan’ı federasyona dâhil etmek istiyorlardı. Putin Çeçenistan’da daha sertlik yanlısı bir politika izledi. Sert ve kanlı bir savaş sonrası Rusya Çeçenistan’ı kontrol altına aldı. Bu uygulama, aynı zamanda bölgedeki diğer devletlere de gözdağı oldu. Bugün Çeçenistan’da Rusya yanlısı bir yönetim işbaşındadır. Sert ve yüksek coğrafi yapısına rağmen Kafkasya, Rusya’nın yumuşak karınlarından biridir. Çeçenistan kontrol altına alındıktan sonra, sıra Batıyla bütünleşme olasılığı yüksek olan Azerbaycan ve Gürcistan’a geldi. Ermenileri cesaretlendirerek ve fiili olarak destekleyerek Azerbaycan ve Ermenistan’ı savaştıran Rusya, iki ülkeyi düşman hale getirmeyi başardı. Böylece, Azerbaycan’ın Nahcivan üzerinden Türkiye ve Batı ile bütünleşmesini engelledi. Ardından Azerbaycan’da Rusya yanlısı bir yönetimi iktidara getirdi. Azerbaycan- Ermenistan sorunu bunca yıldan beri neden çözülemiyor, kim engelliyor? Bir düşünün. Ayrıca 2009 Ekim ayında imzalanan, Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını da içeren Türkiye-Ermenistan Protokolünü, Ermenistan Yüksek Mahkemesi mi iptal etti, yoksa Rusya mı iptal ettirdi? Gürcistan’a gelince, Rusya, 2004 yılına kadar eski SSCB Dışişleri Bakanlarından Edward Şevardnadze ile Gürcistan üzerindeki siyasi ve askeri kontrolünü devam ettirdi. Bu tarihten sonra Batı yanlısı Mihail Saakashvili iktidara geldi. Gül Devrimi ile ABD Gürcistan üzerinden Kafkaslara girme planlarına başladı. Dönemin ABD Başkanı George Bush 2005’te Tiflis’te Özgürlük Meydanında Saakashvili ile ele ele poz verdi. Gürcistan’ın süratle NATO üyesi yapılma süreci başlatıldı. Bundan sonraki süreçteki kırılma noktalarını hatırlayalım.

· ABD-Rusya rekabetinde ABD ilk yenilgisini 2008 yılında Gürcistan’da aldı. Bu ülke üzerinden NATO üyeliği vaadi, Barış İçin Ortaklık (BİO) vasıtasıyla Kafkasya’ya sızma teşebbüsü. Rusya’nın 2008’de Güney Osetya ve Abhazya’yı işgali ile geri püskürtüldü.

· Rusya ile ikinci karşılaşma, 2011 Mart ayında Suriye’de başladı. ABD ve Batı’nın kısa zamanda Suriye’deki Rusya yanlısı rejimi devirme girişimleri, Rusya’nın askeri, siyasi ve psikolojik desteği ile akamete uğratıldı.

· 2013 Kasım ayında, ABD, AB ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarını kullanarak Rusya’ya Ukrayna üzerinden ikinci defa sızma teşebbüsünü başlattı. Büyük karmaşalardan sonra, bu girişim, Mart 2014’de yapılan referandum ile Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ile sonuçlandı. Böylece ABD ikinci yenilgisini almış oldu.

· Genel anlamda ABD-Rusya rekabetinin en uzun süreli devam ettiği bölge Kıbrıs’tır. ABD ve İngiltere Rusya’nın Kıbrıs Rumları üzerinde Soğuk Savaş döneminden beri devam eden vesayetini, Devlet Başkanı Makarios’a karşı yapılan darbe teşebbüsü, Türkiye’nin 1974’deki askeri müdahalesine göz yumma, Kıbrıs Rum kesiminin hukuka aykırı olarak AB üyesi yapılmasına rağmen kırılamamıştır. Çünkü Rusya, Yunanistan devletinin kurulmasında ve Kıbrıs’ta İngiltere’nin Ada’dan atılmasında doğrudan destek sağlayan en etkili devlettir. Bugün de Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin ekonomik, mali ve finansal açıdan ayakta kalmasını sağlayan Rusya’dır. ABD, 1960’lı yıllardan beri Rusya’nın Kıbrıs Rumları üzerindeki vesayetini ve stratejik ilişkilerini kırarak Rusya’yı doğu Akdeniz’den izole etmeye çalışmaktadır. Ancak hala bunu başaramamıştır.

