Çok Boyutlu Güvenlik ve İİT

Konuşma
Saygıdeğer Senatör Müşahid Hüseyin, Sayın Dr. Sayed Ali Mohammed Mousavi, Sayın Başkan Süleyman Şensoy, Değerli katılımcılar, bayanlar ve baylar; Selamun Aleyküm...

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) adına sözlerime, tarihi şehir İslamabad'da gerçekleşmek üzere planlanan vakitli ve uygun "Çok Boyutlu Güvenlik Mücadeleleri" teması altında 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu'na övgü ile başlayacağım. Bu Forum'un Organizatörlerine sıcak karşılamaları ve hoş ayarlamaları için şükranlarımızı sunuyoruz.

Aynı zamanda daha önceden planlanmış başka programları dolayısıyla bu ağustos Forum'a şahsen katılamayan İİT Genel Sekreteri Sayın Iyad Ameen Madani'nin hepinize en iyi dileklerini sunduğunu iletmek istiyorum.

Değerli konuklar, çağdaş dünya için barış ve istikrar; zor ve karmaşık güvenlik mücadeleleyle gölgelenmektedir. Günümüzde dünyanın büyük bir kısmı çatışmakta ve sorun kaynakları İİT ülkeleri coğrafi sınırlarında bulunmaktadır. Terörizm belası, aşırılık, etnik ve mezhep çatışmaları, organize suçlar, dinler arası mücadeleler; yoksulluk, adaletsizlik, insan hakları ihlali ve kötü yönetim konuları gibi yeniden patlak verme potansiyeline sahip eski çözülmemiş konuların hepsi sadece günümüz insanları için değil aynı zamanda gelecek nesiller için de tehdit, belirsizlik, çatışma ve istikrarsızlık dolu bir çevre oluşturmaktadır.

İİT aktif bir şekilde; dikkat, analiz ve somut eylem planları gerektiren günümüz mücadelelerinin çok yönlü boyutlarını hedef aldığı bakış açısını savunmaktadır. Bunların en başında da Müslüman Dünyası içerisindeki sürekli ekonomik yoksunluk, dışlama, ayrımcılık ve marjinallik, yoksulluk, fırsat eksikliği, yanlış yönlendirilmiş gelişim, eğitim yapıları ve yabancı ilgi etkileri ile girişimleri gibi güvenlik riskleri ve istikrarsızlığın yayılmasına yardımcı koşulları öne çıkaran politik ve sosyoekonomik bağlamları anlayıp, onları hedef almak yer almaktadır.

Altta yatan sebepleri ele alacak olursak; İİT ekonomik, sosyal, kültürel, bilimsel ve eğitimsel süreçleri teşvik ettiği kadar iyi yönetim ve insan haklarına saygıyı desteklemek adına çok çeşitli adımlar atmıştır. Bu adımlar ve girişimler; Müslüman Dünyası’nda barış ve istikrarı getirecek İİT vaadi açıklaması olarak, İİT Bağımsız Kalıcı İnsan Hakları Komisyonu (IPHRC) ve Barış, Güvenlik ve Uzlaştırma Birliği (PSMU) kuruluşlarını da kapsamaktadır. Bu bağlamda, Kasım 2014’te İİT Üye Devletleri’ndeki düşünce kuruluşları ağı oluşumu hakkında; bizzat yüzleştikleri mücadeleleri ele aldığımızda İİT’nin siyasi formülasyonundan yararlanıp onların uzmanlıklarını kullanmak için özel bir açıklama yapılması gerekmektedir.

Her neyse, şu bir gerçek ki yapıların salt kurulumu Müslüman toplum ve topluluklarının eşsiz karakteristik ve duyarlılıkları göz önünde bulundurulduğunda özel önlemler alınmadan güvenlik mücadelelerine karşı yeterli bir yanıt olamamıştır. Üstelik İİT özel önlemler girişim ve uygulamaları üzerinde çalışmaktadır. Örneğin:

Mevcut yabancı kuşatma durumunda özgür iradeleri ile insani haklarının reddini sonlandıracak; ayrıca sömürgecilik altında bulunan herkese yapılan tarihi adaletsizlikleri fark ettirecek, bunlardan ötürü özür diletip sonra da onaylayacak bir pozisyon almak;

Kendi siyasi gündemine hizmet etme amacıyla Müslüman Dünyası için güvenlik mücadelelerini sorgulayan durumları etkileyen dış aktörlerin potansiyelini incelemek;

