4. Dünya Türk Forumu İstanbul Deklarasyonu

Haber

4. Dünya Türk Forumu İstanbul Deklarasyonu...

4. DÜNYA TÜRK FORUMU
İSTANBUL DEKLARASYONU (TASLAK)

Bu yıl tüm alt aktiviteleri ile birlikte Çanakkale Şehitleri’ne ithaf edilen Dördüncü Dünya Türk Forumu, 23-25 Nisan 2015 tarihleri arasında İstanbul’da Gorrion Otel’de yapıcı ve samimi bir ortam içinde gerçekleştirilmiştir. Türk - Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) tarafından düzenlenen 4. Dünya Türk Forumu’nda “Kamu Diplomasisi, Medya, Enformasyon“ ana teması üzerine odaklanılmıştır. Toplantıya, bağımsız Türk dili konuşan ülkelerden ve Türk Diasporalarının bulunduğu yaklaşık 60 ülkeden düşünce ve kanaat önderleri, sivil toplum ve düşünce kuruluşlarının yöneticileri, akademisyenler, Türkiye ve katılımcı ülkelerden ulusal parlamento üyeleri, senatörler, bakanlar, E. Cumhurbaşkanı ve Başbakanlar, çeşitli seviyelerde protokol temsilcileri, Türk Konseyi Genel Sekreterliği, TÜRKPA Genel Sekreteri, TÜRKSOY Genel Sekreterliği, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, gözlemci diplomatik misyon temsilcileri ve ilgili uzmanlar ile medya temsilcileri katılmışlardır. 23 Nisan 2015 günü Forum Akil Kişiler Kurulu üçüncü toplantısı yapılmış, 24 Nisan 2015 akşamında ise düzenlenen törenle 2. Türk Dünyası “Kızıl Elma“ Ödülleri sahiplerine tevdi edilmiştir.

Bu çerçevede, Yeni Bölgesel “Küresel Yönetişim; Kamu Diplomasisi, Medya, Enformasyon“, “Devlet Doğasının Değişimi, Beklenti Yönetimi ve Güvenlik; Kamu Diplomasisi, Medya, Enformasyon“, “Kamu Diplomasisi, Medya, Enformasyon; Türk Dünyası ve Diasporaları için Yeni Perspektifler“, “Yerel Yönetimler“, “Sivil Toplum“, “Medya“, “Özel Sektör“, “Üniversiteler ve Akademi“, “Sinema ve TV Yayıncılığı“, “Turizm, Kültür, Tanıtım ve Kamu Diplomasisi“, “Türk Dünyası ve Diasporalarında Algı Yönetimi“, “Sosyoekonomik ve Kültürel Entegrasyon“, “100. Yılında Ermeni Sorunu“, “Türk Dünyası Öğrenci ve Akademisyen Değişim Programları“, “2015 | 100. Yılında Türk Dünyasında Çanakkale Ruhu“ konuları ele alınmıştır. Ayrıca, bu hususlarda Dünya Türk Forumu katılımcısı ülkeler ve diasporalar arasında işbirliği gerçekleştirilebilecek alanlara dair görüş teatisinde bulunulmuştur.

Forum çalışmaları sonucunda:

1. Dünya Türk Forumu adıyla daha önce gerçekleştirilen etkinlikler sonucunda kabul edilen sonuç bildirileri teyit edilmiştir.
2. Milletler arasında kin ve nefret duygularını tahrik eden, bazı ülke ve toplulukları itibarsızlaştırmak için yapılan girişimlerin tamamen reddedilmesi gerektiği güçlü bir şekilde vurgulanmıştır.
3. 1915 olaylarının ardından geçen 100 yıl içerisinde yazılan psikolojik hikâyelerin tüm insanlığın kabullenmek zorunda kaldığı “siyasi gerçekler“ hâline getirilmeye çalışıldığı not edilmiştir.
4. Türk Diasporası’nın yeni süreçte küresel ve bölgesel sorunların çözümünde önemli roller üstlenebileceği ancak bu konuda ciddi yapısal sorunların bulunduğu tespit edilmiştir.
5. Ortak dil geliştirilmesi konusunda gerçekleştirilen faaliyetlerin takdirle karşılandığı belirtilmiş, yine de konuyla ilgili olarak medya, STK’lar ve resmî organlarca kat edilmesi gereken uzun bir mesafenin bulunduğu not edilmiştir.
6. Ekonomik, ticari ve siyasi anlamda mevcut ortak çıkar alanlarının güçlendirilmesinin ve yeni ortak çıkar alanları oluşturulmasının, Türk kimliğinin idamesi ve takviyesi bakımından hayati önem arz ettiği vurgulanmıştır.
7. Türk kimliğinin İslam ile özdeş olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmakla birlikte kendilerini bizzat Türk kimliği ile tanımlayan gayrimüslim ulus ve topluluklarla ilişkilerin daha da geliştirilmesi gereği not edilmiştir.
8. Tepkisel çıkışların, rakiplerin işini kolaylaştırdığı gerçeği ve proaktif yaklaşım geliştirilmesi gereği not edilmiştir.
9. Türk’ün Türk’e propagandasının kolay olduğu, önemli olanın kendimizi başkalarına anlatabilmek olduğu, bu nedenle küresel ve bölgesel güç dağılımını ve belli başlı ülkelerin iç siyasi durumlarını; uluslararası alandaki dostları, rakipleri ve düşmanları bilhassa maddi ve manevi unsurları göz önünde bulunduran esaslar üzerinden belirleyen dengeli yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğu dile getirilmiştir.
10. Özellikle Kıbrıs konusunda ama genel olarak modern zamanların tüm meselelerinde medyanın önemli bir güç olarak görülmesi vurgulanmıştır.
11. Yurtdışı Türkler veya Türk Diasporası’nın bulundukları ülkelere entegre olması ve özellikle siyasi katılım konusu tartışılmıştır. Türklerin azınlık psikolojisinden çıkması konusundaki görüşler de dile getirilmiştir.
12. Medyanın önemi düşünüldüğünde, Türk Dünyası’nın birbirinden daha fazla haberdar olabilmesi için; Türk devletlerinde yayın yapacak ortak televizyon kanalının, Türk Keneşi koordinasyonunda kurulum çalışmaların hızlandırılması ve bu kanalda sanat, kültür, bilim, siyaset gibi konularda programlar yapılması not edilmiştir. Buradaki temel sorunun; tüm Türk boylarının birbirini anlaması noktasında yaşandığı dile getirilmiş ve çözümün ilk aşaması olarak “ortak alfabe“ önerisi üzerinde durulmuştur.

