Putin’in Acımasız Güç Kullanım

Makale

Beslan Olayından Sonra Rusya ve Çeçenistan Çeçenlerin bir okulu kasıtlı şekilde hedef seçmeleri ve burada rehine alınan savunmasız çocuklara karşı sergiledikleri gaddarlık ve vahşilik, tüm dünyayı dehşetler içinde bıraktı. Bu, bir vahşetti ve bunu yapan Çeçen savaşçılar ve İslamcı teröristler, taş yürekli canilerdir....

Beslan Olayından Sonra Rusya ve Çeçenistan
Çeçenlerin bir okulu kasıtlı şekilde hedef seçmeleri ve burada rehine alınan savunmasız çocuklara karşı sergiledikleri gaddarlık ve vahşilik, tüm dünyayı dehşetler içinde bıraktı. Bu, bir vahşetti ve bunu yapan Çeçen savaşçılar ve İslamcı teröristler, taş yürekli canilerdir. Günahsız sivillere karşı gerçekleştirilen bu tür terörist saldırılardan olumlu hiçbir şey elde edilemez. Söz konusu grupların kullandığı terör yöntemleri, mutlak bir biçimde tepkiseldir ve tamamen karşıt sonuçlar doğurmaktadır, ayrıca ne savunulabilir, ne de desteklenebilir bir tarafı olamaz.

Bu siyasi gerçekliği kabul etmek ve onu açıkça ifade etmek, Çeçen halkına karşı Putin ve Rus yönetici elitinin yürüttüğü suç içeren baskıların boyutunu hiçbir surette azaltmamaktadır. Rehine alma ve diğer benzer eylemler, uzun yıllardan beri devlet tarafından uygulanan terörün kaçınılmaz sonuçlarıdır. Çeçenistan’da Rus ordusu ve güvenlik güçlerince 10 yılı aşkın bir süreden beri sürdürülen acımasız savaş, yerli halkın umutsuzluğunu artırarak ve gençleri İslamcı köktenciliğe ve intihar saldırılarına sevk ederek ayrılıkçı hareketleri ateşlemiştir.

Ta Çarlık zamanından Çeçen halkı kendi bağımsızlığı uğrunda mücadele etmiştir. Bu dönemin çoğunda Rus idareciler, Müslüman düşmanlarına hakaretle bakıyorlardı. Onlar, bu fanatik savaşçıları, geri zekâlı (half-witted) ve ilkel olarak görmüş ve tüm Çeçenlerin isyancı, eşkıya ve terörist olduğunu kabul ederek öyle muamele yapmışlardı. Bu durum, 19. yüzyıl boyunca ve sonrasında tüm Çeçen muhalifler/düşmanlar için geçerli olmuştur. Rusların algılayışında Çeçenlerin direnişini kırmanın tek yolu, kitlevî şekilde ve acımasız bir biçimde güç tatbik etmekten geçiyordu (ve bu, hâlâ öyledir). Sovyet basını, 1950’li ve 1960’lı yıllarda Çeçenistan’da Sufi şeyhleri ve müritlerinin yargılanmalarının sayısız örnekleri ile doludur. Genellikle burada suçlanan kişi, her zaman “eşkıyalık“ ve “insan öldürme“ ile yargılanmaktaydı. Rus liderler, vakıa üzerine tarihten çok şey öğrenmeleri gerekiyor. Son iki yüzyılda askerî ve siyasî alanda aynı çözüm yollarının tekrar uygulanması bunlardan biridir.

Putin’in iktidara yükselişi, Çeçenistan’da benzer saldırgan hareketler ile yakından ilintilidir. Ağustos 1999’da Yeltsin, daha önce genellikle tanınmayan eski istihbaratçı Vladimir Putin’i başbakan olarak tayin etti. Kısa bir süre sonra, Moskova ve Rusya’nın diğer şehirlerinde apartmanların bombalarla patlaması sonucunda yüzlerce can alan olaylar zinciri meydana geldi. Eylemciler hiçbir zaman gereğince teşhis edilmediyse de, iç güvenlik örgütü FSB’nin bu olaylarda eli olduğuna dair birçok ipucu mevcuttu. Putin, bu bombalama eylemlerini Çeçenistan’a karşı yeniden geniş çaplı bir askerî harekât düzenlemek için bir bahane olarak kullandı. Rus şovenizmine yönelmek ve Çeçenlere karşı sert saldırılar yapmakla Putin, bu milliyetçi histeri dalgası sonucunda Rusya devlet başkanlığına yükseldi.

