Irak ve Suriye’de yaşanan son on yılların gelişmelerini P5 düzeni devletlerinin çıkar kapsamı içinde görmeden, Kürt kimliğinin bu çerçevede nasıl araç sallaştığını doğru okumadan bugün Suriye’de ABD’nin Kürtler demeyi tercih ettiği silahlı grupları güvenliğe almadan neden çekilip gitmeyeceğini anlamak zor olacaktır.
Suudi Arabistan Kaşıkçı cinayeti dolayısıyla gündemimizi son zamanlarda yoğun olarak işgal ediyor. Ilımlı İslamcı yeni veliahtlarıyla da dikkatlere dokunan bu devlet son dönem hafızamızda pek çok travmayla yer etti ve ediyor.
2012’de TASAM internet sitesinde yayınlanan bir yazıda “Meselenin diğer bir yönü ise, Bosna Savaşı’nda ki benzer bir uluslararası parçalanmanın Suriye olayında da ortaya çıkmış olmasıdır.
Hem Orta Doğu'da istikrar olsun hem de küresel güçlerin çıkarları zedelenmesin!?
Zirai hayat yaşanan bölgelerde hayatının bir dönemi geçenler tarla komşuları ile su yüzünden yaşanan kavgalara şahit olmuşlardır. Bahçe sulama kavgaları akrabaları dahi birbirine
İbn Haldun ve birçok düşünürün söylediği üzere devlet insanların doğalarının icabı olarak düzen düşüncesiyle kurdukları bir organizasyondur. Bu organizasyonu
Nasıl Ortaya Çıktılar?
STK (NGO) isminin popüler kullanımın tarihi 1970’ler olarak belirtilmektedir. Bu cümleden mevzumuz olan Arap dünyasında da Sivil Toplum Kuruluşları ortaya çıkmıştır.
“Öyleyse bugün ABD'nin İran'la nükleer anlaşmadan ayrılacağını ilan ediyorum. Tahran'a en üst düzey ekonomik yaptırımları yeniden getireceğiz”
İslamofobya son dönem literatürümüzde çokça geçiyor. İslam’ı ve Müslümanları belirli negatif sıfatlarla algılayarak tanımlayan bu bakış açısının kökensel, tarihi ve güncel sebepleri bulunuyor.
Türkiye, ABD ve Rusya’nın Suriye’yi Balkanlaştırmak ya da Afganistanlaştırmak yolundaki kaotik ve öngörülemez hareketleri karşısında
Afrin’de yüzyıllık bir hesabın görüldüğü bir ortamda bölgesel ve küresel aktörler Türkiye’ye çelme takma yarışına girmiş görünüyorlar. 100 yıl önceyi görmeden bugünü anlamak ve geleceği açıklamak zor görünüyor:
İran’da halk sokaklara taştı. Düzenlenen protestolar işsizlik, yükselen enflasyon ve yolsuzluğa karşı yükselen bir ses olarak ülke çapında hükümet karşıtı gösterilere dönüştü.
Mısır Kuzey Sina Vilayetinde yaşanan kanlı terör saldırısı gözleri bu kadim ülkenin bu kritik mekânına çevirdi.
Ermeni meselesi ortaya çıkarıldığında, Avrupa devletleri ve Rusya kendi menfaatleri bağlamında olaya farklı açılardan baksalar da, işin esasında Ermenilerin
ABD Başkanı Trump, İran konusundan yeni stratejilerini açıkladı. Akabinde İsrail, Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Yemen ABD Başkanı Donald Trump'ın açıkladığı "yeni İran stratejisini" desteklediklerini açıkladılar.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'de yeni bir 'Kobani' oluşmasına izin veremeyiz" dedi.
George Orwell, Burma Günleri adlı eserinde, "Bu ülkede bulunmamızın, hırsızlıktan başka bir nedeni olduğunu söyleyebilir misiniz? Bu öylesine kolay ki. İngiltere'nin memuru,
Arap Baharının faturası Katar’a mı çıktı? Diğer yandan ise yeni ABD yönetiminin İran ve aşırıcılık odaklı söylemi Trump’un gezisi hemen sonrası bölgede aksi sadasını
Suriye’de kurgulanan “Rojava” yapısı içindeki kantonlar Rus-ABD tandeminde gelişmeye devam ederken vekalet savaşçıları teröre karşı bir unsur olarak silahlandırılıyor.