Ermenistan Üzerinden Rusya’ya Sızma
ABD’nin Karadeniz stratejisi Kafkasya ve İran’ı da içine alan geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır. Yukarıda açıklanan jeopolitik ve jeostratejik durum ışığında, ABD ve müttefiklerinin Ermeni soykırım iddialarının 100. Yılında ortaya çıkan konjonktürel avantajları kullanarak bu defa, Ermenistan üzerinden Kafkasya’ya sızmayı deneyecekleri değerlendirilmektedir. Bu nasıl yapılabilir? Önce Ermenistan’ı ve Ermenileri tanıyalım. Ermeniler dünya çapında tanınan özgün bir ırktır. Avrupa ve Amerika’da kültür, sanat ve bilim alanındaki başarıları ile yaşadıkları ülkelerin toplumsal yapısını etkilemişlerdir. Yahudiler ve Rumlardan sonra belirli bir politik ve kültürel güce sahip diasporası olan üçüncü bir topluluktur. 3.2 milyon nüfusa sahip resmi Ermenistan’a gelince, sadece BM’lere kayıtlı bir devlet olma statüsü dışında hiçbir gücü yoktur. Sınırlarını Rus askerleri korumakta, nükleer elektrik reaktörünü Ruslar çalıştırmakta, ekonomisi ve ticareti tamamen Ruslar tarafından kontrol edilmektedir. Yani kâğıt üzerinde sanal bir ülke görünümü vermektedir. Ancak yukarıda açıklanmaya çalışılan hâlihazır durum ve Ukrayna krizinin statik bir durum kazanması nedeniyle yaklaşık 30 bin km. karelik bu küçük ülkeyi jeostratejik açıdan önemli bir konuma yükseltmiştir. Bu bağlamda öncelikle bu ülkenin her yönden Rusya’nın kontrol ve boyunduruğundan kurtarılması gerekmektedir. Bunun ilk basamağı, Türkiye-Ermenistan sınırının iki ülkenin mutabakatı ile açılmasıdır. İkinci basamak, Azerbaycan-Ermenistan anlaşmazlığını sona erdirerek, aynı yoldan Azerbaycan’ı da teritoriyal olarak Batı’ya bağlamaktır. Buna paralel olarak ABD ve Batı’nın mutlaka yapınası gereken en önemli husus, her iki ülkenin de savunma ve güvenliğini garanti etmektir. Bu gerçekleştiği takdirde, Gürcistan da bu ülke öbeğine dâhil edilecek ve Güney Kafkasya’da Rusya’ya karşı bir ittifak kuşağı oluşturulmuş olacaktır. Rusya’nın en büyük endişe ve korkusu budur. Putin’in Çanakkale’deki kutlamalar yerine neden Erivan’a gittiğinin cevabı buradadır. Ayrıca Çarlık Rusya’sının sonunu getiren Türklerin Çanakkale Zaferi törenlerine katılmakla, kendi tarihine karşı saygısızlık ettiğini de düşünmüş olabilir. ABD’nin 3 Mayıs 2015 ‘de yapılacak seçimleri tanımayacağını açıklaması Rusya’ya gözdağı, Azerbaycan’a zeytin dalı olarak algılanabilir.[1]Ukrayna’dan sonra Rusya için Kafkasya daha da önemli hale gelmiştir. Ermenistan üzerinden başlayacak bir çözülme Volga’nın batısına ve Hazar’ın doğusuna kadar ilerleyebilir. Böyle bir radikal değişim Türkmenistan ve Kazak enerji hatlarının Çin yerine Batıya yönelmesi demektir. ABD ve Batı’ya gelince; 2008’de Gürcistan’da yaşanan güvensizlik tekrar edilmemelidir. Bu arada 2008’den bu yana, Rusya ile stratejik ilişki içinde olan Azerbaycan yönetimine karşı, politik bir dini yapının oluşturulmaya çalışıldığı bilinmektedir. Bu yapının siyasi iktidarı ele geçirmesi halinde Rusya yerine Batı ile stratejik ilişki kuracağı söylenebilir. Rusya’nın Aliyev yönetimi ile stratejik ilişkilerini sürdürmesi son derece hayatidir. Sonuç olarak ABD’nin bu olası stratejik planında Türkiye anahtar ülke konumundadır. Türkiye’nin ABD ve Batı’nın bu stratejisine destek vermesi halinde, Rusya ile olan ilişkilerinin dibe vurması mümkündür. Ermenistan 1915 olaylarının 100. Yıldönümünde Türkiye’ye karşı sert ve uzlaşmaz tutumunu sürdürmesi Kafkaslarda başka olası stratejileri akla getirmektedir. Türkiye Ermenistan ile uzlaşmayı reddederse, dünya çapında toprak ve tazminat talepleri ile siyasi olarak büyük bir baskı altına alınarak uzlaşmaya zorlanacaktır. Buradan da bir netice alınamadığı durumda en kötü senaryo olarak, Türkiye anılan bölgede bir iç çatışmaya maruz kalabilir. Türkiye ve Rusya bölgede iki kaybeden durumuna düşmekten kaçınmalıdır. Rusya’ya en önemli stratejik öneri, Azerbaycan- Ermenistan sorununu her iki tarafı da tatmin edecek şekilde süratle çözmek, bölgedeki siyasi ve askeri tehdit algısı yerine ekonomik ve ticari işbirliğini geliştirmektir. Türkiye’ye olan öneriye gelince, Ermenistan ile olan ilişkilerinde Azerbaycan faktörünü bir kenara bırakarak koşulsuz olarak sınırını açmaktır. Gerisini zaman halledecektir. Türkiye’nin, Doğu Akdeniz çanağındaki enerji denklemi dışında bırakıldığı bir dönemde Kafkaslardaki gerilimi azaltması uygun olacaktır.