Bu çerçevede karara bağlanan hususlar şunlardır:

13. Türk Dünyası ile ilgili faaliyetlerde millî menfaatler ve küresel reel politik zorunluluklar göz önünde bulundurulmalıdır. Bu faaliyetler iç siyasi kutuplaşmalara, bölgesel ya da küresel güç mücadelelerine ve ideolojik tartışmalara feda edilmemelidir.
14. 1915 Olayları ile ilgili tepkisel ve savunmacı tutum tümüyle terk edilmeli ve özgün, dengeli söylem güçlendirilmelidir.
15. 1915 Olayları ile ilgili olarak; resmî makamlara, sivil toplum kuruluşlarına ve Diaspora çalışmalarına önümüzdeki hassas dönem için ışık tutacak bir stratejik vizyon belgesi önerisi hazırlamak üzere farklı disiplinlerden uzmanların yer aldığı 7-8 kişilik bir komite oluşturulmalıdır.
16. 1915 Olayları ile ilgili olarak, bundan sonraki çalışmalarda, hukuki ve bilimsel bakış açısıyla, ulusal ve uluslararası gelişmeleri de göz önünde bulunduran, tarihî istatistikî bilgi ve belgeleri ön plana çıkaran ciddi kavramsallaştırmalar ve tanımlamalar yapılmalı; sorunun çözümüne katkı sağlayacak olan önemli kaynak kişi ya da grupların çalışmalarının ideolojik arka plan nedeniyle dışlanmasına son verilmelidir.
17. 1915 Olayları gibi ciddi sorunlarda Türk dünyasının çıkarlarını savunma konusunda sadece resmî kanallarla yürütülen mücadelelerin yetersizliği açıktır. Bu nedenle sivil toplum kuruluşlarının ve Diaspora’nın daha bilinçli bir şekilde faaliyet göstermesi için ihtiyaç duyulan zemin hazırlanmalıdır.
18. 1915 Olayları hakkında geniş kapsamlı kitap ve çalışmaların yanında Ermeni iddialarına ilişkin arşivlerimizde yer alan resmî belge ve bilgilerin kolayca aktarılabileceği kısa broşürler hazırlanmalı, bu broşürlerde Türk tezinin okuyucuya kolayca aktarılabileceği bir dil kullanılmalı ve broşürler halk ve karar alıcılara ulaştırılmalıdır.
19. Anadolu, Kafkaslar, Kıbrıs, Irak, Doğu Türkistan gibi bölgelerde Türklere karşı uygulanan katliamlar üzerine araştırmalar yapılmalı, konuya ilişkin bir ansiklopedi oluşturulmalıdır. Ayrıca, bu olayların dünyaya aktarılması için çalışmalar geliştirilmelidir.
20. Çanakkale Savaşları, tüm yaşananlar ve sonuçları ile Türk devletlerinin tarih dersi kitaplarında yer almalı, tüm Türk coğrafyası için önemi vurgulanmalıdır.
21. Çanakkale’de savaşan, şehit olan tüm Türk toplumları adına bir Türk Dünyası Anıtı yapılmalı, bu anıtta kendisi de Çanakkale’de savaşmış olan Ahmed Cevad’ın “Çırpınırdı Karadeniz“ şiirinden uygun görülen bir bölüm yer almalıdır.
22. Türk Diasporası’nın yeterli etkinlik düzeyine ulaşabilmesi için yapısal dönüşüme ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle Diaspora, köken ülkelerde bulunan sosyolojik yapıların uzantısı olma özelliğinden bir an önce kurtarılmalı ve bulundukları ülkelerin vatandaşları olarak özgün faaliyetlerde bulunan toplumsal gruplar topluluğu hâline gelmesine imkân tanınmalıdır.
23. Medyanın gücü göz önüne alındığında, Diaspora’daki Türklerin yaşadıkları ülkelerdeki basın kuruluşlarında yer alması ve özellikle yönetimlerine girmesi için gerekli altyapının oluşturulması gerekmektedir. Bu çalışmaların başında Türklerin yaşadıkları ülkelerde iletişim alanındaki okullarda eğitimlerine devam etmeleri teşvik edilmeli, bunun için gereken burs ve yardımlar sağlanmalıdır.
24. Batılı ülkelerde ve Rusya, Moldova, Çin gibi ülkelerde yaşayan Türk topluluklarla olan ilişkilerin, bu ülkeler ile Türk Dünyası arasındaki ilişkileri daha ileri düzeylere taşıyacak, küresel barış ve istikrara katkı sağlayacak şekilde güçlendirilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.
25. Ortak Türk tarihini anlatan kitaplar basılmalı, ortak sorunları konu eden, Türklüğü tanıtan daha çok film, belgesel, televizyon programı yapılmalıdır. Ortak eserlerin tanıtımına daha fazla önem verilmelidir.
26. Türk Dünyası için bir “entelektüel elektronik veri tabanı“ oluşturulmalıdır. Bu veri tabanında diğer dillerdeki kaynakların tercümeleri de yer almalı ve tüm Türk coğrafyasını ilgilendiren konular bir araya getirilmelidir. Bu veri tabanının oluşturulması için Uluslararası Türk Akademisi öncelikle inisiyatif almalıdır.
27. Türk Dünyası’ndaki üniversiteler arasında işbirliği artırılmalıdır. Ortak değer ve bilgilerin geliştirilmesinin yanında bilimsel gelişmenin hızlanmasına da katkı sağlayacak bu işbirliği için projeler geliştirilmelidir. Batı’da birçok örneğini gördüğümüz ikili anlaşmalar şeklinde TÜBİTAK ile Türk Cumhuriyetleri arasındaki ilişki güçlendirilmelidir.
28. Dünya Türk Forumu’nun kurumsallaşması bakımından farklı bölgeler/ülkeler ve topluluklar adına temsilcilikler ihdas edilmelidir. Ayrıca Forum’dan çıkan sonuçların daha fazla kişiye ulaşması ve etkinliğinin artması için Dünya Türk Forumu sekretaryasının Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşlara gözlemci olması için çalışma yapılmalıdır.
29. “Kadın“, “Gençlik“, “Çocuk“ gibi alt başlıklar üzerinden Dünya Türk Forumu altında etkinlikler düzenlenmeli ve bu kalıcı hale getirilmelidir.
30. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan Türk devletlerinin ya da topluluklarının sorunlarını daha özel bakış açısıyla ele alan bölgesel etkinlikler, temsilcilikler işbirliği ile düzenlenmelidir.