Novaya Gazeta muhabiri Anna Polyakovskaya’nın bildirdiğine göre, FSB’nin bir elemanı 2002 yılında Moskova’daki tiyatro baskınını düzenleyen ve 800 kişiyi rehine alan Çeçen teröristler grubuna sızmıştı. FSB’nin bu ajanı, tiyatro binasını terk etmeyi başarmış, böylece 129 rehinenin ve yaklaşık 50 Çeçen militanın öldürüldüğü hükümet tarafından gerçekleştirilen kurtarma operasyonundan sağ kurtulmuştu. Bu bilgi doğru ise, o halde Putin yönetimi sadece rehine krizindeki acımasız ve sınır tanımaz hareketlere göre değil, aynı zamanda Rusya’nın yakın tarihinde en büyük silahlı provokasyonlardan birini organize etmekle de suçludur.

Rus ordusu, Çeçenistan’da açıkça yapılan teröre dayanan dehşetli bir diktatörlük kurmuştur. On yıl öncesinde Çeçenistan’ın nüfusu 2 milyon idi; bugün ise 800.000’dir. 1994’den beri en azından 80.000 kişi (ki, bunlardan 40.000’den fazlası çocuk idi) hayatını kaybetmiştir. Grozni dahil büyük şehirlerin tamamında taş üstünde taş bırakılmamıştır. Bunlar, Amnesty International gibi insan hakları örgütlerinin raporlarına yansıyan hususlardır. Grozni’nin bombalarla baştan sona darmadağın edilmesi ve Çeçenistan’ın 300.000’ni aşkın bir güçle askerî işgali, Çarlık tipi kolonyal siyasetin devam ettiğini göstermektedir. Mayıs 2004’te Moskova yanlısı Ahmet Kadırov’un öldürülmesinin ardından Putin’in Grozni’ye yaptığı ziyarette şehrin nasıl darmadağın edilmesinden duyduğu şaşkınlığını saklamaya çalışmıştı.

Sovyetler Birliğinin çöküşünden geçen on üç yılda Rusya Federasyonu, kendi siyasî, iktisadî ve sosyal sistemini yeniden yapılandırmaya teşebbüs etmiştir. Bu yapısal dönüşümün temelini, yeni Rus kimliğini tanımlama çabası oluşturmaktadır. Bugün, Ruslar kendi kimliklerinin her zamanki ümitsiz arayışıyla meşguller. Sovyetlerin yıkılışı, bir Rus milliyetçiliği dalgasını doğurdu. Şimdilerde bir kan ve ruh birliği içindeki devlet olarak mono-etnik bir Rusya’dan bahsetmek yaygınlaşmıştır. Rus Parlamentosu Duma’daki hemen hemen tüm grupların hemen hemen hepsi açık veya gizli şekilde “Büyük Rus İdeası“ndan yararlanmaya çalışmaktadırlar. Herkesi kuşatacak hayalî bir ideolojinin eksikliği ve bugünkü derin kriz şartlarında, modası geçmiş ve nostaljik “Büyük Rus İdeası“, “şanlı Rus geçmişi“ ve otoriter Stalin mirasının istikrarsız bir bileşimi olarak yeniden zuhur etmiştir.

Çeçenistan’daki savaşın devam ettirilmesi, Putin rejimi için iki açıdan vazgeçilmezdir. İlk olarak, bu savaş baskıcı bir devlet aygıtı kurmak için Putin’in eline bahane sunmaktadır. Onun yönetimi “terörizm“ tehdidini, kanunların, düzen ve güvenliğin korunmasında kendi pozisyonu meşrulaştırmak için kullanmaktadır. Putin’in devlet başkanlığına gelişinden beri, güvenlik ve istihbarat servislerinin güçleri geniş bir surette artmıştır. İkincisi, Putin’in “Çeçen terörizmine karşı savaş“ta aldığı önlemler, Rus yönetici elitin Büyük Güçler oyunundaki arzularını savunmayı amaç edinmektedir. Şöyle ki, bu küçük cumhuriyetin (Çeçenistan’ın) kaybedilmesi, Kuzey Kafkasya’daki Rus nüfuzunu kat’i olarak zayıflatacaktır. Kuzey Kafkasya, uluslararası alanda zengin petrol kaynakları ve ana petrol boru hatlarına stratejik yakınlığı ile bilinen bir bölgedir.

