Denizdeki insanın, zaman kavramı çok farklıdır. Gemi, deniz ufkunda kaybolduğu zaman, geride kalanlar, içindekileri başka bir zaman boyutuna uğurlamış olurlar.
Tarih ve coğrafyanın Türkler ile Yahudileri birbirlerine mahkum ettiğini söylemek çok yanlış olmaz. Hazar Türklerinden, Endülüse, Cezayir’den Anadolu’ya uzanan
Türkiye’de en çok satan otomobil olduğu halde yatırım yapmaması Ticaret Bakanımız tarafından eleştirilen Almanya’nın Volkswagen firmasının, Başbakan
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Şanghay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) katılımla ilgili sözleri, sadece ülkemizde değil bütün dünyada ilgiyle karşılandı.
Yeni bir yıla girerken, dünya ve bölgesel güç dengeleri giderek daha da karmaşıklaşıyor. 2008’de patlak veren dünya ekonomik krizi ise hala sönümlenme sürecine giremedi.
Denizden beslenmeyen hiç bir faaliyet başarıya ulaşamaz. Tarih boyunca savaşı denizden besleyebilenler zafere ulaşmışlardır.
Doğu Akdeniz çanağı tarihin her döneminde zenginlik ve refahın kaynağı olmuştur. Bu bölge Ortadoğu’nun buğday başta olmak üzere, zenginliklerinin ticaret yoluyla Avrupa’ya ve Anadolu’ya aktarıldığı çok önemli bir coğrafyadır.
Dünyamız yeni bir yıla girdi. Küresel ekonomik kriz, üç yılı aşkın zamandır hala devam ediyor. Ülkeler krizin yarattığı iç sorunlarla boğuşmaktalar.
Giriş
Dünya tarihinde atom bombası bir kere kullanılmıştır. Ancak bombanın fiziki ve insani tahribatının askeri ve politik alanda yarattığı sonuçlar, dünya savaşını bitirmiştir. Özetle, yüksek teknoloji ürünü bir bomba, net bir siyasi sonucun alınmasını sağlamıştır.
İstanbul’da Beşiktaş’a yolu düşenler vapur iskelesinin hemen yakınında bir türbe görürler. Bu türbe Türk tarihinin en büyük denizcisi Barbaros Hayrettin Paşa’ya aittir. Arkasında bıraktığı reisleri ve levendleri onu hiç bir zaman unutmadılar.
Üç yıldan bu yana devam eden ve hala ufukta çözülebilir bir perspektif görülemeyen küresel ekonomik kriz, global ölçekte son derece ciddi jeopolitik çalkantılar yaratmaya başlamıştır.
Barış, insanın kendi kendiyle barışık olmasını içeren bireysel, daha sonra ailesel ve nihayet toplumsal ve evrensel bir ihtiyaç. Ancak 14 bin yıllık insanlık tarihine baktığımızda sürekli çatışma, kriz ve savaş içinde bir dünyada yaşadığımızı görmekteyiz.
Dünyamız beş yıldan bu yana devam etmekte olan Küresel Ekonomik Krizden hala çıkamadı. İşin ilginç tarafı, bu krize sebeb olanlar da krizden nasıl çıkılacağını bilmiyorlar veya bilmezden geliyorlar.
ABD’de sağlık, eğitim, işsizlik ödeneği gibi sosyal harcamalara kaynak bulunamazken Wall Street Journal, S&P 500 endeksindeki firmaların 960 milyar dolar nakit paranın üzerinde oturduğunu yazıyor.
lli yıllık Soğuk Savaş dönemi sonunda, dünyamız yeni bir sürece girmiştir.Bu dönüşüme, güvenlik ve savunma boyutu yönüyle “Yeni Dünya Düzeni” “Tek Kutuplu Dünya Düzeni” veya “Çok Kutuplu Dünya Düzeni” gibi çeşitli tanımlamalar getirilmiştir.
BD’nin yeni Irak stratejisi 11 Ocak 2007’de açıklandı. Baker raporuna rağmen taarruzi askeri stratejiye devam kararı alındı. Irak harekatının başlangıcından bu yana yaklaşık dört yıl geçmesine rağmen ABD, politik ve ekonomik hedeflerine ulaşamadı. Bu makalede dört yıllık başarısızlığın ve zorunlu yeni stratejinin nedenleri tartışılacaktır.
Türkiye, Soğuk Savaş sonrası dünyadaki ve bölgemizdeki radikal jeopolitik değişiklikler nedeniyle AB’ye davet edilmiştir. Avrupa’nın ABD’ye karşı oluşturmak istediği “ Küresel Güç Olma” projesi kapsamında Türkiye’nin katkılarının büyük olacağı değerlendirilmiştir. Ancak 2001 yılından sonra değişen ABD politikaları nedeniyle, AB’nin bu projesi gerçekleşme şansını yitirmiştir.