2015 Mayıs
İzmir





[1] http://www.haber7.com/amerika/haber/1357724-abd-yukari-karabag-secimlerini-tanimayacak
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2760 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 646
TASAM Asya 98 1106
TASAM Avrupa 23 647
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 294
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1404 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 296
TASAM Orta Doğu 23 622
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2048 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2048

Gaza-Marine, Gazze deniz yetki alanı içinde bulunan bir doğal gaz keşif alanına verilen isim. İlk defa 1999 yılında, British Petrol Grubuna Filistin Ulusal Otoritesi(PA) tarafından arama lisansı verilmiş ve 2000 yılında yetkililerce bu alanda 30 milyar metre küp(veya 1 trilyon kübik feet) doğal gaz ...;

Gazze'de yaklaşık 2 aydır devam eden çatışma, uluslararası mekanizmaların çözüm üretemediği karmaşık bir soruna dönüştü. Çatışma başladığından beri Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) ne pahasına olursa olsun İsrail’e verdiği destek aşınan küresel liderliğini daha da sorgulanır hale getirdi. Bu du...;

Güvenlik temalı 5 marka eş-etkinlik, 30 oturum ve 122 başlık ile uluslararası standartlarda gerçekleştirilen 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nda Türkiye’den ve Dünyadan duayen/uzman 5 anahtar konuşmacı, 30 moderatör, 122 konuşmacı ile üst düzey asker/polis vd. güvenlik temsilcileri, misyon şefleri -...;

Kuzey Kutbu bir dönüm noktasındadır ve politika yapıcılar Kuzey Kutup bölgesinin geleceğinin istikrar ve refah içinde olmasını sağlamak için harekete geçmeli aynı zamanda Kuzey Kutup Dairesi'nin güneyine kadar uzanan siyasi, ekonomik ve çevresel alanlardaki küresel dinamiklerde meydana gelen büyük d...;

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu, TASAM MSGE ve Afrika Enstitüsü tarafından “Afrika’da Türk Askerî Varlığı ve Yeni Ufuklar" ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konfe...;

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu, TASAM - MSGE tarafından “Türk - Arap Güvenlik Ekosisteminde Yeni Keşifler" ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın ikinci günü...;

Alınan kararların bağlayıcı olmaması her işbirliği kuruluşunda olduğu gibi APEC de de bir sorun. Ama 34 yıldır devam eden süreç önemli. Bunda tüm üyelerin başlangıç amacı olarak benimsedikleri “büyüyen ve zenginleşen bir bölgesel ekonomiyi“ destekleme konusuna hala önem veriyor olmaları etkili. ;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu, TASAM - MSGE tarafından “21. Yüzyıl Deniz Jeoekonomisi ve Türkiye“ ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın ilk günü eş-etkinlik olara...;

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...