Milliyet gazetesinde 12.07.2009 tarihinde “Rabia’yı Yalova Konuşması Yaktı“ başlığıyla yayınlanan “Uygur Türklerinin ABD’de sürgünde yaşayan kadın lideri Rabia Kadir’in 2006’da Yalova’da yaptığı konuşmanın ardından Pekin yönetiminin tepkisi üzerine Türkiye’den vize alamadığı ortaya çıktı“ haberini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan söz konusu iddianın doğru olmadığını beyan ederek tekzib etmiş ve Başbakanın da belirttiği üzere, Kadir’in 1990’lı yıllarda iş kadını sıfatıyla Türkiye’ye giriş yaptığı teyit edilmiştir..
Milliyet gazetesinin haberi aslında bir başka Uygur lider hakkında 2005 tarihinde yazılı basında yer alan bir haberin kopyasıdır. Milliyet gazetesinde sözü edilen olay yurtdışında yaşayan ve yine Çin’in kara listesinde ismi geçen bir başka Uygur liderle ilgili idi. Bu şahıs 2004’te ABD tarafından kurulan “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümetinin“ Cumhurbaşkanı Ahmet İgemberdi’den başkası değildi.
Yeni Şafak gazetesinde 07.13.2005 tarihinde yer alan habere göre, “Sürgündeki Doğu Türkistan Cumhurbaşkanı Ahmet İgemberdi, Avustralya`dan uçakla geldiği Atatürk Havalimanı`ndan önce geri çevrildi. Fenalık geçiren İgemberdi, Ankara`dan izin çıkması üzerine Türkiye`ye alındı. Yalova Kültür Merkezi`nin davetlisi olarak İstanbul`a gelen İgemberdi`ye, Dışişleri Bakanlığı`nın yazısı gerekçe gösterilerek ülkeye alınmayacağı bildirildi. Bunun üzerine İgemberdi, 21 saatlik yolculuğun da verdiği yorgunlukla fenalaştı. Havalimanında tedavi altına alınan İgemberdi, geldiği uçakla Avustralya`ya geri gönderilemedi. `Sorunlu yolcular odası`na alınan İgemberdi`nin Türkiye`ye girişine, Emniyet Genel Müdürlüğü`nden gelen bir yazı ile izin verildi. İgemberdi, duyduğu üzüntüyü, `Türkiye bizim memleketimiz. Ben Türkiye için suç işleyen biri değilim. Sadece Doğu Türkistan halkı için hizmet ettim. Halkımın demokrasisi için Çin`de 10 seneden fazla hapis yattım. 6 sene sürgün oldum` sözleriyle dile getirdi. Geçen cumartesi Münih`ten İstanbul`a gelen Sürgündeki Doğu Türkistan`ın Başbakanı Enver Yusuf Turani de Türkiye`ye sokulmamıştı. 1949`dan beri Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistanlılar, 2004`te Washington`da `Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti`ni kurmuştu. (2005-07-13 Yeni Şafak http://www.yenisafak.com.tr) denilmektedir.
Haberden de anlaşılacağı üzere vize engeli, Yalova’daki bir toplantı ve havaalanında kalp krizi geçirme olayı Rabia Kadir’le ilgili haberin aynısıdır.
Hürriyet gazetesinde 12.07.2009 tarihinde Rabia Kadir’le ilgili bir haber ise; “ABD Kongresi üyeleri Çin’in Uygur halkına şiddet içeren tutumunu çok sert eleştirdiler. Demokratik Parti’den Delahunt, ’Uygur Ana’ diye tanınan Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir’in Nobel Barış ödüllü olduğunu hatırlatarak, "Çin bu kadına çamur atmaktan vazgeçmelidir" dedi. Cumhuriyetçi üye Rohrabacher da, "Pekin soykırımla suçlanacak" diye konuştu“ denilmiştir. Ancak Rabia Kadir Nobel Barış ödülüne aday gösterilmesine rağmen, bu ödülü alamamıştır. Bu yanlış bilginin gazeteye haberi servis eden ajansa mı, yoksa gazeteye mi ait olduğu bilinmiyor.
Uygur lider Kadir 3 Mart 2006 tarihinde (http://arsiv.sabah.com.tr/2006/03/27/cp/rop107-20060319-102.html) bir gazeteye verdiği demecinde Nobel Barış ödülünü Çin sömürgesi altında ezilen Uygur halkı adına almak istediğini ifade etmiştir. Bilindiği üzere 2006’da Nobel Barış Ödülü Muhammad Yunus’a (Bangladeş) verilmiştir.
Türkiye’de Vize Engeline Takılan Uygur Lider Kimdi?
Milliyet gazetesinde 12.07.2009 tarihinde “Rabia’yı Yalova Konuşması Yaktı” başlığıyla yayınlanan “Uygur Türklerinin ABD’de sürgünde yaşayan kadın lideri Rabia Kadir’in 2006’da Yalova’da yaptığı konuşmanın ardından Pekin yönetiminin tepkisi üzerine Türkiye’den vize alamadığı ortaya çıktı” ...
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.