Ayrıca Tüm Türk Dünyası’nı ilgilendiren şu konularda da fikir birliğine varılmıştır:

31. Özbekistan ve Türkmenistan; Nahcivan Anlaşması’ndaki yerlerini almaları ve Türk Keneşi’ne resmî olarak katılmaları için davet edilmelidirler. Devlet dışı bir aktör olarak Dünya Türk Forumu bünyesinde oluşturulacak bir heyetin kendilerine bu konun önemini ve Dünya Türk Toplumu’nun bu yöndeki ısrarlı ve samimi isteğini belirten görüşlerini yazılı ve sözlü olarak ulaştırılması sağlanmalıdır.
32. Türk Diasporalarının bulundukları ülkelerde güç ve etkinliklerini derinleştirebilmeleri, yaşadıkları ülkelere daha nitelikli katkı sunan kurumsal yapılara dönüşebilmeleri için en az 10 yıl süreli uygulanacak, bölge ve ülke farklılıklarını dikkate alan bir çerçeve program geliştirilmeli ve tüm aktörlerin rolü esnek bir yaklaşımla tarif edilmelidir.
33. KKTC’de yeni Cumhurbaşkanı’nın seçilmesini müteakip yeniden başlayacak olan Kıbrıs Müzakerelerinin sonuç alıcı ve son olması teyit ettirilmelidir. Bu son görüşmenin sonunda Türk devletlerinin KKTC’yi resmî olarak tanımasına hazırlık yapılmalıdır.
34. Kırım’ın ilhakı, uluslararası hukuka aykırı ve dünya barışını tehdit eden bir girişimdir. Başta Kırım Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu olmak üzere, bütün Kırımlılara öz vatana girip yaşama hakkı tanınmalıdır. Kırım-Tatar Türklerinin millî kimliklerini korumalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
35. Ermenistan, Azerbaycan toprakları olan Dağlık Karabağ bölgesi ve çevresindeki 7 ildeki varlığını sonlandırmalı, askerî birliklerini geri çekmelidir. Bu bölgelerden diğer Azeri şehirlerine kaçanlar kendi topraklarına geri dönmelidirler.
25 Nisan 2015, İstanbul

Deklarasyonu indirmek için tıklayınız.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...