Geçtiğimiz on yılda Rus devletinin yürüttüğü terör ve baskı politikasının vahşeti, Çeçenistan’ı cehennemin yaşandığı bir yere, Beslan’daki rehine eylemcilerini ise bu cehennemin çocuklarına dönüştürdü. Fakat Çeçenistan’da Rus hükümetinin soykırım politikaları ve on binlerce Çeçenin katledilmesi, Kuzey Osetya’daki rehine eylemini meşrulaştıramaz. Sivillere karşı bu tür acımasız eylemler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in elini güçlendirecek ve Rus halkının geniş kesiminde düşmanlığı daha da artıracaktır.

Bülent Gökay, TASAM Stratejik Öngörü Dergisi Yayın Kurulu üyesi ve Keele Üniversitesi (İngiltere) Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi olup Avrasya Araştırmaları Programının müdürüdür.

Bu tercüme Vügar İmanbeyli tarafından yapılmıştır.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2842 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 662
TASAM Asya 100 1149
TASAM Avrupa 23 661
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 303
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1415 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 630
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1308 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 522
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2071 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2071

Osmanlılar, zengin tacirleri memleketlerine çekmeyi, ülkeyi zenginleştirmek ve devlet hazinesini doldurmak için en etkin siyaset olarak benimsediler. 1550’lerde özellikle Papalık topraklarında Yahudiler engizisyon takibatına uğrayınca Kanuni Süleyman onları ülkesine çağırıp himayesine altına aldı. B...;

Her ülkenin kurucu ataları vardır. Doğal olarak onlar çok sevilirler ve gelecek kuşaklara gururla aktarılarak unutulmaları önlenmeye çalışılır. Buna rağmen birçoğu hem kendi tarihleri hem de dünya tarihi içinde unutulurlar. Bu nedenle onlar için devasa görsel anıtlar yapılır, resmi kurumlara resimle...;

Önümüzdeki günlerde “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtlarında artık sona yaklaşılıyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile katılımcılara sertifika ve konferans kitabı verilecek. Yurt içi ve dışından çok sayıda...;

Yeni modellemelere ilham vermek üzere kaynak eser niteliğindeki “Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri", prestij standartlarda sınırlı sayıda özel kutulu ansiklopedik boy iki cilt 1378 sayfa olarak yayımlananarak ön siparişe özel indirimi ile TASAM Yayınları...;

Amerika için İşe Yarayan bir Ekonomik ve Güvenlik Düzeni Nasıl Oluşturulur? Oren CASS ABD, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana geçen 80 yılda iki büyük strateji izledi. Bunlardan biri olağanüstü bir başarıydı: Soğuk Savaş sırasında Amerikan ekonomik yatırımlarını, dış ilişkilerini ve askeri konuşlanm...;

Yuri Aleksandrovich Bezmenov (1939–1993), aynı zamanda Tomas David Schuman olarak da bilinir, propaganda ve ideolojik yıkıcılık konusunda uzmanlaşmış bir Sovyet gazeteci ve KGB ajanıydı. İdeolojik yıkıcılık, bir toplumun gerçeklik algısını o kadar çarpıtma sürecidir ki, toplum kendini yok eder. ;

Güvenlik temalı 5 eş-etkinlikle birlikte bu ay “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtları hızla devam ediyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile Konferans katılımcılarına sertifika ve konferans kitabı verilirken ...;

“Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri“ adlı kaynak eser ilk kez TASAM’a verilen binlerce belgelik resmî Osmanlıca arşiv üzerinde geniş bir akademik ekiple 10 yılı aşan çalışmalar sonucu yeni modellemelere ilham vermek üzere literatüre kazandırıldı. Prestij ...;

9. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

7. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

4. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

8. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

2. Yeniden Asya Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Afrika 2063 Ağı | İstişare Toplantısı 3

  • 18 Haz 2025 - 18 Haz 2025
  • Çevrimiçi - 13.00

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • İstanbul - Türkiye

11. İstanbul Güvenlik Konferansı (2025)

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...