Düşüncesiz ve ideolojik olarak renklendirilmiş görsel medyanın kültürler, ırklar ve etnik gruplar arasındaki boşluğu genişletmeye ne derecede katkıda bulunduğunu araştırmak;

Mezhepsel şiddetin sebepleri ile yüzleşip, bu konuda çözüme ulaşabilmek adına yeni bir paradigma kristalize etmek için mezhep çatışmaları alanları üzerinde çalışmak;

İstihdam ve radikalleşme adına daha az duyarlı olunması için sosyoekonomik programların tanıtılması sayesinde terörist gruplar tarafından istismar riski altında bulunan gençliği ve diğer toplulukları güçlendirmenin yollarını aramak;

İİT’nin bir kolu olan Fiqh Akademi sayesinde Ulema, Düşünce Kuruluşları, aydınlar ve sosyal bilimciler için aşırılık ve mezhepçilik söylemleri üzerinde odaklanılıp bu söylemlerin parçalara ayırılması amacıyla bir dizi toplantı, çalıştay, sempozyum ve konferans düzenlemek;

Ilımlılık, adalet, eşitlik ve hoşgörü çerçevesinde İslami değerlere vurgu yapan Üye Devletlerin dışındaki Müslüman topluluklarla bir köprü oluşturmak adına çabalamak.

Değerli katılımcılar, burada çok boyutlu güvenlik mücadeleleri üzerinde tartışırken iki hayati konunun altını çizmemek hata olurdu. Şiddetli aşırılığın yayılması ve İslamofobia trendinin artması üzerine özel bir odaklanma gerekli. Bu bağlamda, başlıca sebepleri açık bir biçimde anlayabilmek, terörizmi yaratıp İslamofobia’yı arttıran şekillendirici fikirlerin ve akımların altını çizebilmek son derece önemlidir.

Her kim tarafından ve de her nerede yapılırsa yapılsın; İİT Üye Devletleri kuralcı konumlarıyla son derece katı bir biçimde terörizmin her çeşidi ve tezahürünün karşısında yer almaktadırlar. Aynı durum terörizmle bağlantılı olan herhangi ülke, ırk, din, kültür veya milliyetlerle oluşturulan her türlü yardımlaşma girişimlerini anlaşılır bir red karşılaması ile de izah edilebilir.

Diğer konular içerisinde İİT belgeleri “İslam’ın özünün eninde sonunda doğruluk, adalet, gelişmiş bilgi ve bilimler ve huzurlu şekilde bir arada yaşama ışığında cehalet, zulüm ve zorbalığın karanlığının dışında bir dünya elde etmek anlamını taşıması“ olarak kabul görmüş ve İslam’ın ılımlılık, hoşgörü ve barış dini olduğunu tekrardan onaylamıştır. Yine de, bazıları tarafından İslam sık sık, özellikle ve özünde sert olarak görülmektedir. Eleştiriler bunu aşırı hoşgörüsüzlükle bağdaştırmakta ve radikalizmi doğurduğunu iddia etmektedir. Bunu sonlandırmak için de bizler diğer tüm dinlerde, ideolojilerde ve kültürel üstünlüklerde olduğu gibi İslam adına kendi sert ve çıkarcı hareketlerinin yerindeliğini iddia eden üstünlük, işgal, terörizm ve aşırılık kurgularını yok etmeye çabalamalıyız.

Müslümanlar ve İslam sıklıkla ifade özgürlüğü kavramı söz konusu olduğunda düşman yerine konulmaktadır; oysa Müslüman olarak bizler düşünce ve ifade özgürlüğünün temel anlamda sadece din özgürlüğünün bir hak farkındalığı değil aynı zamanda daha geniş insan haklarının sağlanması ve korunması anlamına da geldiğine inanmaktayız. İlaveten, hiçbir özgürlük kesin sınırlara sahip değildir ve mevcut hukuk ilimleri tarafından kurulmamıştır; dolayısıyla tamamen sorumluluk ile geliştirilmesi gerekir.

Saygıdeğer bayanlar ve baylar; konuşmamı şu şekilde sonlandırmak istiyorum. Biz, Müslümanlar günümüz güvenlik mücadeleleri tarafından en geniş çapta etkilenenler arasında yer almaktayız. Ellerinde çoğu hatalı ve yanlışlarla dolu yazılar İslam adına birilerini kaçıran gruplar tarafından zarar görmekteyiz. Dünyanın dertleri için Müslümanları ve İslamı damgalayan, suçlayan ve dışlayan ideolojik, İslamofobik sesler tarafından bir bombardımana tutulmaktayız. Geleneksel sömürgecilik, neo-sömürgecilik, neo-liberalizmin siyasal kavramı ve statik siyasal çevrenin sonuna gelmiş bulunuyoruz.

Böylece İslam İşbirliği Teşkilatı olarak İİT; çok yönlü doğası, kaynakları ve tezahürlerinden de anlaşıldığı üzere bu mücadelelerle baş etmek adına bütün çabalara katılmak, katkıda bulunmak ve ön safhada yer almak adına elinden gelen her türlü gayreti göstermektedir.

Görüşlerimizi bir araya getirip günümüz dünyası tarafından yüzleşilen çok boyutlu güvenlik mücadelelerini etkili şekilde hedefleyerek edindiğimiz ortak rolleri incelemede etkili bir potansiyele sahip bu platformu oluşturduğunuz için bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Gelecek iki gün içerisinde hepinize başarılı müzakereler diliyorum.


( Amanul Haq, İslam Ülkeleri Teşkilatı Kabine Direktörü, Barış, Güvenlik ve Arabuluculuk Birimi Başkanı | Açılış Konuşması | 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu| 7 Mart 2015, Islamabad )

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2790 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 651
TASAM Asya 98 1123
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 297
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1306 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 520
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

Modern bilime göre Afrika, insanlığın ilk yaşam merkezi ve atalarımızın yurdudur. Modern antropoloji insanlığın doğuşunun bugünkü Afrika’dan başladığını, oradan Ortadoğu’ya, oradan da dünyaya yayıldığını söylüyor. Fakat batılı sömürgeciler asırlarca Afrika halklarını “evrim sürecini tamamlamamış kay...;

Günümüz dünyasında savunma sanayi yüksek teknoloji, yapay zeka, yapay zeka destekli insansız kara, deniz ve hava araçları, hipersonik füzeler, kuantum bilişim tabanlı savaş sistemleri, siber güvenlik çözümleri ve uzay teknolojileri gibi alanlarla entegre hale gelerek hızla evrim geçiriyor. ;

Bu makale, BM Genel Sekreterlerinin raporlarının Kosova'nın bağımsızlık süreci üzerindeki etkisini inceleyerek, özellikle 1999 tarihli BM Güvenlik Konseyi'nin 1244 sayılı kararına odaklanmaktadır. Bu karar, Kosova için BM tarafından yönetilen geçici bir idare (UNMIK) oluşturmuş ve doğrudan bağımsızl...;

Ortadoğu, stratejik konumu, zengin enerji kaynakları ve kültürel çeşitliliğiyle dünya siyasetinde önemli bir yer tutmaktadır. Ancak bölgenin kronikleşmiş sorunları, istikrarsızlık ve güvenlik tehditlerini de beraberinde getirmektedir. Türkiye, tarihsel, coğrafi ve kültürel bağları doğrultusunda Orta...;

Bu makale Sahraaltı Afrika’ya dair yeni bir tarih yazımının imkânlarını sorgulamaktadır. Bu doğrultuda, Afrika’yı özgünlüğü içinde anlamanın ve anlatmanın ipuçlarını sunmayı hedeflemektedir. ;

Günümüzde küresel ölçekte giderek daha fazla önem kazanan enerji güvenliği sorunları enerji arzının istikrarı, çeşitliliği, erişilebilirliği ve çevresel kaygılar gibi çeşitli faktörlerle ilişkilidir. Bununla birlikte özellikle son günlerde enerji güvenliği kapsamında yaşanan sorunların dünya genelin...;

2016’da olduğu gibi, Donald Trump’ın başkanlığı Washington’daki ve dışındaki yorumcuları ABD dış politikasının yönü üzerine düşünmeye sevk etti. Trump’ın Çin ve Rusya’nın yanı sıra Hindistan ve küresel Güney’deki yükselen güçlerle nasıl bir ilişki kuracağına dair birçok soru gündeme geliyor.;

Güce tapan Amerikan siyasetinde portakal saçlı ve fondötenli taçsız kral Donald Trumpikinci dönemine başladı ve Washington'daki Big Mac satışları ikiye katlandı. Kaybeden Demokrat'ları terkedip Trump'ın kucağına oturanların arasında teknoloji dünyası ve onun milyarder kahramanları hepimizin hayatını...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.